Ballı Çörekler

7 0 0
                                    

"Hey Potter, nasılsın?"

Ron'dan önce davranıp Ravenclaw ve Gryffindor ortak dersinde Potter'ın yanına oturmuştum. İyi ki ders Profesör Binns ileydi, herkes kafasını koymuş uyuyordu. Barışma işini en kısa sürede halletmem gerektiği için de hızlı olmam gerekiyordu.

"Hermione ile Ron'un arasını artık yapsak diyorum, olmuyor böyle."

"Haklısın ama ikisi de birbirinden inatçı. Ron özür dilerse barışırım diyor, e Hermione de öyle demiştir."

"Evet, öyle dedi. Ne yapacağız ama?"

"Bence akışına bıraksak daha iyi."

Gözlerimi kısarak iğneleyici bir şekilde yüzüne baktım. İstediğim gibi rahatsız olacak ki kafasını çevirip profesöre döndü.

"Tamam ya buluruz bir şey."

"Şimdi bulalım işte."

Yüzünden uyumak istediği belli oluyordu fakat benim de bu işin peşini bırakacağım yoktu. Biraz daha ısrar ettikten sonra derin bir tartışmanın içerisine girdik. Aklımıza ne gelirse gelsin, sonu hep çıkmazdı. İkisinden birinin başına bir şey mi gelse diye bile düşündük fakat riskini biraz geç fark ettik.

Ben kendi düşüncelerimin içinde kaybolmuşken aklıma güzel bir fikir geldi. Neden direkt konuşmuyorlardı ki? En kısa çözüm buydu. Karagöl'e atma fikrindense daha uygulanabilir bir fikirdi. Söylemek için soluma döndüğümde Potter'ın uyukladığını gördüm. Ders bitmek üzereydi, bu yüzden uyandırma gereği hissetmedim. Nasıl yapsak da aynı masaya oturtsak diye tekrar düşünürken kıpırdandığını hissettim.

"Ah!"

"İyi misin?"

"Evet, evet. Yara izim acıdı biraz, sorun değil."

"Emin misin? O kadar da hafif bir acı gelmedi."

"İyiyim. Sen bir şey bulabildin mi?"

"Kahvaltıda karşılıklı oturtup konuşmalarını sağlasak, düz mantık?"

"Yani, bilemedim."

"Ay sen bul o zaman! Neyse, akşam yemeği de olur. Başka ortak dersimiz yok, ben sizin masaya uğrar sonra bina masama dönerim. Tamam mı?"

"Tamam hadi bakalım."

Öğleden önceki dersler bittikten sonra kendimi mutfakta buldum. Dobby'yi görünce hemen yanına gittim.

"Dobby! Nasılsın?"

"Ah Annie hoş geldin hoş geldin! Bir şeyler ister misin? Dobby hemen getirir. Yeni çörek yapıyoruz!"

"Teşekkürler Dobby ama gerek yok, biraz susadım sadece."

"Tabii tabii!"

Dobby koşarak bana bir bardak su ve yanına da bir tabak pudra şekerli çörek getirdi. Bu haliyle çok komik gözüküyordu doğrusu, kafasında on-on beş tane örme şapka, ayağında iki farklı desenli çorap, boynunda da siyah bir kravatı vardı.

"Gerek yoktu Dobby! Zaten öğle yemeği yiyeceğiz şimdi."

Tatları da görüntüleri kadar güzeldi. Biraz diğerlerine de vermek için başka bir evcininin getirdiği mendile sardım. 

Altın üçlüyü büyük salonda otururken bulunca sevinip hemen yanlarına gittim. Ben gelince konuşmalarına ara verdiler ve Hermione oturmam için yanını işaret etti.

"Ne oldu ya dedikodumu mu yapıyordunuz? Size taze çörek getirmiştim ben de."

"Yok ne dedikodusu, önemli bir şey değil."

"Bence anlatabiliriz Hermione."

"Neyi anlatabilirsiniz?"

Çörek mendilimi masaya koymamla Ronald'ın gözleri ışıldadı. Hermione biraz endişeli şekilde Potter'a baktıktan sonra çöreklere gömülen Ronald'a yüzünü buruşturdu.

"Evet ne anlatıyorsunuz Potter?"

"Barty Crouch'u tanıyorsun değil mi?"

"Tabii ki, Üç Büyücü Turnuvası'nı o yönetiyor."

"Heh, işte artık yönetmiyor, çünkü öldü."

"Ne?"

"Daha doğrusu, öldürüldü."

"NE?"

Biraz fazla bağırdığım için büyük salonda bulunan herkes ize döndü. İstemeden kalkmış olduğumu fark edince yavaşça geri oturdum ve hala çörek yiyen Ronald'a ben de yüz buruşturdum. Hermione'nin suratı "Söylemesek daha iyiydi." der gibi bakıyordu, Potter ise daha çok nabız yokluyor gibiydi.

"Peki siz nereden? Yani nasıl?"

Hermione derin bir iç çekti.

"Anlatalım, ama burada değil, fazla göz önündeyiz."

"Nereyi önerirsin Hermione?"

Önündeki yemeği bitmiş olan Ron iğneleyici bir şekilde sormuştu bunu. Hermione göz devirdi ve bakışlarını tekrar bana çevirdi.

"Kalenin arkasındaki taşlık alana gidelim. Ve bundan Mia'ya bahsetmek yok, tamam mı?"

Baş salladım. Granger'la konuşmak o kadar da iyi bir fikir gibi gelmemişti, sırlara ve 'Seçilmiş Kişi' olaylarına hazır değildim. Fakat bulaşmıştım bir kere, buradan da dönüş olmazdı.



Bilin bakalım kim tekrar yazmaya karar verdi? Tabii ki ben.

Uzun bir ara gibi oldu fakat dördüncü kitap bilgilerimi tazeliyorum ve daha sık yeni bölüm atmaya çalışacağım.

Okuduğunuz için teşekkürler <3

Genç ve GüzelWhere stories live. Discover now