Balo Günü

11 0 0
                                    

Nihayet balo günü gelip çatmıştı. Annie ve Mia sabah erkenden kalkıp elbiselerini bir kere daha prova ettiler. İkisi de birer prenses gibi güzellerdi. Saçlarını nasıl yapacakları konusunda çok düşünmüşlerdi, daha doğrusu Mia buna daha çok kafa yormuştu. Son karar olarak Mia örgülü bir topuz yaptı, Annie de saçlarını maşaladı. Şampiyonlar ilk dansı yapacakları için Annie, Mia'dan önce büyük salonun yolunu tuttu. Koridorun başına gelince bir duraksadı.

Bu Liam'dı. Takım elbisesi üzerine tam oturmuş, saçları her zamanki gibi parlaktı. İçinde küçük bir gülümseme olan gözleri ışıl ışıldı. Eğer biraz daha dikkatli inceleseydi Annie onun hüznünü okuyabilirdi, ama gözü onun koluna takılmış kıza kaydı. Kırmızı, topuğa kadar uzanan kadife elbisesiyle siyah saçlı bir kızdı. Sohbet ederken gözleri Liam gibi gülümsüyor, şen kahkahası koridoru dolduruyordu. Bu kız onun kuzeni Emma'ydı. Liam'dan iki yaş küçüktü, yani Annie ile yaşıttı. İkisi sohbet ederek büyük salona girdiler.

HP/ İyi misin?

Omzuna dokunan bir elle Annie'nin ödü kopmuştu. Yeşil gözlü dağınık saçlı çocuğu görünce rahatladı.

HP/ Bu, Liam'dı, değil mi?

AW/ Evet, evet oydu.

HP/ Tabi yanındaki de?

AW/ Kuzeni, Emma.

HP/ Çok özel olmayacaksa, bu çocuk kim?

AW/ Benim, eskiden çıktığım biri.

HP/ Vay canına, kaç kişiyle çıktın ki?

AW/ Aslında bir, sadece onunla.

HP/ McGonagall'ın yanına gidelim mi?

Annie bu konuşmanın bitmesine sevinmişti. Kafasını olumlu anlamda sallayarak yürümeye başladı. Bu gece güzel bir gece olmalıydı, olacaktı.

Şampiyonlar sıraya dizilmişlerdi. Harry'nin Cho'ya bakınca sanki kalbe dönen gözbebekleri kocaman olmuştu. Annie buna gülümsedi ve bir iç çekti. Lacivert elbisesinin eteğini düzeltti ve Harry'nin koluna girdi. Büyük salondan valsin sesi duyulmuştu. Yüzüne güzel bir gülümseme yerleştirdi ve salona girdiler. Salon büyüleyiciydi, köşelerinde buzdan heykeller, sarkıtlar, ışıltılar ve ince yağan kar göze çarpıyordu. Her zaman ortada olan yemek masaları kaldırılmıştı, onlar yerine yuvarlak ve daha küçük masalar dans pistinin etrafını donatmıştı. Şampiyonlar salonun içine doğru ilerlerken etraflarındaki kalabalık dağıldı, yerlerini aldılar ve dans başladı.

Dans hareketlerini o kadar karıştırmışlardı ki Harry ve Annie kahkahalara boğulmak üzereydiler. Arada bir Hermione ile göz göze geliyorlardı fakat onun kafası başka yerlerdeydi. İlk danslar bittikten sonra salonun ortasına doğru bir yoğunluk oluştu. Parti yeni başlamıştı. Gülüşmeler arasında Annie Mia'yı gözüne kestirdi. Nelson'la beraberdi, tahmin edilebileceği gibi. Onunlayken o kadar mutlu görünüyordu ki, Annie bir an gözlerinin dolduğunu hissetti. Bu kızı neşeli görmeyi gerçekten çok seviyordu. Bir içecek aldı, kadehte sunulmuş bir meyve suyu, Ron ve Harry'nin yanına oturmaya gitti. Ron çok sıkkın görünüyordu, hak etti, diye düşündü. Yarım saat kadar sonra, Mia'nın yalnız olduğunu gördü ve koşarak yanına gitti.

MB/ Hey dikkat et, bu topuklularla düşeceksin.

AW/ Senin adına çok mutluyum!

MB/ Ben de! Nelson öyle iyi biri ki, onun yanındayken eridiğimi hissediyorum. Bu arada, bana Potter'la gittiğini söylememiştin?

AW/ Söyledim ya, hatta ondan senden önce geldim hani.

MB/ Ay doğru, akıl mı kaldı bende.

AW/ Ee, Nelson nereye gitti?

MB/ Birazdan gelir, içecek bir şey almaya gitti. Heh bak geliyor.

Annie, Nelson'ın Mia'ya gülümseyen yüzünü kalabalık arasından seçti. Kısa süre sonra ikisinin yanına geldi. Elindeki kadehlerden birini Mia'ya uzattı.

NZ/ Geleceğini bilseydim sana da bir tane getirirdim Annie.

AW/ Yok, önemli değil, ben de gidiyordum zaten.

MB/ Nereye?

AW/ Biraz hava almak istiyorum.

İkisinin yanından ayrıldı ve eteğini tutarak yavaş adımlarla büyük salondan çıktı. Ayaklarının acıdığını hissedince ayakkabılarını çıkarıp eline aldı ve en yakın kuleye doğru yürümeye başladı. Bu akşam gerçekten çok güzel olmuştu; yaptıkları komik danslar, büyük salonun ihtişamı, lezzetli aperatifler, Hagrid'in vals yapmasına kadar her şey harikaydı. Ancak insanların sürekli hareket ettiği bu ortam Annie'yi boğmuştu ve hava alması gerekiyordu. Kuleye tabloları inceleyip selamlayarak, yavaşça çıktı. Üzerine çıktığında ise, ayakkabılarını yere bıraktı ve tırabzanlara dayandı. Bu gece yıldızlar da çok güzeldi. Astronomi dersine olan özel ilgisi dolayısıyla takım yıldızlarını seçmeye başladı. Kraliçe, kaz, avcı, harp takım yıldızları ve Çobanyıldızı...

LH/ Neden aşağıda değilsin?

Annie bu sesi duyunca içi titredi. Arkasında kim olduğunu biliyordu, bu yüzden dönmek istemiyordu. Yanına gelip tırabzanlara o da yaslanınca tarif edilemez bir gariplik hissetti.

Genç ve GüzelWhere stories live. Discover now