Güney Kulesine Veda

10 0 0
                                    

AW/ Sen neden değilsin?

LH/ Temiz havaya ihtiyaç duydum, bir de uzun süre seni göremeyince merak ettim.

Şimdi hissettiği gariplik gittikçe artıyordu. Liam yumuşak bir tonda konuşuyordu. Gözlerini Çobanyıldızı'ndan ayırmadan onunla konuşmaya devam etti.

LH/ Sen neden buradasın?

AW/ Hava almaya çıktım.

Uzun süredir ilk konuşmalarıydı. İkisinin de gerginliği yüzlerinden okunabiliyordu. Hissettikleri hüzün ve acı da belli oluyordu. Bir dakika kadar sessizce yıldızları seyretmeyi sürdürdüler. Annie artık gitmek istiyordu, ayakkabılarını almak için yere eğildi. Yavaşça onları giydi ve merdivenlere yöneldi.

LH/ Annette...

Arkasını döndü, Liam önce onunla göz teması kurdu. Sonra hafifçe eğilerek elini ona uzattı. Annie'nin beyni durmuştu sanki, ne diyeceğini, hatta ne düşüneceğini bile seçemiyordu.

LH/ Bu dansı bana lütfeder misin?

Her şey durmuştu. Sadece nefes alıp verişini duyabiliyordu. Bir tarafı arkasını dönerek hızla kaçmasını bekliyor, küçük bir yanı da kalmasını istiyordu. Bu küçük tarafı kalbiydi.

Liam ve Annette, aile yüzünden ayrılmıştı. Annie, bu ilişkiyi gizli tutmak istemişti, çünkü annesi, hele babası böyle şeylere asla izin vermezdi. Fakat mektuplaşmalarından bir şeyleri sezdiler ve ayrılmalarını söylediler. Annie, bunu istemedi, demek istedikleri şey pek açık olmadığından da sürdürdü. Ama sonunda bir gün dayanamadı. Onlara olan bağlılığı baskın gelmişti. Liam'ı çok seviyor olmasına rağmen onunla daha sonra tekrar karşılaşabilme umuduyla ayrıldı. Son konuşmalarında, ikisi de birbirini kırdı, düzgün bir şekilde vedalaşamadılar. Annie dağılmıştı, Liam da öyle. Ancak şimdi karşısına çıkmış, ona bir dans teklif ediyordu. Beyni tüm olasılıkları düşünmeye, bunların sonuçlarının iyi ve kötü olup olmayacağına, kararından sonra vermesi gereken çelişkili kararlar alması gerekip gerekmediğine kafa yormaya yatkındı. Ama şu anda durmuştu, bir savaş alanına dönmüştü ki Annie dinlemesi gereken sesi duyamıyordu. Hiçbir sesi duyamıyordu, hepsi bir andan konuşuyor ve karışıyorlardı. Kendi de ne yaptığını anlayamadan, Liam'ın elini tuttu.

Liam ani bir refleksle kafasını kaldırdı, şaşırdığı belliydi, hiç beklemiyordu. Fakat itiraz etmeyerek bekledi. Annie küçük bir reverans yaptı, Liam'ın elini kürek kemiğinin altında hissetti. O da sol elini Liam'ın omzunun ucuna koydu. Müzik çalmıyordu, gecenin sessizliği ve topuklunun sesi dışında etrafta bir ses yoktu. Sadece birbirlerine bakıyor ve sessizce vedalaşıyorlardı. Liam Annie'yi döndürdü ve eteğinin uçuşmasını sağladı. Zaman onların kontrolündeymiş, harekete geçmeye korkuyormuş gibiydi. Dans ettiler ve son reveranslarını yaptılar. İkisinin de gözleri yarı dolmuştu ama bu sadece ay ışığında irislerinin parlamasına yol açıyordu. Birbirlerinden birer adım uzaklaştılar. Bin dakika gibi gelen bir süre daha yalnızca birbirlerine baktılar. Sonrasında birinin gitmesi gerekti, bu kişi de Liam oldu.

LH/ Hoşça kal, Annette.

O, merdivenlerden inerken onu izledi Annie, gözlerinin biraz daha dolmaya başladığını hissetti ama hemen onları sildi. Tekrar tırabzanlara yaklaştı. Çobanyıldızı, hala yerindeydi. Venüs'ü izlerken, Mia'nın onun için endişelenmiş olabileceğini düşündü ve son kez derin bir nefes aldı.

Genç ve GüzelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin