26. BÖLÜM

2.1K 119 136
                                    

Yeni bölüm için beğeni sınırı=150
Yorum sınırı en az=100

Yeni bölüm için beğeni sınırı=150Yorum sınırı en az=100

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


_______________________________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

_______________________________________

Göktuğ'un ağzından çıkan her bir kelime sanki bir bıçak misali yüreğime saplanıyordu. Beni bu kadar çok yaralayan şey Hakan'ın bana yaşatmış olduğu ihanet miydi yoksa düştüğüm bu acınası hal miydi henüz net bir karara varamamıştım. Tek bildiğim şey bu hayatta kendimden bile daha fazla güvendiğim tek kişi Hakan'ken bana yaşattığı bu ihanetin içimde derin yaralar açtığıydı.

Ben düştüğüm yerde içimde kopan binbir çeşit fırtınalarla durmaya devam ederken Göktuğ hala başımda dikilmeye devam ediyordu. Önümde duran siyah rugan ayakkabısıyla olan bakışmamız hala ilk an ki gibi tazeliğini koruyordu. Değil onun yüzüne bakmak sesini duymak dahi midemi bulandırmaya yetiyorken kendimi yine böyle aptal bir durumun içerisine soktuğum için fazlasıyla öfkeliydim.

Uzun bir süre sonra kendi içimde kabul etmek istemediğim bir gerçeği daha istemeyerek de olsa kabul etmek zorunda kaldım. Benim Göktuğ'dan kurtulmam için ikimizden birinin nefes almayı bırakması gerekiyordu. Ne yaptıysam, ne düşündüysem hepsi birer ip misali kendi ayağıma dolanıp beni yüz üstü bırakmıştı. Bu saatten sonra kendi canımdan başka kaybedecek bir şeyim olmadığını hesaba katarsam eğer bu yolun sonunda ben daha ne kaybedebilirdim ki?

Göktuğ önümde durmayı keserken sessiz bir şekilde adımlarını arkama doğru çevirdi. Bense oturduğum yerde ağlamamak için gözyaşlarımı elimden geldiği kadar tutmaya çalışıyordum. Her ne kadar acı çekiyor olsam da bunu karşımda ki insan bile olmayı becerememiş bir canvara göstermek istemiyordum. Bu zamana kadar acılarımın en büyük sebebi kendisi olmuşken bundan daha fazlasını görmesini istemiyordum.

Göktuğ'un yavaş ama kendinden emin adımları arkamda son bulurken bedenim ister istemez gerildi. Dudaklarım kendimi ağlamamak için sıktığımdan kaynaklı titremeye başlamıştı bile. Bu halimi de hiç umursamadım. O an gelen ani bir cesaretle ayağa kalkmak istedim. Düştüysem eğer her zaman ayağa kalkmanın bir yolunu elbet bulmuştum. Yine bulabilirdim.

Kayıp Pusula (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin