On Dördüncü Bölüm

12 5 18
                                    

Esin Demirkaya

Rüzgar dün beni eve bıraktıktan sonra duşa girmiştim,her yerim kum içinde kalmıştı.
Üzerime pijamalarımı giyip yatağıma uzandığımda Koray'ın kanlı bedeni gözümün önünden gitmiyordu.
Çok kötü birisi olduğunu biliyorduk ama yine de o şekilde ölüme terk etmemeliydik.

Sabah gök gürültüsünün sesiyle uyandım. Perdemi açıp dışarıya baktım. Bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu ve rüzgar sert esiyordu,ağaçlar yerinden çıkacakmış gibi yaprakları sağa sola savruluyordu.
Pencerenin önünde bir yüz belirdi tekrar,irkildim.
İlaçlarımı aksattığım için oluyordu muhtemelen.
Önümdeki yüz farklı insanların yüzlerine büründüğünde çığlık atmamak için elimle ağzımı kapattım.
Önce annemin yüzü,babamın,erkek kardeşimin ve en son Koray'ın yüzü belirdi.
Ağzından kanlar akıyordu sonra kayboldu.
Kalbim delicesine çarpıyordu,bunları Eser'e anlatmalıydım.
Derin bir nefes alıp vererek mesaj yazdım.

Ben: Eser acil konuşmamız lazım! (8.46)
Eser: Polisler geldi Rüzgar'ı karakola götürüyorlar oraya gel. (8.48)
Ben : geliyorum. (8.49)

Telefonumu cebime attım ve bizimkilere haber vermeden üstüme ceketimi alıp evden çıktım.

Karakola geldiğimde Eser'i gördüm ve yanına gittim.
Eser telaşlı ve gergin görünüyordu.
"Eser ne oldu,durum ne?" bilmiyormuş gibi yaptım.
"Lanet herif Koray Gürhan sabah saatlerinde ormanda ölü bulunmuş son mesajlaştığı kişi de Rüzgar"
oflayarak duvara yumruk attı.
Boğazımı temizleyerek konuştum.
"Rüzgar'ın suçlu olduğunu düşünmüyorsun değil mi Eser?"

Eser dolu gözlerle bana baktı.
"Küçüklükten beri babalarımızın arasında bitmeyen bir dava var,Koray Rüzgar'a çok kinli bilmiyorum Esin,kafam karıştı" sandalyeye oturdu elini çenesinin altına koydu.
"Mesajların eminim bir açıklaması vardır,Rüzgar'ın bir payı olduğunu düşünmüyorum" dedim elimden geldiğince soğukkanlı olmaya çalışarak.

Sonra Rüzgar polislerle birlikte içeriden çıktı.
Bana hüzünle gülümseyerek baktı.
Koşarak sarıldığımda ellerini belime doladı,saçlarımı koklayıp öptü.

Başkomiser "Rüzgar'ın Koray Gürhan'ın yanında olduğuna dair bir kanıtımız yok,araştırmaya devam edeceğiz şimdilik gidebilirsiniz ama olay aydınlanana kadar  yurtdışına çıkamazsınız" rahat bir nefes aldım,o da biraz olsun rahatlamış görünüyordu.

Üçümüz birlikte karakoldan çıktığımızda Eser'in bmw sine bindik.
Rüzgar'ın mercedesi kadar havalı görünüyordu.
Eser " Esin seni eve bırakayım mı?" dediğinde olumsuz anlamda kafamı salladım.
"Yeterince gergin bir sabah oldu biraz neşelenmeliyiz bence bizimkileri de arayayım hep birlikte kahvaltıcıya gidelim" Eser beni onayladığında Rüzgar'a baktım,düşünceliydi.
Rüzgar arkasına dönüp bana baktı.
"Olur sevgilim" dedi kısık sayılabilecek bir sesle.
Simay'ı aradım ve kahvaltıcıya gelmelerini söyledim.

Rüzgarla tanıştığım o meşhur mekana geldiğimizde üzerimizdeki gergin hava dağılmıştı.
Her zamanki gibi deniz manzaralı bir masaya oturduk.
Yağmur hafif hafif çiselerken güneşinde açmasıyla gökkuşağı çıkmıştı.
Bizimkilerde geldiğinde Umay ve Simayla birbirimize sarıldık.
Umut ise dil çıkarıp masaya oturdu.
Diğerlerinin aksine Kuzey oldukça durgun görünüyordu.
Koray'ın ölümünü duymuş olmalıydı.

Hep beraber oturduğumuzda serpme kahvaltı söyledik.
Simay heyecanla konuşmaya başladı.
"Umay'ın eskiden gittiği bir spor salonu varmış orada işe girdik,spor hocası Nilay Hanım Umay'ı hemen tanıdı" onların adına sevinerek hayırlı olsun dedim.
Umay da ekleme yaptı.
"Kuzeyle de tanıştığımız yer o spor salonu ayrıca o yüzden çok şanslıyım" dedi Kuzey'e bakarak. Kuzey'in aklı burada değilmiş gibiydi.

Eser kaşlarını çatarak baktı ona.
"Brom bir sorun mu var? geldiğinizden beri durgunsun"
Kuzey kafasını kaldırıp bize baktı.
"Koray'ın ölümüne kafam takıldı,serseri asi bir tipti ama kötü niyetli değildi" dediğinde kusasım gelmişti resmen.
Sonra devam etti.
"Üniversitede iki yıl psikoloji okurken o da orada okuyordu paranormal yazarlığa yöneldiğinde okulu bırakmıştı.
Son zamanlarda biraz tuhaftı,konuşmaları felan olsun yani intihar mı etti diye düşünüyorum bazen" keşke intihar etseydi be Kuzey diye düşündüm içimden.
Eser Kuzey'in omzunu sıvazladı.
"Böyle olması gerekmiş demek ki sıkma canını"

Kahvaltılıklar masaya konulduğunda herkes bir şeylerden yemeye başladı.
Kahvaltımızı ettikten sonra hesabı yine erkek tarafı ödedi ve kalktık.

Rüzgar'ın dudağına ufak bir öpücük kondurup geri çekildiğimde bana bir kutu uzattı.
"Bu ne sevgilim?" diye sorduğumda kutuyu önümde diz çökerek bana doğru açtı.
Gözlerime inanamıyordum!
Eser hariç herkes şaşkınlıkla bize bakıyordu.
Her şeyin başladığı yerde kahvaltıcının önünde bana evlenme teklifi edecekti.

"Güzeller güzeli sevgilim,iyi ki hayatına girdim iyi ki benimle beraber olmayı seçtin.
Sen bana aile şefkatini,sevgisini verdin bende şimdi sana ömrümüz boyunca parmağımızda taşıyacağımız bir şaheser vermek istiyorum.
Okyanus gözlerine kurban olduğum kadınım benimle bir ömür geçirmeye var mısın,benimle evlenir misin?"

O kadar güzel bir andı ki gözyaşlarımı tutamamıştım,ama bu sefer mutluluktandı.
"Evet hemde sonsuza kadar" dedim bağırarak,insanları umursamadan.
Herkes alkışlıyordu bizi.
Rüzgar ayağa kalkıp yüzüğü parmağıma taktı ve dudağıma kısa bir öpücük bıraktı.
Eser Rüzgar'a sarıldı ve tebrik etti bizi.
Simay ve Umay da bu anı bekliyorlarmış gibi dans ediyorlardı.

"Umarım hep çok mutlu olursun kız kardeşim" Umutta bana sarıldı.
Sonra telefonundan bir fotoğraf gösterdi.
Selinle beraber parkta çekilmişlerdi.
"Ay bu ne kadar güzel maşAllah size" dedim gururla bakarak.
"Sen olmasaydın olmazdı be Esinim,iyi ki varsın kardeş güzeli"

Telefonunun ekranına düşen ismi gördüğümde güldüm.
"Selsim<3" diye kaydetmişti Selin'i.
Telefonu açarak kulağına götürdü.

İnsanların özelini dinlemek ayıp olacağından yanından ayrılıp sevgilimin yanına geldim.
"Rüzgar sen ne ara planladın bunları?" çok merak ediyordum.

"Dün seni eve bıraktıktan sonra aldım sevgilim ama nerede teklif edeceğime karar verememiştim burası da her şeyin başladığı yer olduğu için burada etmeye karar verdim.
Umarım beklentini karşılayabilmişimdir" dediğinde bir kez daha sarıldım.
"Tabii ki karşıladın şaka mı yapıyorsun? sen bana nerede nasıl teklif edersen et ben zaten sana çoktan kabulüm" burnundan öptü.
Kendimi bir anlığına annemin yanında gibi hissetmiştim,o da bazen burnumdan öperdi.

Eser ve Rüzgar bizden ayrılıp arabayla uzaklaştıklarında bizde Kuzey'in arabasıyla eve gelmiştik.

Üzerimi değiştirdim ve bilgisayarımı alarak yatağa oturdum.
Bu sefer bir çocuk masalı yazmayacaktım.
Bizim masalımızı yazacaktım.
Bir Rüzgar'a kapılan Esin'i yazacaktım,Sert esen bir Rüzgar'ın bir Esintiye kucak açmasını yazacaktım ve tabiki bu hikayenin ismi belliydi.

Bir Rüzgar Esintisi...

                                   ✓
•Evlenme teklifi hakkında ne düşünüyorsunuz?
•Bölümü nasıl buldunuz?
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım🌟

Bir Rüzgar EsintisiWhere stories live. Discover now