Sekizinci Bölüm

21 6 24
                                    

- 1 ay sonra -

Bugün büyük gündü,bugün ilk masal kitabım satışa çıkıyordu.
içinde 50 tane kısa hikâyenin bulunduğu kitabımın ismi 'Kapkek Tadında Masallar' olmuştu.
bu isme Rüzgarla birlikte karar vermiştik.
Rüzgar yeğeni Ezel'in çizdiği bazı resimleri göstermişti bana,onun en sevdiği tatlı kapkekmiş.

üstü küçük bonibon şekerlerle süslenmiş kapkekleri kim sevmezdi ki?

Bir halk kütüphanesine oturmuş bilgisayarımı açmıştım.
ve bir şeyler yazdım beyaz sayfaya.

'Bir gün küçük bir köyde bir anne ve kız yaşarmış,kızın annesi çok iyi bir pastacıymış ama eşi öldüğünden beri pasta yapmıyormuş küçük kız ise bu duruma çok üzülüyormuş.
Salonda televizyon izleyen annesinin yanına gitmiş küçük kız.
Annesi onu kucağına alıp öpmüş.
"Anne" demiş küçük kız gülümseyerek.
"Efendim güzel kızım" Annesi ilgiyle küçük kıza bakıyormuş.
"Yarın babamın doğum günü ona pasta yapar mısın?" annesinin yüzündeki gülümseme solmuş...'

Yanımdaki sandalyenin çekilmesiyle başımı sağa çevirdim.
"Annesi ne tepki vermiş küçük kıza?"
şaşkınlıkla güldüm.

"Pardon da izin aldınız mı yanıma otururken?"
Tanımadığım adam kaşlarını çattı.
"Esin Hayal Demirkaya,değil mi?"
Başımı salladım.
"Evet te siz kimsiniz?"

Karşımdaki adam sırıtmaya başladı.
"Paranormal olayları ele alan bir yazarım,ismim Koray Gürhan"
Uzattığı elini nezaketen sıktım.
"Benimle tanışmak için mi geldiniz?" dedim ciddi bir ses tonuyla.
O sırada kütüphane de yavaş yavaş boşalıyordu.

"Sizin yazım stilinizi beğeniyorum.
Eşimle çocuklarımıza masallarınızı okuyoruz,hepsi birbirinden güzel.
Sizin kitabınızı aldım ve bir imza alabilirsem çok sevinirim"
Adam kötü niyetle gelmemişti,gereksiz yükselmiştim.
Uzattığı kitabıma imzamı attım.
"Teşekkür ederim Esin,masalın sonu güzel biter umarım.
Ayrıca yetişkin kurgu yazma becerisi de gördüğümü de belirtmek isterim sende,yazım hayatında başarılar dilerim,hoşçakal"
Koray Gürhan yanımdan kalkıp sandalyeyi düzeltti ardından hızlı adımlarla kütüphaneden çıktı.
Yarım kalan masalıma döndüm.

'Hüzünle bakmış annesi kızına.
Kızının bu isteğini elbette yerine getirecekmiş.
"Tabiki yaparım güzel kızım" Kadının gözünden bir damla yaş süzülmüş.
"Ağlama anne,babam gökyüzünde bizi izliyor ve senin pasta yapmanı yanımızda olsa o da çok isterdi."
Kızı haklıydı,kadın gözyaşlarını sildi ve pastasını yaptı ve kızıyla birlikte yediler'

masalımı kaydedip bilgisayarımı kapattım.
Kütüphaneden çıktığımda bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu.
Şemsiye de almamıştım yanıma hay aksi!
Yol kenarına gelip taksi beklemeye başladım o sırada bir araba durdu önümde.
Bu Rüzgar'ın mercedesiydi.
Kapıyı açıp arabaya bindim.
Arabanın içi sıcacıktı.

"Rüzgar tam zamanında geldin gerçekten"
"İşlerim bitti baktım yağmur yağıyor hemen geldim" Rüzgar da biraz ıslanmıştı.
Isınmak için ellerimi birbirine sürttüm.

Rüzgar beni evin oraya bıraktığında kemerimi açıyordum ama açılmıyordu,sıkışmış olmalıydı.
Rüzgar bunu fark etti ve kemere uzandı.
Yüzlerimiz birbirine çok yakındı.
O parfüm kokusunu buram buram hissediyordum.
Bir iki dakika sonra kemer açılmıştı.
Geri çekilerek bana baktı.
"Bu kemer arada böyle oluyor ya"
"sorun değil" dedim gülümseyerek.

Eşyalarımı alıp arabadan indiğimde başım dönmüştü.
Aniden önümde defalarca gördüğüm o yüz belirdi,bu sefer gördüğüm sadece bir yüz değil bir bedendi.
Elim kalbime gitti,iyi hissetmiyordum.
Sonra bir el dokundu belime.
Korkarak çığlık attım.

"Esin benim sakin ol güzelim"
Sık nefes alıp vererek Rüzgar'a baktım,gitmemişti.

"Bir şey mi gördün, neden böylesin?"
Birkaç haftadır görmediğim kabusum geri döndü diyemedim.

Karşımdaki bedene baktım,nefretle bana bakıyordu.
Onu sadece ben görebiliyordum.
"Sevgilin biliyor mu ailenin ölümüne sebep olduğunu? acıyorum sana,katil ruhlusun sen" kısık cümleleri kulaklarımı sağır edecek kadar yüksekti.
'Ben katil değilim' diye geçirdim içimden.
İğrenerek baktı suratıma sonra kayboldu.

Boğazımı temizleyerek konuştum.
"İyiyim canım merak etme" dedim elinden tutarak.
Saçımı okşaması beni biraz da olsa sakinleştirmişti.
"Ben eve geçeyim artık"
son bir kez Rüzgar'a bakıp eve girdim.

Tüm ışıklar kapalıydı,ışıkları açtım.
"Kapkek tadında masallar" Umay,Kuzey,Simay ve Umut hızla sarıldıklarında hep beraber yere kapaklandık.
"Ya napıyorsunuz deliler sizi" dedim yerden kalkarken.
Simay "Benim Esinimin kitabı çıkmış bugün onu kutlayalım dedik"
Umut "Hayallerine kavuşacağını biliyordum kız kardeşim" gözlerim dolmuştu,harika arkadaşlara sahiptim.
Umay" Sana bir masalının tiyatrosunu hazırladık Esinciğim,yemekleri de hep beraber yaptık"
Çok hoş bir sofra hazırlanmıştı.
Kısır,gül böreği,güllaç yapılmıştı.
Masanın üstünde de kağıtlara 'kapkek tadında masallar' yazılıp konulmuştu.
epeyce uğraştıkları belliydi.

Beni salondaki koltuğa oturtup telefondan bir müzik açtılar.
Onlar gösteri yaparken çok eğlenmiştim.
'Lunapark'ta Düet' isimli hikâyemi canlandırmışlardı.
Şarkı söyleyen çifti (Aysu ve Uraz)
Umay ve Kuzey canlandırıyordu.
Seslerinin ne kadar birbirlerine uyduklarını fark ettim o an.
Umut çiftin çocuklarını (Deniz) canlandırıyordu.
Simay ise yan rolleri canlandırıyordu.
Bitirdiklerinde alkışladım onları.

"Harikaydınız ya çok beğendim"
Umut "Deniz de çok yaramaz bir çocukmuş ama" dediğinde hep beraber güldük.

Zilin çalmasıyla kapıya yöneldim ve kapıyı açtım.
"Esin Hanım kargonuz geldi"
İyi de ben bir şey sipariş etmemiştim ki?
Uzatılan kağıdı imzalayıp kargoyu aldım.
Masaya koydum ve poşeti yırttım.
Siyah bir kutu ile karşılaştım.
İçimden bir ses kutuyu açmamam gerektiğini söylüyordu ama ben içimdeki sesi dinlemek istemiyordum.

Kutuyu açtım.
                 
                                   ✦

•Esin'e gelen siyah kutuda ne olabilir?
•Bölümü nasıl buldunuz?
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım💗

Bir Rüzgar Esintisiحيث تعيش القصص. اكتشف الآن