"Aşkım, söyleyipte canımız sıkılsın istemiyorum." Dediğinde öylece yüzüne baktım.

Ne olmuş olabilirdiki?

"Esra!" Yüz ifademin değiştiğini görünce dudaklarını birbirine bastırdı. Bakışlarını kaçırdığı sırada konuşmaya başlamıştı. "Zeren nişanlanmış." 

Duyduğum sözleri algılamaya çalışırken
"Bildiğimiz Zeren? Hani şu Ali'ye aşık olan?" Diye ardarda sorular sordum.

Başını beni onaylar nitelikte sallayınca ne diyeceğimi şaşırdım.

Melek,mutfağa girdiğinde halimi görür görmez bir şeyler olduğunu anladı. O sormadan ben Esra ile tekrardan konuşmaya başlamıştım.
"Babasının bulduğu biriyle dedin. Bu kız Ali'yi severken nasıl başkası ile nişanlansın Esra? Böyle bir şey sana mantıklı gelebiliyor mu?"

"Banada mantıklı gelmiyor. Ama iyi yönünden bak. Artık karşına çıkıpta canını sıkmayacak." Dediğinde yüzümü buruşturdum.

"Bunun iyi yönü yok Esra. Bu kız zorla nişanlandırılmış olabilir. Ben, o kızın gözündeki hırsı gördüm. Kolay kolay pes edip başkası ile nişanlanacak birisi değil. Diyelimki pes etti. Birden bire nişanlanması normal mi sence?" Dedim.

"Haklısın bu arada. Olaya hakim değilim ama kızın birden bire nişanlanması banada garip geldi. " diyen Melek ile başımı salladım.

Esra elindeki salata tabaklarıyla ayakta dikilirken Ali mutfaktan içeri girdi. Melek içeri geçerken Esra'da onu takip etti. İkimiz yalnız kaldığımızda Zeren aklıma takılı kaldığı için birkaç saniye duvarla bakıştım.

Elini belimde hissettiğimde ona döndüm. Belimi kavramış beni kendisine yaslarken altan Altan ona baktım. Onu daha iyi görmek adına kafamı omzuma doğru yatırdığımda bir elini yanağıma koydu. Usulca okşamaya başladığında gözlerimi kapatıp ânın büyüsüne kapıldım. Gözlerim kapalıda olsa bakışlarını yüzümün her zerresinde hissedebiliyordum. Bu ânı yaşamak için geçtiğimiz yolları,çektiğimiz acıları hatırlayınca biraz daha sokuldum göğsüne.

Yanağımda hissettiğim dudakları ayaklarımın boşalmasına sebep oldu. Zor bela ayakta dururken "Canını sıkan bir şey olmuş." Diye konuştu.

Yutkunup gözlerimi araladım. Oldukça yakın durduğumuzu fark edince yakalanma telaşı bedenimi usulca sardı. Öylece gözlerine bakarken bu kadar yakın durmak, elini belimde hissetmek... Çok farklı bir duyguydu.

Sadece tek eli ile bütün belimi kavramışken mantıklı konuşmam imkansızdı. Bana hissettirdiklerinin farkında mıydı?

Yutkundum. Hafifçe boğazımı temizleyip bakışlarımı kaçırdım. "Yok bir şey." Diye mırıldandım. Zeren konusunu onunla konuşmak ne kadar doğru olur bilmediğim için saklamayı tercih ettim.

Gözardı edebileceğim bir konu değildi. Her ne kadar bir zamanlar sinirimi bozmuşta olsa o bir kadındı. Ailesinin zorlamaları üzerine nişanlanmış ise bu duruma susmak ve gözardı etmek benim için imkansızdı. Bilemiyorum... Belkide kendisi istedi. Belkide Ali'den vazgeçip kendisine bir yol çizmek istedi. İkinci seçenek daha makuldü benim için.

Aksi bir durum söz konusu ise Zeren için yapamayacağım hiç bir şey yoktu.

"Emin misin?" Diye sorduğunda düşüncelerimi şimdilik rafa kaldırdım.

-ACEMİ MÜSLÜMAN- Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin