" Kendini geri çekme. " dedi Almila bana.
" Seni tanımaya çalışıyor. Ejderler yeni biri ile karşılaştıklarında onun kokusunu hafızalarına kazırlar ve yıllar geçse de unutmazlar. Koku hafızaları çok güçlüdür. Tıpkı atlar gibi. "

Ametist bir süre sonra elimi koklamayı bıraktı. Almila da elindeki küçük poşetin içindeki şeyi -artık o her neyse. Belki ejderha yemi?- elime döktü ve elimi ejderhaya doğru yaklaştırdı. Ametist elimdekini yavaşça yemeye başladı. Karşımda gayet uysal duruyordu.

Hepsini yedikten sonra uzun pembe dilini avucumda hissettim. Bu biraz gıdıklanmama neden oldu. Elimden uzaklaştıktan sonra aniden yüzümü yalaması ile neye uğradığımı şaşırdım. Almila kahkahalarla gülmeye başladı.

" Sana teşekkür etti. " dedi kahkahalarının arasından. " Sanırım seni sevdi. "

" Daha az ıslak olan bir teşekkürü tercih ederdim. Iyyy ejderha salyası... " Bu her ne kadar iğrenç olsa da eğlendiğimi belli eden sırıtışımı saklayamadım. Cebimden bir mendil alıp yüzümü sildikten sonra arabanın içine girdik.

İçerisi düşündümden daha genişti. Bavullarımızı karşımıza köşeye koyduk ve oturduk. Bir süre sonra kapı açıldı ve Astrophel de yanımıza geldi. Yanıma oturdu. Ben de pencereden dışarıyı seyrediyordum.

Çok zaman geçmeden uzun siyah saçlı bir drayadalis erkeği geldi ve ejderi uçuşa hazırlamaya başladı. O bizim gibi arabanın içinde değil dışındaki yerde oturuyordu. Görebildiğim kadarıyla orada bir kemer vardı ve adam kemeri sıkıca kendine taktı.

Acaba kemer yeterince sağlam mıydı? Bu güvenli miydi? İstemsizce zihnimden adamın düştüğü görüntüler geçti. Tüylerim ürperdi.

" Endişelenme. " dedi Astrophel bana güvence verircesine gülümseyerek.
" Yıllardır ejderhalar ile seyahat ederiz ve çok nadir sorun yaşarız. Burada güvendesin."

" Peki ya o adam? " dedim " Onun için de güvenli mi? "

" Tabii ki güvenli. " dedi Astrophel. Almila da başıyla onaylayarak onu destekledi.
" Ejderha terbiyecileri yıllardır bu konuda eğitim alıyor ve seyahatlerde sadece hava grubuna mensup olanlar görev alabilir. "

" Evet " dedi Almila da. " Eğer bir terslik olursa havayı kullanarak uçabilir ve havayı kontrol ederek güvenle ejderi yere indirebilir. Yani endişelenmene gerek yok. Biz Rosa Krallığı'nda kimseyi boş yere tehlikeye atmayız. "

Söyledikleri içimi rahatlatmıştı. Gönül rahatlığıyla arkama yaslandım. O sırada ejderha terbiyecisi havalanmak üzere olduğumuzu söyledi. Heyecanlanmaya başladığımı hissettim. Ama bu olumlu bir heyecandı. Şu an içimde olumsuz duygulara yer yoktu.

Ejder kükreyerek kanatlarını çırpmaya başladı ve havalandı. Arkamızda başka seyahat ejderleri ve yolcular da vardı. Kalbim heyecanla çarptı. Sıkıca tutundum. Yüzüme vuran rüzgarla gittikçe daha da yukarı yükseldik. Geriye baktığımda krallık gittikçe küçülüyordu.

Evler, saraylar, şatolar... Hepsi, küçük bir kız çocuğunun oyuncak bebek evi gibi görünüyordu. Hayranlıkla etrafı seyrettim. Yeryüzü küçüldü, küçüldü ve küçüldü taa ki aşağıdakiler bir nokta gibi görünene kadar.

Gökyüzü turuncu ve kırmızımsı tonlarıyla bize bir renk şöleni sunuyordu. Güneş yavaşça batarken gökyüzünü en huzurlu renklere boyuyordu. Gün batımı içimi huzurla dolduruyordu.

Hepimiz sessizce önümüzdeki manzarayı izledik. Kimseden ses çıkmıyordu. Sanki tek bir söz bile bu büyülü anı bozacakmış gibi hiç birimiz konuşmaya cesaret edemiyorduk. Bir süre böyle sessizce durduk.

Pencereden dışarıya, gökyüzüne tekrar döndüğümde bulutlara ne kadar yakın olduğumu yeni fark ettim. Beyaz bulutlar, gökyüzünde süzülen devasa pamuk şekerlere benziyordu adeta. Ne kadar naif ve ayrıydı bu dünyadan. O an sadece 1 saniye için bulut olmayı diledim.

Her şeyden bihaber, umarsızca salınıp dursam oradan oraya. Hiçbir şey düşünmesem, sadece rüzgarı hissetsem yüzümde. Güneş ışınlarının sıcaklığı yansısa gözlerime...

Koyu kırmızı bir ejder hızla yanımıza yaklaştı. O da seyahat ejderiydi. Hızının yarattığı rüzgar sertçe yüzüme çarptı. Seyahat aracındaki sembolü gördüğümde gülümsemem yüzümde dondu ve kaskatı kesildim. Mor bir üçgenin içindeki mor ejderha figürüydü.

Flamma Krallığı'nın kraliyet armasını unutmam mümkün değildi. Biz ne kadar hiç varolmamışlar gibi davransak da kötü anılar ve travmaları bilinçaltımız asla silmez ve unutmamıza izin vermezdi. Bilinçaltımızın en dip köşelerinde saklanırlar ve biz tam unutmuşken, mutluyken su yüzüne çıkıp gülüşlerimizi bize zehir ederlerdi.

Ben de şu an tam o anlardan birini yaşıyordum. Kahretsin ki o lanet krallık arması tam karşımda duruyor ve alay edercesine bana bakıyordu. Ancak yanılmıştım benimle alay eden kişi cansız bir arma, sembol değildi. O alaycı kişi şu an tam bana bakıyordu.

Flamma Krallığı prensi Orion Blackwood o aptalca surat ifadesi ile bana bakıyordu. Hayatımda ondan daha sarkastik birini tanımamıştım. Yana kıvrılmış alaycı dudakları ve iddialı bakan lavanta rengi gözleri ile tam karşımda, kırmızı seyahat ejderinin çektiği aracın içindeydi.

Sanki daha önce beni kandırarak, zorla bu diyara getirmemiş; krallığında beni tutsak etmemiş, babası ile yaptıkları hain planlara beni alet etmeye çalışmamış gibi rahatça bana sırıtıyordu. İçimden onu yumruklamak geldi. Yeni öğrendiğim saldırı tekniklerini onun üzerinde uygulayabilirdim.

Yanında ise babası kral Dannas Blackwood oturuyordu. Ailemin katili olan adam... Oğlunun aksine son derece ciddi ve buz gibi bakışlarla baktı bana. Bakışları içimi ürpertti. Tanrı aşkına, bu adam hiç gülümsemez miydi?

Oğlu ise onun aksine soytarı gibi davranıyordu. Flörtüz bir tavırla bana göz kırptı. İkisini de görmeye daha fazla dayanamayacağım için aracın penceresini kapattım ve küçük beyaz perdeyi de üzerine çektim.

" Onlarla ilgilenme, canını boşa sıkma. Sana hiçbir şey yapamazlar. " Almila da onları görmüştü. Onun da pek memnun olduğu söylenemezdi.

" Deneseler bile buna asla izin vermeyiz. " dedi Astrophel de. " Onlardan korkma. Sana zarar vermelerine asla izin vermeyeceğim Estelle. "

Hafifçe ona gülümsedim ve anladığımı belirtircesine başımla onu onayladım. Şu an bunları daha fazla düşünüp kendimi yıpratmak istemiyordum. Gözlerimi kapatıp arkama yaslandım ve yolculuğun tadını çıkarmaya karar verdim.

 Gözlerimi kapatıp arkama yaslandım ve yolculuğun tadını çıkarmaya karar verdim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Beğendiyseniz yorum yapmayı ve vote atmayı unutmayın

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Beğendiyseniz yorum yapmayı ve vote atmayı unutmayın. Sonraki bölümde görüşürüz 😘😘😘😘😘😘😘😘😘😘😘😘

Kozmos YıldızıWhere stories live. Discover now