~9~

95 49 51
                                    

Medya Orion'un babası kral Dannas Blackwood

ORİON BLACKWOOD

" Beni yine yanıltmadın. " diye gürledi babam. " Yine senden bana geriye kalan kocaman bir hayal kırıklığı. "

" Üzgünüm." dedim kaderimi kabullenircesine.

" Üzgün müsün? " dedi alayla " Üzgün olman hiçbir şeyi değiştirmiyor. Üzgün olmanı istemiyorum. Başarılı olmanı istiyorum. "

" Elimden geleni yaptım. " dedim " Çok çabalıyorum ama sen yine sadece hatalarımı görüyorsun baba. "

" Elinden gelen bu mu?! " gür sesi odada yankılandı. " Eğitimsiz küçük bir kızı elinden kaçırdın. "

" Onu sıradan bir kız olmadığını biliyorsun. O yüzyıllardır kehanetlerde adı geçen bir kız. "

" Ama eğitimsiz." koyu renk gözlerini bana dikmişti. Eğer bakışlar öldürebilseydi şu anda ölmüş olurdum. " Deneyimsiz, güçleri daha en yüksek seviyesine ulaşmadı. Kendini mortalis sanan aptal bir kız. "

Konuşmaya devam etti. " Kendi gücünün farkında bile değil. O kadar acınası bir halde ki ve sen onu bile elinden kaçırmayı başardın Orion."

Sustu. Birkaç saniye hiçbir şey söylemeden birbirimize baktık. Simsiyah saçları ve koyu kahve gözleri bana hiç benzemiyordu. Açık mor gözlerim ve neredeyse siyah görünsede aslında koyu mor olan saçlarım vardı. İkiside annemden bana kalan tek şeydi. Belki de babam bu yüzden beni bir türlü kabullenemiyordu...

Babam en sonunda konuştu. Sesinde merhametin zerresi yoktu. " Keşke Atlas'a biraz olsun benzeseydin... "

Sözlerini yüzüme tokat gibi çarptıktan sonra odadan çıktı ve beni içimi yiyip bitiren yetersizlik hisiyle baş başa bıraktı.

Dakikalarca boş duvara baktım. Bazen buradan tüm hücrelerimle nefret ediyordum. Sanki bu lanet saraya bu ihtişamlı zenginliğin içinde boğulmaya gelmiştim.

Bazen kendimi 19 yaşında değil 9 yaşında gibi hissediyordum. Babama göre hala öyleydim sanırım. Çoğu drayadalise göre çok genç ve toy olduğumu biliyordum. Mortalislere göre daha uzun yaşardık. Öldürülmediğimiz sürece 800 yaşına kadar yaşama ihtimalimiz bile vardı. En yaşlı drayadalis 764 yaşında bir kadındı. Ama bir mortalis onu görse 65 yaşından büyük olduğuna inanmazdı. Kadın eski bir savaşta cesurca, onuruyla ölmüştü. Asteria ona merhamet etsin.

Çok gençtim. Bu doğruydu ama bu çocuk olduğum anlamına gelmezdi. Babam ise hala bana şımarık bir çocuk muamelesi yapıyordu. Şu an kendimi ben de böyle hissediyordum. Küçük, babasının azarlarından korkup annesine sığınan bir oğlan çocuğu... Ama artık sığınabileceğim bir annem yoktu. Hain Rosa halkı sağolsun. Asteria'nın gazabı daima onların üzerine olsun.

Şimdi de tüm Kozmos Diyarı'nı kurtarabilecek olan kadim drayadalisi bizden saklıyorlardı. Bunu yanlarına bırakmayacaktım. Annemin intikamını onlardan alacaktım. Tüm krallığı kana bulamam gerekse bile...

Hem annemi hatırlamamın acısıyla hem de içimi kavuran öfkeden dolayı gözlerim doldu. Kendimi sıktım, gözyaşlarımın akmasına izin vermedim. Artık o küçük oğlan çocuğu yoktu. Artık ağlamayacaktım, ağlatacaktım. Gözlerim alev alev yanıyordu.

İçimdeki hırsla aynaya yumruk attım. Ayna gözlerimin önünde parçalara ayrılırken elimdeki kan zemine damladı. Acısını hissetmiyordum bile. Yıllardır içimde kor gibi yanan intikam ateşinin yanında bu hiçbir şeydi.

Kozmos YıldızıWhere stories live. Discover now