~23~

26 5 0
                                    

" Hadi Estelle. " diye bağırdı Almila.
" Ejderhalar tüm gün seni bekleyemez. "

" Tamam. " diye bağırdım ona odamdan.
" geliyorum işte. Hayatımda her gün sihirli bir baloya hazırlanmıyorum ya. "

Almila kapımda belirdi. Ayakları havadaydı. O da hava grubuna mensup olduğu için güçlerini kullanarak havaya yükselebiliyordu.

" Bu sihirli bir balo değil. Sadece Gündönümü Balosu. "

" Onu aşağıdaki ejderhalara anlat sen. "

Almila pes ettiğini belli edercesine iç geçirdi.
" Öyle olsun küçük hanım. Şimdi söyle. Artık hazır mısın? "

" Tamam. " dedim elimdeki bavulu göstererek. " Artık hazırım. "

" Estelle? " Almila tek kaşını kaldırıp bana baktı. " Sadece 2 günlüğüne gittiğimizi biliyorsun, değil mi? "

" Evet ama... " dedim. " Her şey için büyünüz var. Kıyafetler için de büyülü bir bavulunuz olsa olmaz mıydı? "

Almila kıkırdadı. " Üzgünüm. " dedi ama hiç üzgün görünmüyordu. Aksine baya eğlenmiş gibi bir hali vardı.

" Ayrıca her şeyi büyü ile halledemezsin. "

" Nedenmiş o? Gayet pratik. Bu diyarda siz de böyle yapmıyor musunuz? "

" Hayır, işler böyle yürümez. Büyünün gündelik hayatımızda normal karşılanması her şeyde büyü kullandığımız anlamına gelmez. Kendi ellerinle yaptığın bir yemek ile büyü ile yapılan bir yemek arasında çok fark vardır. Kolaya kaçılarak yapılan iş çaba ile, emek ile yapılan işin gerisinde kalmaya mahkumdur. "

" Hiç böyle düşünmemiştim. "

" Evet, bu işler böyledir. Ayrıca her işi büyü ile yaparsak tembelleşiriz. Büyü bağımlılık yapar. Her işini büyü ile halledersen en sonunda temel işleri bile yapmaktan aciz hale gelirsin. "

" Çok ilginç bir yaklaşım. Bu hiç aklıma gelmemişti ama haklısın. Sana karşı çıkmayacağım. "

Ben tamamen hazır olduğumda dışarı çıktık.
Ejderhalar ile yolculuk yapacaktık. Bu hem çok heyecanlı hem de tedirgin ediciydi. Bu benim ilk yolculuğum olacaktı. Çünkü dünyada tabii ki ejderhalar yoktu.

Almila ile ejderhaların yanına gittik. Ağzım açık bir şekilde baktım. Onları tanımlayabilecek bir kelime daha keşfedilmemişti. O kadar güzellerdi ki kusursuzluğun beden bulmuş hallerilerdi. Ancak bir o kadar da tehditkarlardı. Sivri beyaz dişleri, sürekli kırpışan dikkatli gözleri avı için canlı bir tehlike barındırıyordu.

Her renkten ejderhalar sakince oturuyorlardı. Sırtlarındaki sıkı kayışlarla bir at arabasına bağlanmışlardı ya da ejderha arabası mı demeliyim? Ben, Almila ve Astrophel birlikte gidecektik. Arabamızda bir tane de ejderha terbiyecisi vardı. O şoförümüzdü.

Açık mor pullarla kaplı, zümrüt yeşili gözleri bize odaklanmış bir ejderhaya doğru yöneldik. O kadar büyüktü ki onun yanında kendimi bir karınca gibi hissettim. Almila nazikçe mor ejderhayı okşadı. Sonra da cebinden küçük bir paket çıkarılıp içindekini ejderin yemesine izin verdi.

Cesaretine hayran kalmıştım. Ben de dokunmak istiyordum ama cesaret edemiyordum. Bu benim bir ejder ile ilk karşılaşışımdı.

" Bu Ametist. " dedi Almila bana. " Kendisi dişi bir seyahat ejderhasıdır. Ayrıca benim de çok sevdiğim bir dostumdur. Korkma, ona dokunabilirsin. Sana zarar vermez. O da seninle tanışmak için can atıyor, baksana. "

Kafamı kaldırıp ejdere baktım. Zümrüt yeşili gözleri ile merakla beni süzüyordu. Ona yavaşça elimi uzattım ve dokunmaya çalıştım. O bana yaklaştığında tedirgin olmaktan kendimi alıkoyamadım. Ben ona dokunmaya fırsat bulamadan o elimi koklamaya başladı.

Kozmos YıldızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin