14.MİXABANÎ

12.9K 966 803
                                    

MİXABANÎ
(PİŞMANLIK)

Oy sınırı: 400♡

Yorum sınırı: 500 (Elinizi korkak alıştırmayın zihninizi dökün dert tasa düşünce ne varsa bırakın buraya tek tek okurum hepsini<♡(-_-)

Bölüm bildirimi gitmeyen olursa silip tekrar yüklerseniz düzelir. Birkaç kişide bu sorun varmış:)

Milyakett'ten Keyifli okumalar sunar!

Milyakett'ten Keyifli okumalar sunar!

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

...
Değer bilmek... Gidince anlarsın değerini derlerdi... öyleydi. İnsan yanındaki insanın değerini gerçekten de onsuz geçirdiği bir boşlukta anlıyordu. Halbuki insan değer verdiğini sanardı, yeterince değer verdiğini sanardı. Ama ne kadar değer verdiğini o insanın yokluğunda anlıyordu. O değerin yeterli olmadığını anlardı ama bunun için çok geç olduğunu da tam olarak o an anlardı...
...

Badikar Ağası derin bir nefes alınca bakışlarımız ona döndü.
"Soğuğu sever misin Şahmeran?" Dedi.

Sorduğu sorunun şaşkınlığıyla ona baktım. "Sıcak toprakların insanıyım ben Ağam. Ama yinede severim soğuğu."

Hafifçe gülümsedi. "Soğukta yaşamayı sever misin peki?"

Kaşlarımı çatıp ona baktım. "Fark etmez."

"O zaman hazır ol, akşam yola çıkacağız."

Bu akşam mı? "Nereye?" Diye bir soru kaçtı ağzımdan.

"Yakutistana."

"Bu da nereden çıktı Asil?" Diye şaşkınca bir soru yöneltti Elif. "Tamam onlar bulmasın diye daha güvenli ve başka yere göndereceksin ama Yakutistan..." dedi ne diyeceğini bilemezmiş gibi. Şaşkındı.

"En güvenli yer orası Elif. Biz Asil'in işine karışmayalım. O her zaman en iyisini yapar. Demek ki Hawar için uygun olan da güvenli olan da buymuş." Dedi Asiye Xanım kendinden emin bir sesle. Oğluna olan güvenini burada bir kez daha belli etmişti.

Elif kafasını sallamakla yetinirken ben öylece baktım. Birkaç kez duymuştum bu ismi. Rusya'nın bir bölgesiydi ve dünya üzerinde soğuk oluşuyla bilinirdi. Soğuğu ise öyle böyle değildi, dışarı bile doğru düzgün çıkılmıyor, insanlar sürekli olarak ısınmak için bir yerlerde duruyordu. Önüme çıkınca öylesine izlemiştim Yakutista'ın belgeselini. Ve o zaman bu insalar burada nasıl yaşıyor diye düşünmüştüm. Ve şimdi aklımdaki soru ise tam olarak şuydu; ben orada nasıl yaşayacaktım?

"Tek başıma mı kalacağım orada?" Dedim sesimdeki çaresizlikle. Benim için sorun olmazdı tek yaşamak ama başka bir ülkede, bilmediğim dil, bilmediğim yöreler, bilmediğim adetler ve bilmediğim, tamamen yabancısı olduğum bir ülkenin şehrinde tek yaşamak kulağa cazip gelmiyordu. Evet, onlardan kurtulmak için nereye olursa giderdim ama böyle bir şey... Gitsem bile tek yapamazmışım gibi geliyordu.

HAWAR Where stories live. Discover now