11.Öpersen iyileşir.

Start from the beginning
                                    

Her şeyi geçtim ben bile hiç kimse iken bu kadar saygı görüyorsam Polat'a da aynı şekilde saygılı olmaları gerekti.

"Aslında her dakika hatta her saniye bizim için tehdit demek."dedi Tekin bey Polat'a bakmadan "Fakat iki saat daha sizi büyükelçiliğimizde misafir edebiliriz sonrası mümkün değil maalesef."

Kibarca kovulmak nasıl oluyor Tekin beyin sayesinde öğrenmiştim.Kısacası bize çıkmanız için sadece iki saatiniz var,süre dolduğunda çıkmazsanız biz sizi çıkarırız diyordu.

Tekin bey cümlesini bitirir bitirmez Polat'ın imalı gülüşü duyulduğunda bende bir adım atıp yanında durdum.Bakışları beni bulurken "Merak etmeyin"dedi sakin sesiyle.Tekin beye söylediğini biliyordum ama sanki güven vermek istediği kişi bendim. "Burdan çıkmamız iki saat sürmeyecektir."

Kaşlarımı çattım. "Çıkmamız için bir planın mı var yoksa?"

Gözlerim Yusuf Meriç ve Çilek'e kaydığında onlarında şaşkınlıkla bir birlerine baktıklarını gördüm.Biliyordum onlarda aynen Polat gibi buradan çıkmanın bir yolunu arıyorlardı ama Meriç o yolu Polat'ın bulma ihtimalinden rahatsız olmalı ki iki eli yanında yumruk halini almıştı.

"Yok."dedi Polat başını omzuna doğru yatırıp yapmacık bir şekilde dudaklarını büzerek. "Ama olmayacak demek değil."

Göz kırparak önüne döndüğünde nefesimi bırakıp kollarımı önümde birleştirerek gözlerimi devirdim.Acaba ciddileşmesi için ne kadar zor duruma düşmemiz gerekti?

Dışarıdaki siyah minibüsler sanki içinde hiç insan yokmuş gibi kıpırdamazken sağ yoldan bir araç gelip onlardan birinin yanından geçti ve elçilik bahçesinin kapısı açılırken içeri girdi.Siyah araç durduğunda şöför inerek itaatkar bir tavırla önce aracın sağ kapısını ardından sol kapısını açtı.

Araçtan inen siyah giysili kadın ve şık takım elbiseli adam elçilik binasına yürürken şöför yağmurdan dolayı kadın için tuttuğu şemsiye ile adımlarına ayak uydurmaya çalışıyordu.Kadının elbisesi büyükelçiliğe uymayacak şekilde fazla açık ve inceydi şöyle ki dizinin hafif altında bitmesine rağmen sol ayağının üzerindeki yırtmacı kalçasına doğru uzanıyordu.Üst kısmı ise askılıydı.Bu yağmurda üşümüyor mu diye düşündüm ama sonradan kendi sorunlarımın daha büyük olduğunu hatırlayıp bu düşüncemden vazgeçtim.

"Bunlar kim?" diye soran Polat'ın sesini duyduğumda bakışlarımı camdan çekerek Tekin beye yönelttim.

"Sofia Valentini" dedi Tekin bey muhtemelen arabadan inen kadının ismini söyleyerek "Elçilikte önemli bir makama sahip,Annesi Türk babası İtalyan,aynı zamanda babası uzun zaman Türkiye'de büyükelçilik yapmış birisi fakat yaşadığı bazı sorunlardan dolayı istifa etti." gözlerini kısarak bize yönelttiğinde birşeyler söyleyip söylememek arasında kararsız kaldı fakat bakışları beni bulur bulmaz "İstifası kızının büyükelçilikle ilişkilerine gölge salmadı aksine..."dedi ardından dudaklarında şeytani bir gülümseme oluşurken "daha da başarılı olmasına yardımcı oldu." diye devam etti yüzünden bağımsız düz sesiyle "Herkes onu bize çalışıyor sanıyor ama kendisi Türkiye aleyhine kurulmuş büyük bir çetenin üyesi." gülümsemesi derinleşti. "Yani çete öyle sanıyor."

Ben sadece kadının çete tarafında olduğunu aslında ise oraya ajan olarak sızdığını anlarken Polat başını sallayarak "Ve babası sorunları yüzünden istifa ettiği için çetedekiler onun Türkiyeden intikam almak amaçlı yanlarında olduğunu düşünüyorlar."dedi gözlerini dışarıdan ayırmadan.

GÖLGELERİN KAÇIŞIWhere stories live. Discover now