34.Bölüm (+18)

649 49 103
                                    

Yazar'dan;

Toprak'ın bu yaptığına kimseden bir tepki gelmezken çekim için basından gelen muhabirler olay anını hem fotoğraflı hem videolu kayda almaktalardı.

Dudaklarını Ateş'in dudaklarının üzerinden çektiğinde elini uzattı.

"Yürü gidiyoruz." Sorgusuz sualsiz Toprak'ın elini tuttu Ateş. Birlikte kalabalığın arasından geçip gittiler. Kumru ise eli ile ağzını kapatıp ağlayarak çıktı arkalarından.

"Vallaha seven sevdiğinin elini sıkı sıkı tutup sahip çıksın. Aferin Toprak'a takdir ettim doğrusu. Neyse bu güzel akşam da burada bittiğine göre..eh olanlardan sonra devam etmeyeceksinizdir diye düşünüyorum. Ben müsadenizi isteyeyim artık, kendinize iyi bakın."

Seven sevdiğinin elini sıkı sıkı tutup sahip çıksın kısmını Feryat'ın gözlerinin içine bakarak söyledikten sonra babası ile de şimdilik vedalaşıp şirketten ayrıldı Ali.

Toprak ve Ateş ise yol boyunca hiçbir şey konuşmadılar ve Toprak, arabayı Ateş'in oturduğu apartmanın önüne çektiğinde arabadan indiler. Kendisi önden giderken Ateş de takip etti onu.

Anahtarını çıkartıp kapıyı açtı. Ayakkabılarını çıkartıp salona doğru yürüdüler. Elindeki anahtarı sehpanın üzerine bıraktı Toprak, ardından Ateş'i göğsünden ittirip kanepeye oturmasını sağladı ve kendisi de kucağına yerleşti.

İstekli bakışlarını Ateş'in dudaklarından bir an olsun ayırmazken bu kez ilk hamle yüz yüze durduğu bedenden geldi.

Dudakları birbirine uyumlu bir biçimde ve aynı zamanda yavaş yavaş, ağır hareketlerle hareket ederken çıkan öpüş sesleri salonun dört bir tarafını dolduruyordu.

Bir yandan öpüşürken diğer yandan elini Ateş'in kemerine attı Toprak. Ateş ise bu hareketine karşı dudaklarını hafifçe geri çekip ayrılmalarını sağladı. İkisi de nefes nefeseyken sordu Toprak.

"Ne oldu istemiyor musun?" O kadar erotik ve aynı zamanda istekli bir biçimde sormuştu ki karşısında ki adam şuan kucağına aldığı gibi yatak odasının yolunu tutmak istiyordu. Fakat bunu yapmak yerine durumu anlamaya çalıştı önce.

"Niye öyle bakıyorsun? Bence sevişmemizin zamanı geldi de geçiyor. Yeter artık etik davranmak falan istemiyorum sikmişim edebini adabını." Tekrar elini Ateş'in pantolonuna attığında bileklerini kavradı Ateş.

"Dur bir sakin ol. Yerinde duramıyorsun resmen." Dedi gülerek.

"Seni istiyorum çünkü. Ve ne kadar istediğimi tahmin bile edemezsin şuan." Gözlerini koyu yeşil gözlü, öpüşmekten dolayı kiraz rengi almış dudakların sahibinden ayırmadan söylediklerinin arından tekrar öpmeye başladı.

Son ve büyük bir öpücüğün ardından ayrıldılar.

"Ben de istiyorum ufaklık. Ama şuan olmaz tamam mı?"

"Niye evli olduğun için mi? İyide bu evlilik bitecek zaten..ben o Kumru'yu biraz olsun tanıyorsam ilk işi bizi rezil etmeye çalışmak olacak. Ki zaten yarın haber sitelerinde falan kesin boy boy resmimiz çıkar. Al sana boşanma sebebi işte! Bu akşam evliliğinizi temelinden sarsmış bulundum. Ve ayrıca artık korkmuyorum tamam mı? İlk kez kendimi bu kadar güçlü, bu kadar özgür ve her şeyi yapabilecekmiş gibi hissediyorum. Ne istediğimi de çok iyi biliyorum ayrıca."

"Biliyorum bebeğim. Ben de beklemek istemiyorum zaten ama her tarafın içki kokuyor şuan. Sağlıklı düşündüğüne, sonradan pişman olmayacağına emin misin?"

"Asıl yapmazsam pişman olacağım. Ben beklemeyi hiç ama hiç haketmeyen biri için bekledim. Hayatımın içine eden birisi için senden uzak durmaya çalıştım, tersledim, kalbini kırdım bir sürü saçmaladım. Ama haketmiyor anlıyor musun? Ona gerektiği gibi davranmadığım her gün, her saat ezilen taraf ben oldum. O yüzden bırak yaşayalım." Deminden bu yana bir türlü çözemediği kemeri çözdü söylediklerinin ardından.

Yaban Çiçeği - GayWhere stories live. Discover now