FİNAL

2.2K 234 187
                                    

3 Yıl Sonra...

Elimdeki tepsi yüzünden kapıyı çalamadığımda gözlerim etrafta bana yardımcı olabilecek birini aradı. Koridorun başında buraya doğru gelen Eda'yı gördüğümde o da beni fark etmişti. Bir şey dememe gerek kalmadan durumu anlayıp adımlarını hızlandırdı ve yanıma geldi.

"Geldim, geldim." Kapıyı bir kere tıklattığında içeriden duyulan gel komutu ile kapıyı da benim yerime açmıştı.

"Çok sağ ol Eda."

"Ne demek, kolay gelsin." Aralık kapıdan dikkatlice ofise girip ardından ayağımın tersi ile kapıyı kapatmıştım. Akgün, koltuğunda oturup birkaç dosya ile ilgilendiğinden benim geldiğimi fark edememişti. Bu yüzden hafifçe boğazımı temizleyerek dikkatini çektim.

Bakışlarını önündeki dosyadan çekip bana baktığında sevimlice gülümseyip yanına adımladım.

"Sana kahve getirdim."

"Teşekkür ederim bir tanem." Bunu derken sandalyesini biraz geriye itip daha rahat bir pozisyon almıştı.

Tepsinin içindeki su bardağı ve kahve fincanını masaya koyduktan sonra tepsiyi de bir kenara koymuştum. Kenarlardan destek alarak masanın kenarına yerleşmiştim ben de. Bugünkü işlerim tamamen bittiği için burada olmamda sorum yoktu.

"Canım çok sıkıldı odada, ben de senin yanına geleyim dedim."

"İyi yapmışsın. Bitti mi işlerin."

"Evet, yarınki programı da hazırladım."

Bir yandan benimle sohbet ederken diğer yandan da kahvesini yudumluyordu.

"Ne varmış yarınki programda." Birkaç saniye kafmdakileri toparlamak için kendime zaman tanıyıp saymaya başladım.

"Önce bir sorguya katılacksın, sonrasında şu Alptekin Yılmaz cinayetinin gerçekleştiği olay mahalline incelemeye gideceksin bir de Kandemir Bey ile bir yemeğin olacak sonrasında tüm gün ofiste olacaksın. Kumsal Hanım ve Timuçin Bey gelecek öğleden sonra da."

Dikkatle sözümü kesmeden beni dinledikten sonra bir yorum yapma gereği duymadan kafasını sallayarak beni onayladı. Böylece konu kapanmış oldu. Ama birkaç dakika sonra tekrar konuştuğumuzda Kandemir Bey ile olacak yemeği daha sonraya ertelemiştik yetişemeyeceğini düşündüğümüz için.

Akgün'ün genel olarak zaten çok rahat bir iş hayatı yoktu ama bazen planlar üst üste gelebilecek kadar yoğunluk oluyordu. Tabii ki ben de onun asistanı olarak yoğunluğunu ayarlamaya çalışırken zorlanıyordum.

Ama yine de Akgün ile çalışmak zor olduğu kadar eğlenceli olduğu için bu durumdan şikayetçi olduğum söylenemezdi. Hâlâ iyi ki onun yanında işe girmişim diyordum.

Aslında planlarım arasında onun asistanı olmak gibi bir şey yoktu fakat olaylar biraz spontane biraz da acele gerçekleşmişti. Evlendikten sonra yarım bıraktığım okulu Akgün'ün de desteğiyle tamamlamıştım ve iş ararken aklımıza bu fikir gelmişti.

İlk başta hem evde hem iş yerinde beni görmenin onu bunaltacağını düşünüp reddetmiştim ama bu düşüncemi ona söylediğimde bunun saçmalıktan ibaret olduğunu belirtip biraz da böyle düşündüğüm için kızmıştı.

Sonunda işte buradaydım. Önceleri buradaki çalışanlarla konuşmak ve kaynaşmak konusunda çekincelerim olsa da sonrasında bir sürü arkadaş edinmiştim. Hepsi de tatlı ve samimi insanlardı ama sanırım en yakın olduğum kişi Eda'ydı. İşe alışmamda ve insanlarla tanışmamda bana çok fazla yardımı dokunmuştu. Onu seviyordum.

BAŞSAVCI || Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin