Bölüm 6- Ders

127 14 2
                                    

Mezarlıktan çıktığımda gözlerimi hızlıca sildim. Duygularımı herkese göstermekten nefret ediyordum. Birilerinin bana acıması bu hayatta istedigim en son şeydi.

Arabama binince bana huzur veren bir müzik açtım..
🎶 something ın the way 🎶
Aglamam durmuştu. Kirpiklerimdeki ıslaklık uykumu getirse de arabayı sürmeye devam ediyordum.

Uzun bi tatilden sonra okul açılacaktı. Okuldan nefret ediyordum! Neyse ki fotoğrafçılık okuyordum, bu beni mutlu eden şeylerden biriydi ve okuldaki arkadaşlarım! Doğa'yı aramak istedim tam şuanda. Telefonumu cebimden çıkardım ve hemen Doğa'yı aradım. "Naber, fıstık?" Kulağıma dolan sesle sırıttım. Bütün üzüntüm Doğa'nın sesini duyunca yok olmuş gibiydi. "İyiyim, sen?"

"İyi ben de. Sesin kötü geliyo sanki, bir şey mi oldu canim?" Başımı sanki görecekmiş gibi 'hayır' anlamında salladım. "Yok bir şey, merak etme sen." Doğa derin bir iç çekti. Hemen konuyu değiştirdim. "Okul başlıyo, aloo." Doğa güldü. "Farkındayım ve ölü gibi yatakta birkaç saattir yatıyorum."
Birkaç dakika daha böyle konuştuk..

Eve vardığımda kendimi hemen bi duşa attım. Rahatlamaya ihtiyacım vardı. Duştan çıktıktan sonra Mehmet amca'ya eve geldiğime dair mesaj attım. 2 gün sonra üniversite 3. sinifa baslayacaktim. Heyecanli miydim? Biraz. Doğa gastronomi bölümü okuyordu, sık sık okulda görüşemesek de yine de aynı üniversite'de okuyorduk..

2 gün sonra

Alarmın sesini zorlukla duyarak gözlerimi açtım. Niye hayattayım diye birkaç dakika sorguladiktan sonra yatagımdan kalktım. Elimi yüzümü lavaboda yıkadıktan sonra mutfağa geçtim. Kendime güzel bir kahvaltı hazırladım -baharatlı annemin özel tarifi olan patatesli omlet- mentor video atmış mı diye bakarken video attığını görünce hafif -çok- mutlu olmuştum.

Emre'nin hâlâ benimle aynı ilkokulda okuduğuna inanamayarak videoya tıkladım. 'Galerinizden en saçma videolar.' Videoyu izlerken emre'yi inceliyordum ve gerçekten değişmemişti aslında. Nedensizce yüzümde gülümseme oluştu. Noluyodu bana?

Yemeğimi bitirdikten sonra üstümü giyinmek için odama doğru yürümeye başladım. Ayıcıklı pijamalarımdan kurtulmam gerekiyordu artık -ne kadar istemesem de- dolabimin önüne gelince içini açıp karıştırmaya başladım. Üniversite'nin en sevdiğim yani istediğimizi giyiyor olmamızdı. Sonunda istediğim kombini yaptıktan sonra aynaya baktım. Üstümde beyaz crop, deri ceket ve yeşil -ne yeşili bilmediğim- pantolonumu giymiştim. Çantamı da takınca 10/10 bi görüntüye sahiptim.

Kendime aynada bakıp göz kırptıktan ve parfümü bocaladıktan sonra evden çıktım. Doğa'ya mesaj atmayı ihmal etmemiştim tabii.
-

-Doğa beni okulun önünde bekleyecekti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

-
Doğa beni okulun önünde bekleyecekti. Hemen arabama bindim ve hizla gitmeye başladım. Arabamı boş bir yere park ettikten sonra indim. İstanbul Aydın Üniversitesinde okuyorduk. Fena değildi. Doğayı yolun karşısında gördüğümde gülümsedim. Hemen yanına gittim. "Nasilsin, fistik?" Dediğinde güldüm. "İyiyim, fistik." Güldü. Okula giriş yapmak için yürümeye başladık.

"Teneffüste görüşürüz." Diyerek yanağımı sıktırdı, doğa. "Görüşürüz."  İlk dersim bilgisayarda fotoğraf dersiydi. İlk günün heyecanı olarak sinifima girdim. O kadar çok kişi yoktu. Ders zaten daha başlamamıştı. Hemen arkadaşlarımın yanına gittim. Beni görünce gülümsediler. Afra beni kucağına alıp döndürmeye başladı. "Seni ne kadar özlediğimizden haberin var mı?" Gülümsedim. "Ben de sizi özledim." Hepsine teker teker sarıldım. Afra, ben, ada ve anıl takılıyorduk -doğa'nın yeri ayrıydı tabi!-

Anıl hemen söze atıldı. "Prenses nerelerdesin sen?" Anıla doğru döndüm ve gülümsedim. "Ne sen sor ne ben söyliyim." Anıla sarıldım. Ada bana bakıyordu, onun da özlediğini yüzünden anlayabiliyordum. Hemen Ada'ya da sarıldım. "Gerçekten özlemişim sizi."  Üniversite bittiğinde bu dörtlü arasında ufak ufak kavgalar olmuştu ve en sonunda barışmıştık. Bu konu hakkında konuşmamaya herkes söz vermişti. Birkaç dakika daha konuştuktan sonra ders başlamıştı.

Derse odaklandığımda, kapı sesiyle irkildim. Arkama doğru baktığımda.. gözlerimi birkaç kere kırpıştırdım. Kendime küçük bir tokat attım ve gerçekti! Demet şuanda okuduğum bölümün dersindeydi!

-
BÖLÜM SONU!

Yazım yanlışlarım varsa kusura bakmayın lütfen...

Lütfen oy vermeyi unutmayın! Gelecek bölümde görüşmek üzere🫂 |

No: 209Where stories live. Discover now