Yüzük parmağıma takarken uzaktan görüntüsüne bakmayı da unutmadım. Çok güzeldi. Fazla güzeldi. Bana alınabilecek hediyelerin çok daha üstündeydi. Fazlaydı. Ama bunu dile getirdikçe kendimi kötü hissedecektim.

Çantamı kapatıp tekrar sırtıma aldığımda neredeyse tökezleyecektim. Yürürken çantadan bir şey almak kesinlikle can tehlikesi barındırıyor.

Bizim sokaktan çıkıp otobüs durağına ilerlemeye başladım. Kulağımda müzik dünyayı umursamamaya çalışarak 10 dakikada durağa varmıştım.

Canım şehrimin canım durağında beklerken başladım. Hayatımda bindiğim en pahalı şey olan otobüsü beklemeye. Kaç milyardı otobüsler?

Hemen goggle girdim. Arama motoruna 'otobüs fiyatları.' Yazdım. Hmm. 6 milyon. 5 milyon. 3 milyon.

Ne yapacaksın otobüs fiyatlarını

Tamam kesinlikle bindiğim pahalı arabalardandı. Kıraçın ve fıratın bir arabaya bu kadar vereceğini sanmıyorum. Bir ara kıraçla bu konuyu konuşmalıyım.

Otobüs gelince kartımı çıkarıp bindim. Gitti 5 Türk lirası.

Boş bir yer bulunca gittim kuruldum. Başka bir şarkıya geçince içimde merak duygusu belirdi. Kıraçın şu an ne yaptığını merak ediyordum. Telefonu bir kere kapatıp açtım. Of. Yazıyorum.

Ben: ne yapıyorsun?

Attıktan sonra telefonu ters çevirdim. Çocuk gibi heyecan yapmıştım. Ona karşı sevgi sözcükleriyle hitap etmiyordum. En yakın zamanda bunu düşünmeliydim.

Ah sınavlar da yaklaşıyor. Sıçtın ada. Annemden tokat yedim. Kalbime bir sancı saplandı.

Telefonum titredi. Sancı yerini saniyesinde heyecana bırakırken telefonu kendime çevirdim.

Kırço hoca(dersahne): dersteyim güzelim sen?

Biraz beklesem mi? Yok yok yazayım.

Ben: 6 milyonluk araçla dershaneye geliyorum.

Bir kaç dakika sonra tekrar titredi telefonum. Esprimi anlayacağını düşünüyordum. Yüzümde şapşik bir gülümseme belirdi.

Kırço hoca(dersahne): seni almadığım için canımı mı sıkmaya çalışıyorsun?

AA. Ne münasebet.

Ben: yok canım. Sen alsaydın. Daha iyi olabilirdi demek istedim.

Kırço hoca(dersahne): üzgünüm. Sabah grubunun aklı başına gelince ders istediler. Vermek durumunda kaldım.

İtibar önemli tabi. Allah bilir akıllarının başına gelebilmesi için ne yapmıştı.

Ben: sen bana tembel mi demek istiyorsun?

5 dakika acaba geri mi alsam diye mesajı düşündükten sonra yazdı. Dersi var adamın hala yazıyorum.

Kırço hoca(dersahne): yanlış anlıyorsun güzelim.

Kırço hoca(dersahne): sana ders istediğin yerde verebileceğimi biliyorsun.

Kırço hoca(dersahne): her yerde*

Ayriyeten 'her yer' yazması içimdeki küçük kıpırtıları harekete geçirdi. Ayakta ve yatakta. Ben bunu sana karşı kullanmaz mıyım be hocam bekle sen.

Ben: ne dersi vereceksiniz lord mr. Altan haşmetli bigboy hazretleri.

Biraz uzun mu oldu? Yok yok gayet iyi. Pörfekt.

AH BE HOCAM!?+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin