bölüm 27

14.8K 501 272
                                    

Bu bölümü canım kemanıma ithaf ediyorum. Geçen gün telini koparmanın bedeli. Özür hediyesi olarak. Arsen bulutum.

Adını Arsen koyduğumdan arsene karşı da ayrı bir sempati beslemeye başladım.

Çok konuştum.

İyi okumalar
...

Karmaşık duyguları aynı anda yaşarken yanağım kızarmıştı. Yetmezmiş gibi
Bir de gözlerim doldu. Hehh çok güzel oldu.

"Söyle, bunu nerden buldun? Ha." Saçıma uzanacağı sırada geri gittim. Ayaklarım kapıya değdi. Kısa bir anlığına da olsa kaçıp gitmeyi diledim. Hatta planı kafam çoktan yapmıştı.

Aileden şiddet görmek. Gebermek istiyorum. "Dur sen dur. Dua et o gezinin parasını verdim yoksa gidemezdin ada hanım." Bir adım daha geri gidemedim. Benim gibi olan kahve saçlarını tepesinde topuz yapmıştı. Ama hala yakınımdaydı. Beni koruyacak herhangi bir şeyim de yoktu. Anneme vuramazdım.

"Anne-" elini kaldırıp sözümü kesti. Tamam şimdi sakince odama adımlama zamanı.

"Odana git ada. Hazırlan ve çık. Akşam geldiğinde evde olmayacağım. Babanla yemeğe gidip senin odanda bulduğum şeyi ne için kullandığını düşünmemeye çalışacağım. Babana söylesem-" kinaye ile arkasını döndü. Üzerinde giydiği pofuduk ceket kişiliği ile tezatlık oluşturuyordu.

"Seni gözünün önünden ayırmaz." Gözümden bir damla yaş süzüldü. Altı üstü bir tangaydı. Pantolonumda iz çıkmasın diye giydim diyebilirdim. Diyemedim.

O salona ilerlerken sadece arkasından baktım. Tek kelime bile edememiştim. En büyük sorunum da buydu işte. Annem konuşunca hele bir de haklı olduğu bir konuysa-yada haklı olmayı istiyorsa-bir şekilde aklımda kelimeler bütünleşmiyordu. Manipülenin alasını yaşıyordum farkındaydım yine de susuyordum.

Yukarı çıkarken çantamı aldım. Odama girip ders kitaplarını dershane kitapları ile değiştirip üzerime eşofman takımımı geçirdim. Yüzümde aynı makyaj kalsa bir şey olmazdı. Zaten yapmaya da halim yok. Kıraçla berrak'ın dersi vardı. Matematik ve biyoloji.

Annem çok güzel yanağımı haşat etti zaten. Göz yaşlarımı sildim. Bu durumu nedense kıraça söylemek istemiyordum. İfademden anlarsa anlardı. Anlamazsa da. Onun bile düzeltmeyeceği şeyler olduğunu bilmek canımı yakacaktı.

Odama göz atıp çıktım. Toplu durmazsa bir de bunun için azar yemek istemezdim. Ruhum bir ruh emici tarafından emcüklenmiş gibi hissediyorum. Fena halde üzerimden geçmişlerdi.

Üstüne bir de hocamla ilişki yaşadığımı öğrenseler. Bu evden cesedim çıkardı.

"Geç kalma." Telefonumu elime aldım. Kulaklığımı da taktığımda en sevdiğim şarkılardan bir tanesinin melodisi kulağıma çalındı. Annemi duymazdan geldim. Sonra niye duymazdan geldin dememesi için de arkamı dönüp salona baktım. Bu kadın beni geriyor.

Kapının önünde gitmeye hazırlanıyordum. Ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. "Tamam anne." Arkadan televizyon sesi yükselince ya beni duymamış ya da duymak istemediği için televizyonu açmış olabileceğini düşünüyordum.

Belki ailemden uzak bir yeri kazanırsam hayatım daha katlanılabilir olurdu.

Kapıyı açtım ve arkamdan sert olmayacak bir şekilde kapattım. Çantamı bir kez kontrol edip sokağa çıktım. Anahtarım çantamın önündeydi. Ders kitaplarım çantamdaydı. Yanımda bir haftadır duran 20 tl cüzdanımdaydı. Bunun şerefine kıraçın aldığı yüzüğü çantamın en dibindeki kutusundan çıkardım.

AH BE HOCAM!?+18Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum