15-

1.4K 133 72
                                    

"Taehyung ya ben sana niye fotoğraf atmışım ki? Hayır hatırlamıyorum da bana böyle bir şey diyip demediğini."

"Ya Jungkook demedim dedim yaa." bu bir şeyler karıştırıyordu ama hadi bakalım.

"Peki madem hadi sınıfa çıkalım." Taehyung ile okula girmeden önce karşılaşmıştık ve onu görür görmez gece olan yazışmamızı sormuştum. Uyuduğumdan emin olması için kendim durup dururken atmışım fotoğrafı. Yani en azından Taehyung öyle diyordu.

Okula doğru yürürken okulun bahçesinde bulunan ağaçların arkasında gördüğüm kedi ile kendime engel olamayarak yönümü o tarafa çevirdim.

"Jungkook! Nereye?" hızlı adımlarını yanıma geldikten sonra yavaşlatan Taehyung'a gülümseyerek kediyi işaret ettim.

"Şu tatlış şeye bak ya!" dudaklarımı öne uzattım ve sesimi değiştirerek kedinin önünde eğilerek yanaklarını sıktım.

Kedi kucağıma çıkmaya çalıştığında cidden seçilmiş kişi olduğuma inanmaya başlamıştım. Kucağıma çıkan kedi kendine güzel bir yer yapana kadar onu ellememiştim. Kucağıma güzelce yerleştiğinde köşedeki taşlardan birinin üstüne yerleştirdim kalçamı. Kedinin kafasını okşarken kendime engel olamayarak gülümsüyor ve kediyi içime sokasım geliyordu.

Hala ayakta bana bakan Taehyung'a gözlerimle yanımı işaret etmiştim fakat haraket etmeden beni izliyordu hala.

"Taehyung?" seslenmem ile kendine gelerek bana bakan Taehyung'a tekrardan yanımı gösterdim. Bu sefer eğilerek yanıma oturmuş ve bana dahada yaklaşarak kucağımdaki kediyi sevmeye başlamıştı.

"Çok tatlı değil mi?" kediye bakarken zaten olumlu bir yanıt alacağımı bildiğim halde Taehyung'a sormuştum.

"Hmhmm çok tatlı." dalgın bir şekilde konuştuğunda kafamı kaldırarak ona çevirdim bakışlarımı. Doğruca bana bakıyordu.

"Kediden bahsediyoruz değil mi?" alayla sorduğumda bana cevap vermek yerine suratıma bakmaya devam etmişti. Niye konuşmuyordu ki?

"Taehyung? İyi misin?" soruma sadece kafasını aşağı yukarı sallayarak cevap vermişti. Daha fazla onla ilgilenmemeye çalışarak kediye odaklandım.

"Jungkook! Taehyung!" tanıdık ses ile kafamı okulun girişinin olduğu tarafa çevirerek bize doğru gelen Yoongi ve Hoseok'a bakmıştım.

"Napıyosunuz sınıfa geçsenize."

"Biraz kedi sevmek istedim ama daha çok o beni sevdi gibi." kıkırdayarak kucağımdaki miniğin kafasını okşadım ve mırıldanmalarını dinledim.

"Seni sevmeyen mi var?" Hoseok sol yanıma oturduğunda ona baktım şaşkınca. Aslında beni gayet fazla sevmeyen insan vardı.

"Hoseok beni bir siz seviyorsunuz sanırım." kıkırdayarak konuştuğumda Hoseok kaşlarını çatmıştı.

"Yalan! Seni sevmeyenler üzülsün eğer öyleyse bile."

"Bağırma ve sakin ol." Yoongi sakince konuşarak Taehyung'un yanına oturdu.

"Haklıyım bu arada. Değil mi Taehyung? Jungkook'u herkes seviyordur bence." Taehyung'a kayan bakışlarım ile diyeceği şeyi beklemeyr başladım.

"Herkesin sevmesine gerek yok ki Hoseok, be- biz onu diğer herkesin sevdiğinden daha çok severiz." gerçekten bir sürü farklı cümle duymayı beklemiştim ama asla böyle bir cümle beklemiyordum. Kocaman açtığım gözlerimle Taehyung'a kitlendim.

"Oha! Çok haklısın Taehyung!" Hoseok beni boynumdan tutarak kendine çektiğinde sarsıldığım için kucağımdaki küçük kafasını koyduğu diziden kaldırarak etrafına bakındı.

Just For A MomentOù les histoires vivent. Découvrez maintenant