12-

1.3K 111 38
                                    

Annem eve geldiğinde sinirden kıpkırmızı olmuştu, sebebi ise babamdı. Evet babam birkaç günlüğüne eve dönüyoru, buna normalde sevinirdim çünkü arkadaşlarım yoktu, dışarı çıkmama izin vermezdi babam tabi öncelerde odam bana yetiyordu. Arkadaşım yoktu sonuçta fakat şimdileri düşünürsek, arkadaşlarım vardı ve görünüşe göre ben onlarla birkaç gün boyunca okul dışında buluşamayacaktım.

"Aishh şu adam varya benim her şeyimi tepe taklak ediyor!" annemin sızlanmalarını dinlemek zorunda bırakılmış bir vaziyette salonumuzdaki koltukta oturuyordum.

"Ne vardı sanki orda geberseydi!? Çok mu şey istiyorum Tanrım! Hem bu çocuktanda kurtulurdum. Bıktım şu sefil hayattan!" her zaman söylediği şeyler artık çok acıtmıyordu.

"Kalk bana yardım et! Orada boş boş oturuyorsun bu gece gelicek baban!"

"Ne?" bir anlık şaşkınlığım ile ona döndüğümde gözlerini devirerek bulaşıkları yıkamak adına salonla birleşik olan amerikan mutfağa girmişti.

Babamın geleceğini biliyordum fakat bu gece geleceğini bilmiyordum. Sıçtım ve sıvamama çok az kaldı.

"Odamı toplamaya çıkıyorum." üst kata çıkarken söylediğim şeye cevap vermeyen annem oflayarak sızlanma eylemine devam etmeye başlamıştı.

"Tek isteğim senden kurtulmak şuan" tabii.

...

Saat gece üç ve biz annemle salonda oturmuş babamın gelmesini bekliyoruz. Gidip uyumak istiyordum fakat annem babam geldiğinde uyumamın saygısızlıl olacağını ve bu saygısızlığın sonucunu benim değil onun çekeceğini söyleyerek bana izin vermemişti. Gözlerim kapanmak üzereydi ama hala uyumaya iznim yoktu.

Çalan zil ile neredeyse daldığım uykudan sıçrayarak ayağa kalktım. Annem ile beraber kapıyı açmak için ayaklanmıştık.

Annem kapıyı açtığında babam elinde üç veya dört yaşlarında çocuk ve onların arkasında ise bir kadın duruyordu.

"Bunlar kim Chaun?!" anne asla bağırmadan soru soramaz mısın sen?

"Sakin ol Yunna, rezil edeceksin bizi." babamın sessiz ve sakin ses tonuyla içeri girerek salona yönelmesi annemin susması, şuanda ben algılayamıyordum bir şeyleri.

"Baba bu kadın kim ve bu çocuk?" babamı sinirlendirmemek adına sessizce sorduğum soruya tanımadığım kadın atılarak cevap verdi.

"Üvey annenim tatlım!"

Ne?

"Ne!?" annemin bağırması ile ortalık karışacak gibi duruyordu...

...

Çok şükür ki arkadaşlarım hafta sonu için plan yapmamışlardı, onları nedensiz yere reddetmek bana mahçup hissettirirdi.

Pazartesi olduğunda değişik hiçbir şey yoktu. Ah, Hoseok'un yeni nakil aldırmış bir hocayla kavga etmesini saymazsak.

Hoca ilk geldiği gün herkese meslek olarak ne düşündüğünü sormuş, doğal olarak on ikinci sınıfız sonuçta.

Sıra Hoseok'a geldiğinde Hoseok bilmiyorum demiş hoca da nasıl bilmiyorsun hiçbir şey düşünmedin mi demiş. Hoseok bu cümleyi yanlış anlayarak hocaya çıkışmaya başlayınca karşılık olarak hoca da ona çıkışmaya başlamış.
Bu şekilde karşılıklı bir kavga yapmışlar.

Gerçekten Hoseok'un dilinin kemiği yoktu. Bana da kendisi anlatmıştı zaten, tabi daha sonradan Yoongi'den tarafsız bir şekilde dinlemiştim. Olsun her türlü Hoseok haklıydı zaten -sanırım-.

Just For A MomentWhere stories live. Discover now