5-

1.8K 144 16
                                    

Sabah uyandığımda telefonunu kontrol etmek isteyerek büyük bir hata yapmıştım. Telefonumda bir sürü teşekkür mesajı vardı, çoğuda Jimin tarafından yollanan mesajlardı.

Mesajların hepsine bir bir cevap verdikten sonra klasik sabah rutinlerimi uygulayarak okul için evden çıkmıştım.

Evden okula doğru yürürken telefonum çalmıştı, eline alarak kimin aradığını kontrol etmiştim, babam arıyordu. Telefonu daha fazla bekletmeden hemen açarak kulağıma yaklaştırdım ve adımlarımı yavaşlatarak küçülttüm.

"Efendim baba?"

"Harçlığını kartına yolladım, nakit veremiyorum eve gelmeyeceğim bu ay."

Ne bekliyordum ki? Babamın hal hatır soracağını mı, hadi ama babamdan bahsediyorduk.

"Tamam baba teşekkür ederim."

"...Okulun nasıl gidiyor? Seni bir okuldan daha almak istemiyorum biraz uyumlu davran."

"Merak etme baba herhangi bir sıkıntı yok şuanlık."

"Merak etmiyorum zaten, beni hayal kırıklığına upratıp durman canımı sıkıyor, benim gibi bilindik birinin oğlunun bu kadar belalı olması hiç normal değil."

Anormalmişim gibi bahsediyordu benden.

"Haklısın. Herneyse okula geldim görüşürüz."

Telefonu suratına kapatarak okula girmiştim. Kahvaltı etmediğimden kantine girerek atıştırmalık prinç keklerinden alarak merdivenlere doğru yönelmiş ve merdivenlerden çıkmaya başlamıştım.

Arkamdan gelen hızlı ayak sesleriyle biraz yavaşlamış ve içime çektiğim nefesi sıkıntılı bir şekilde dışarı bırakmıştım.

"Pişt Jungoo, naber" okulun ilk günü yanıma gelerek bana bulaşan alfanın ta kendisi bana nasıl olduğunu soruyordu, onu bir bırakalım Jungoo ne ya?

"Jungoo ne? Aptal." gözlerimi sıkıca kapayıp tekrar açarken sorduğum soruya biraz şaşırmış olacak ki merdivenlerde durduğunu hissettim; fakat durmayarak devam ettim. Sınıfın önüne geldiğimde yarı açık olan kapıyı ayağımla ittirerek içeri girdim.

Jimin'in yanındaki sırama geçerek arkamda bıraktığım alfaya döndürdüm bakışlarımı. Peşinden gelmeyi bırakmıştı, sanırım gururuna yedirememişti.

"Jungkook! Günaydın." yanımdaki çocuğa odaklanarak bıkkın bakışlarımı düzeltmeye çalıştım, yanlış anlamasını istemezdim.

"Günaydın Jimin." dudağımdaki hafif tebessüm ile yanıtladığım omegada bana tebessüm ederek karşılık verdiğinde önüme dönerek başımı sıraya koymuştum.

"Dün için, olanları bende biliyorum haliyle ve teşekkür etmek istedim, çünkü o kızların alacağı fiziksel herhangi bir yara iyileşseydi bile psikolojik hasarları o kadar çabuk iyileşmezdi, bu yüzden sana gerçekten minnettarız bende, Taehyung'da."

Dediklerini dikkatli bir şekilde dinlerken benimde bunları düşünmüş olmam iyi hissettirmişti. O kızlar ben orda olmasaydım gerçekten derin yaralara sahip olabilirlerdi, hem fiziksel hemde mental olarak.

"Dün onlarada dediğim gibi, benim yerimde kim olsa aynını yapardı ama rica ederim." dediklerim birlikte kafasını onaylamaz bir şekilde iki yana salladı ve konuşmaya başladı: "Herkes senin kadar cesur olamazdı belki de, yaptığın şeyi küçümseme orada hayat kurtardın resmen." dediklerine gülmedim ve hiçbir şey demeden önüme döndüm.

Oda aynını yaparak önüne dönmüştü. Sonrasında hiç konuşmadan hocanın gelmesini beklemiştik.

Öğle arasına kadar sınıftan çıkmamış, sınıfta kafamı masaya koyarak uyumuştum. Öğle arasınıda o şekilde geçirecektim aslında fakat Jimin araya çıktıktan birkaç dakika sonra yanıma omega ve beta arkadaşlarıyla gelmiş beni uyutmamışlardı. Onlar geldikten birkaç dakika sonra delta hariç diğer iki alfa arkadaşlarıda geldiğinde kantine gitmek için ayaklanmışlardı, bana da gelmem için ısrar etmişlerdi, her ne kadar istemediğimi söylesem de itiraz ederek beni zorla kantine yanlarında götürmüşlerdi.

Just For A MomentWhere stories live. Discover now