13•Ne çocuk ama

162 18 34
                                    


Bay Kim'in arabasıyla evine kadar gelmiştik. Tabi Bay kim  yol boyunca mızmızlanmış, canı acıdığına dair saçma sapan konuşmuştu.

Haline üzülmüş olabilirim ama sonuçta 'gidin o serseriyi dövün!' diyen ben değildim, değil mi? Bu yüzden yol boyunca suratımı cama yapıştırmış, içimden yardım çığlıkları atmıştım.

Sonunda asansörle eve vardığımızda, en azından susar diye umut ederek kendimi direkt salondaki koltuğa atmıştım.

"İnanamıyorum sana Jeongguk, en sevdiğin dans hocan acı çekiyor, sen rahatça koltuğa oturuyorsun. Çok kırıldım."

Yalandan asılan yüzüne karşı gözlerimi devirmeden edememiştim. Bir an çileden çıkacak o değil de ben olacakmışım gibi hissetmiştim.

"Tamam, yeter ki susun. Dersimizden önce size bedava pansuman hizmetlerimi sunacağım." dememle beraber yalancı bir şaşkınlıkla yüzüme bakmıştı. Bence bunu yapmayacak kadar da gıcık biri değildim. Yani olmalıydım sanırım, bu seferlik sorun yok herhalde.

"Şaşırttın beni minik tavşan. Bu fırsatı asla kaçırmam," dedikten sonra tahminimce ilk yardım çantasını almaya, içerideki odaya gitmişti. Gittiğini sansamda kafasını kapıdan çıkartıp "Sakın fikrini değiştirme, hemen geleceğim!"diye bağırmıştı.

Bence ona bu iyiliği borçluydum. Bana birçok iyiliği dokunmuştu. Hatta şu an bile kendi evim dışında bir evde, içimdeki anlamsız huzurla oturmama sebep olan oydu. Gitmeden önce basit bir pansuman beni planımdan saptırmazdı herhalde.

Kısa süre sonra elindeki pansuman çantasıyla yanıma oturan Bay Kim'in yüzündeki tuhaf sırıtışı es geçerek çantaya uzanmıştım. "Bu iyiliği kimseye yapmam, sakın unutmayın." Diyerek malzemeleri çıkarmaya başlamıştım.

"Hiç unutur muyum?"

İlk olarak dudağındaki kurumuş kanı silmeye karar vermiştim. Koltukta bağdaş kurarak yüzüne daha çok yaklaşmıştım. Daha pamuğu değdirmeme rağmen acıyla inleyen Bay Kim, şimdiden sinirlerimi bozmuştu bile. Bu yüzden odağımı tamamen dudağına vermiştim.

Başımı eğip yarayı temizlemeye çalışırken dudaklarım benden habersiz aralanmış, gözlerim tamamen dudaklarına odaklanmıştı. Çok güzel dudakları vardı. Kare gülüşünü saklayan güzel, dolgun dudaklar...

Yarayı temizlerken Bay Kim'in beni büyük bir dikkatle izlediğini yeni fark edebilmiştim. Ona bu kadar yakınken beni niye böyle izliyordu ki? Bu gerçekten sinir bozucu.

Daha fazla bakışları altındaki baskıya dayanamadığım için sessizliği bozmaya karar vermiştim. "Ee, neden kavga ettiniz öyle?"

Sorumu sormama rağmen üstümdeki bakışlar bir an olsun çekilmemiş, sessizlik azalmamıştı bile. Gözlerimi dudağından çekip gözlerine çevirdiğimde onunda aralık dudaklarımı izlediğini görmüştüm.

"Bay Kim?"demiştim, tekrar dikkatini dağıtmak amacıyla.

"Hmm?" Boğuk sesiyle hala dikkatle beni izlerken verdiği cevap, tüm bedenimin titremesine sebep olmuştu.

Gittikçe gerginleşen ortamı bozmam gerekliydi çünkü bay kim transa girmiş gibi beni izliyordu.Ve evet, bu fazla gericiydi! Biraz da ateşli.

Elimdeki pamuğu kenara koyup başımı kaldırmamla yüzümdeki gerici bakışlarda kendine gelmeye başlamıştı. "Ah, dalmışım. Ne demiştin?"

"Kavga diyorum, neden?" Boğazını temizleyerek kendine geldiğinde sevinmiştim çünkü o kararmış gözler ve o bakışlar...Her neyse gericiydi işte.

"O piçler, ben arabanın önünde seni beklerken sokak köpeklerinden birini dövüyordu." Bakışları olayı tekrar anımsamış gibi tekrar öfkeye bürünmüştü.

 Nightcore | TKWhere stories live. Discover now