26.Bölüm: Şüphe

2.9K 288 160
                                    

Han'ın babası hırslı ve güçlü bir alfaydı. Bir kız kardeşi olmasına rağmen alfanın kendi olacağından emindi, çünkü kardeşi henüz küçüktü. Halk da her zaman onun yanındaydı, Fatih Kılıç'ı desteklerlerdi. İyi bir alfa olmak için çok çalışmıştı. Alfa olduktan sonra da, iyi bir alfa oldu ama hiçbir zaman iyi bir baba olamadı. Her mühürlü kurt gibi eşinin dediklerini daha çok önemseyen Fatih, eşinin çocuk sahibi olmak istememesine de saygı duydu. Ancak kedisi bir alfaydı ve bir çocuk sahibi olması gerekiyordu. Eşi o kadar istemiyordu ki Fatih de istemsizce çocuklardan soğumuştu, oysaki mühürlenmeden önce baba olmayı hayal eden bir adamdı ama mühürlendikten sonra baba olma fikri ona çok kötü gelmeye başlamıştı. Eşinin istememesine rağmen, mecbur kaldığı için çocuk doğurmak zorunda kaldığı için baba olmaktan daha çok nefret etti, hiçbir zaman doğan çocuğunu sevmedi. O yüzden de eşine o yokmuş gibi davranacağı konusunda söz verdi. Han'ı doğar doğmaz da annesine verdi. Han'ın ismini bile babaannesi koydu. Çocuklarının ismini doğduktan birkaç ay son ailesini ziyarete gittiklerinde öğrendiler. Annesi öldükten sonra onu almak zorunda kalınca daha çok sinirlendi, sanki çocuk onlara yük oluyormuş gibi hissediyordu. Onu benimseyemiyordu, sevemiyordu. Bir tek yemek yerken yanlarında oturmasına izin vermişti. Onunla sadece antrenmanlarda konuşurdu, tabi buna konuşmak denilirse... babası Han'a sürekli bağırırdı, daha iyisini yapması için onu zorlardı. Han eğitime yedi yaşında başlamıştı, kısa bir süre sonra da dönüşmeye başlamıştı zaten. Antrenmanlarda babası çok acımasızdı, en ufak hatasını dahi kabul etmezdi. Fatih'in tek bir amacı vardı o da, kendisinden sonra Han alfa olduğunda arkasından kötü konuşmalarını istememesiydi. Han ne kadar güçlü olursa o kadar babasını taktir edeceklerini, ardından onu ne kadar iyi yetiştirdiğini söylemelerini istiyordu. Bu yüzden evde görmezden geldiği oğluyla antrenmanda çok yakından ilgilenmeye başlamıştı, pek hoş olmayan bir ilgiyle...

Han'ın annesi özgür ruhlu bir kadındı. Ayana gibi bir sürüde doğmasına rağmen aç gözlüydü. Gözü yükseklerde bir kadındı. Bu yüzden kendi sürüsünden de nefret ederdi. Şans ona gülmüş Kubai gibi güçlü bir sürünün alfa adayıyla mühürlenmişti. Sonra eşi alfa olsun diye elinden geleni yapmıştı. Çocuk sevmezdi, hayatı boyunca da çocuk sahibi olmak istememişti. Ama güç için yapmayacağı şey yoktu. Çocuk istememesine rağmen bir veliaht verdi. Amacı halkın gözüne girmekti, girdi de. Her ne kadar çocuğuna kendi bakmıyor olsa da veliaht herkesi mutlu etmişti. Ancak bu kadına yetmedi. Daha fazlasını istedi. Daha çok taktir görmek istiyordu. Güçlü bir kadın olduğunu herkese göstermek istiyordu. O yüzden bir gün kocasıyla konuştu. Ona efsaneden bahsetti. Amacı beyaz kurdun kendi çocuğu olup olmayacağını öğrenmekti. Çünkü beyaz kurdun doğma zamanı gelmişti, belki kendi çocuğu olabileceği fikrine kendini kaptırmıştı. Kocası her fikrine olduğu gibi buna da saygı duydu. Kendi şehirlerinde yaşayan, bir kurtla evli olan kahine gitti. Beyaz kurdun nerde doğacağını öğrenmek istediği ile ilgili yalan söyledi. Sonra çocuğun torunu olduğunu öğrendiğinde deliye döndü. O gün eve gittiğinde Han'ı dışarı atarak dedesinin evine gitmesi söyledi. Onu görmek istemiyordu. Beyaz kurdun kendi çocuğu olmasını, onu doğurduktan sonra herkesin taktirini kazanmak istiyordu. Ancak o taktiri alacak olan oğlu ve tanımadığı geliniydi. Kıskançlığı git gide büyürken önce kendi oğlunu öldürmek istedi. Ancak onun ölümü demek valihatın ölümü demekti. Beyaz kurdun kendi çocuğu olmadığını bildiğinden ikinci bir çocuk doğuramayacağını, ona katlanamayacağını düşünerek bu fikirden anında vazgeçti. En iyisi beyaz kurdun annesini öldürmek olduğunu düşünerek kahine gitti ama kahin onun normal bir insan olduğunu söylediğinde hem sinirlenmiş, hem de biraz rahatlamıştı çünkü hiç karşılaşmayacaklarını düşünmüştü. Ancak günden güne karşılaşacak olmaları fikri onu rahatsız etmeye başladı. Bu yüzden  kahinden kızın bilgilerini alıp onu ortadan kaldırmak istedi, kahin söylemeyince kocasına söyledi. Birlikte kadını tehdit etmeye başladılar ancak kadın ısrarla bilmediğini söyledi. Kadın zaten sevmediği oğlundan gün geçtikçe daha çok nefret etti. Hiç tanımadığı Zeren'den de iliklerime kadar nefret etti. Sırf beyaz kurdun ailesi onlar olacak, sürüde herkes onlara minnet edecek diye, ömrü boyunca onlardan nefret etti.

NARYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin