21.Bölüm

186 15 7
                                    

🌙🩶İyi okumalar bebişlerimmm!! Umarım beğenirsinizzz!! Vote atıp Takip etmeyi unutmayınnn!! Yorumlarınız beni çok mutlu ediyor ve yazmam için teşvik ediyor. Sizleri çok ama çok seviyorum! İyiki varsınız!🩶🌙

*

1 Ay Sonra

Kahvaltımızı yapmış bahçede oturuyorduk, bugün ders yoktu. Bir saat sonra ise kontrolüm vardı.
Bu bir ay boyunca tedavim çok iyi geçmişti. Carlos'un da söylediği gibi ilk üç günden sonra vücudum tedaviye yanıt vererek atak geçirmemiştim.
Tek sorun ilaçların bende yan etki yaratmasıydı. En ufak şeye sinirleniyordum. Elimde değildi, kendimi tutamıyordum.
Bu süreçte Draco ve diğerleri ile pek çok kez kavga etmiştim.
Özellikle de Marcus ile. Sürekli benimle konuşmak için fırsat kolluyor, ben o fırsatları vermeyince ise sinirleniyordu. Draco ile sevgili olduğumuzu hala anlayamamıştı. Aptal. Halbuki gayet belli oluyordu. Bile isteye gözüne sokmaya çalışsam da aptal rolü oynuyordu. Rol yapmasına gerek yoktu aslında. Kendi bilirdi, bu bir gerçekti ve en sonunda bu gerçeği görecekti. Babam ile birkaç kez telefonda konuşmuştuk ama Draco'dan hala bahsetmemiştim. Tom, babama tedaviden bahsettiğini ama fazla detay vermediğini söylemişti. Tedavi sonuçlandığı zaman tabiki söyleyecektim. Hatta Draco sayesinde olduğunu söyledikten sonra da sevgili olduğumuzu söylemeyi planlıyordum.

Yaklaşık bir saat boş boş oturup sohbet ettik. Draco'nun telefonu sürekli olarak çalıyor, yanımızdan giderek aramayı yanıtlıyordu. Kim olduğunu ölesiye merak ediyordum.
Kontrol saatim yaklaştığında Draco başını hafifçe hareket ettirerek gitmemiz gerektiğini sözsüzce ifade etti. Bende kafamla onayladıktan sonra bakışlarımı Tom'a çevirdim. Baktığımı hissetmiş olmalı ki o da bana baktı. Bakışlarımla saatin geldiğini anlatmaya çalıştım. Abi kardeş olduğumuz için mi bilmem ama sanki aramızda bir telekinezi bağı vardı da her bakışla sözsüz anlaşabiliyor gibiydik.
Saatin geldiğini anlayınca onaylarcasına hafifçe kafasını salladı. Draco ile birlikte gidecektik, Tom gelmeyecekti. Ayağa kalktığımda kimseye hesap verme zorunluluğu hissetmeyerek direkt hazırlanmak için odamın yolunu tuttum. Üzerime siyah V yaka bir body altıma da siyah pantolon ve topuklu botlarımı giydim. Kapatıcı, allık ve maskara ile hazırlığımı tamamladım. Telefonumu alarak Draco'ya mesaj attım.

—Ben hazırım. Nerdesin?

Draco'm:Kapıdayım güzelim.

Telefonumu cebime atarak odadan çıktım. Kapının yanındaki duvara yaslanan Draco duvardan ayrılarak yanıma geldi.
Draco:Çok güzel olmuşsun bebeğim. Gidelim mi?
Gülümseyerek kafa salladığımda elimi tutu. Birlikte bahçeye çıkarak arka tarafa geçtik.

Cisimlendiğimizde yine İspanyadaydık. Biraz başın dönse de umursamadım. Yine aynı sokaklardan geçerek büyük binaya ulaştık. Ve yine Draco gelen selamları kafasını hafifçe eğerek aldı. Üst kata çıkmadan önce bu kattaki revire benzeyen ama daha donanımlı olan odada birkaç tahlil ve testlerin ardından odadan çıktık. Asansöre ilerlerken yan koridordan Draco'ya seslenilince ikimiz de durduk.
Bizim yaşlarımızda, kumral, uzun boylu, siyah bir takım giyinmiş inkar edilemeyecek kadar iyi görünümlü biri ve yanıda korumaları olduğunu düşündüğüm üç iri yarı adam vardı. Draco'nun çenesini sıktığını fark edince bu adamın iyi biri olmadığını anlamam zor olmamıştı. Bize yaklaşıp tam karşımızda sırıtan bir yüz ifadesiyle durdu. O sırada kapıda ve koridorda bekleyen dört koruma bizim arkamıza geçti.
Roger:Seni burada gördüğüme sevindim Malfoy!
Aksanı farklıydı. Tahminimce Rus mafyalarından biriydi. Draco ciddi ifadesini bozmadı.
Draco:Özledin sanırım Russell?
Adının Roger olduğunu öğrendiğim adam küçük bir kahkaha attı.
Roger:Ah ne demezsin!
Bakışları bana döndü. Sırıtmaya devam ederek,
Roger:Bu güzel bayan da kim böyle?
Draco hafifçe önüme geçerek sinirle küredi,
Draco:O iğrenç gözlerini onun üzerinden çek! Benimle göz temasını kesme! Yoksa artık bana bakabilecek gözlerin bile olmaz!
Sesindeki karanlık ton ürkütücü olsa da veni korkutmamıştı. Ancak Roger, Draco'nun dediğine uyarak bakışlarını üzerimden çekip Draco'nun gözlerine baktı.
Roger:Bu kadar gergin olma Malfoy, biraz gevşe...
Dedi cebinden bir dal sigara çıkartıp yaktı ve dudaklarına götürerek derin bir nefes çekti.
Draco:Senin gevşekliğin bana yetiyor. Boş laf yapacaksan zamanımı harcama.
Dedi 'gevşek' kelimesinin üzerine basa basa. Roger sinirden çenesini sıkmaya başladığında artık sırıtmayı bırakmıştı. Ciddi ifadesi sürerken Draco bir cevap beklemek yerine elimi tuttu ve asansöre binip tuşa bastı.

𝐘𝐚𝐫𝐚𝐥ı 𝐊𝐚𝐥𝐩𝐥𝐞𝐫~Draco Malfoy ile Hayal EtWhere stories live. Discover now