13.Bölüm

316 20 49
                                    

🌙İyi okumalar! Umarım beğenirsinizz! Yorumlarınızı bekliyorummm.Vote atıp takip etmeyi unutmayıın🩶🌙

Pansy ile sohbet ederken kapı çalınca yataktan kalkarak kapıyı açtım. Gelen Draco'ydu, gülümseyerek bana baktı ardından içeriye bakarak,
Draco:Astronomi kulesine çıkıcaz, Blaise söylemek istediği şeyi söyleyecek o yüzden siz de geliyorsunuz.
Pansy heyecanla yerinden kalktı.
Pansy:Ay eniştem!
Dedi heyecanla Draco'ya bakarak,
Pansy:Ne söyleyecekmiş Blaise bize?
Draco "umursamaz" bir ifadeye omuz silkti,
Draco:Gel de kendin öğren Pansy.
Pansy bakışlarını bana çevirince göz kırptım.
Pansy:Of iyi tamam!
Odadan çıktığımızda Draco solumda Pansy sağımda ilerliyorduk. Pansy heyecandan elleriyle oynuyordu. Kıkırdadığımda ikisi de bana baktı,
Adel:Biraz sakin mi olsan Pansy?
Pansy bakışlarını kaçırarak,
Pansy:Sakinim...
Gülerek kafamı salladım,
Adel:Belli,bayağı sakinsin(!)
Draco'nun elime değen elini fark edince ona baktım. Parmaklarını parmaklarımın arasından geçirerek elimi tuttuğunda gülümseyerek gözlerine baktım.Kalp atışlarımı derin bir nefes alarak sabit tutmaya çalıştığımda önüme döndüm. Draco kalbimin hızlandığını anlamış olacak ki iç çekerek elini elimde ayırmaya kalktı,ancak ben tekrar tuttum. Bana bakarak gülümsediğinde kulağıma yaklaştı,
Draco:Elimi tutman sağlığından önemli değil güzelim...
Omuz silktim,
Adel:Ama tutmak istiyorum, sorun değil kalbimi düzene sokarım...
Gülümseyerek mavi gözlerine baktığımda gözlerine üzgün bir ifade çöktü, ancak gülümsüyordu.

Astronomi kulesinin merdivenlerinden çıkmaya başladığımızda yukarıdan diğerlerinin sesi geliyordu,gerçi daha çok Blaise'in heyecanlı sesi geliyordu.
Blaise:Sakinim aslında ama şimdi onlar gelince konuya nasıl gireceğimi bilmiyorum!
Bir kıkırtı duydum,
Marcus:Bu sakin halinse...
Diye söylendi Marcus. Merdivenleri bitirdiğimizde bizi fark ettiler. En sağda Marcus,ortada Tom ,onun yanında da Blaise vardı. Biz de Blaise'in olduğu tarafa oturduk. Pansy; Blaise ve benim ortamdaydı,sağımda da Draco vardı. Bir süre kimse konuşmadı,en sonunda,
Marcus:E hadi sabaha kadar susacak mısın Blaise?
Blaise derin bir nefes alarak boğazını temizledi.
Blaise:Ben birinden hoşlanıyorum...
Pansy oturduğu yerde hareketlendi. Blaise tekrar susunca devreye ben girdim,
Adel: Ve?
Blaise:Ve bu kişiyi tanıyorsunuz.
Gülümseyerek önce Pansy'e sonra Blaise'e baktım yeniden.
Pansy:Kim?
Dedi heyecanla. Blaise düşündüğümden daha uzun süre susunca kaşlarımı çattım.
Draco:Blaise, P-
Blaise:Angela!
Dedi hızla Draco'yu susturarak. Şok içinde Blaise'e baktım. Yalan söylediği gayet açıkça belli oluyordu ama neden yalan söylediğini anlamamıştım. Gözlerini kaçırıyor ve elleriyle oynuyordu. Bakışlarımı Pansy'e çevirdiğimde gülüşü yüzünde donmuştu ve gözleri dolmuştu. Çenesini sıkmaya yaşladığında göz yaşları  dökülmeye başladı.
Pansy:N-Ne?
Dedi titreyen sesiyle. Herkes şok içinde Blaise'e bakıyordu. Ben de dahil.
Pansy apar topar yerinden kalktı ve koşar adım merdivenlerden inmeye başladı. Blaise ayağa kalktığı an ben de hızla ayağa kalkarak kolundan yakaladım.
Adel:Sakın Blaise! Sakın Pansy'nin yanına yaklaşma!
Kolunu sertçe iterek ben de koşar adım indim merdivenlerden. Koridora çıktığımda nefes nefese kalmıştım. Kalbim deli gibi atıyordu. Koridoru hızlı adımlarla geçmeye başladığımda nereye bakacağımı bilmiyordum. Koridorun sonundaki kızlar tuvaletinden ses geldiğini fark edince koşarak oraya yöneldim. İçeri girdiğim an yerde, bacaklarını kendine çekerek kollarını etrafına sarmış, ağlayan Pansy ile karşılaştım.
Ben de yanına oturarak ellerini tuttum,
Adel:Güzelim...yalan söylüyor,lütfen ağlama.
Hıçkırarak kızarmış gözlerini gözlerime çevirdi,
Pansy:Nasıl ağlama Adel? Nasıl ağlamam? Yalan söylese bile...söylediği şey...
Sinirle burnumdan soludum,
Adel:Haklısın, sadece utandığı için saçma sapan bir yalan uydurdu! Sen gidince peşinden gelmeye çalıştı!
Şaşkınlıkla bana baktı. Derin bir nefes alarak sakince devam ettim,
Adel:Seni seviyor,sadece alacağı cevaptan korktu.Yalan söylemesi yanlış tabi ki...
Pansy göz yaşlarını sildi ve sert bir ifadeyle gözlerime baktı,
Pansy:Kendi bilir! Ben bir şey kaybetmem. İsterse gelir yüzüme söyler sevdiğini...
Kafamı sallayarak yüzüne gelen saç tutamlarını kulağının arkasına sıkıştırdım,
Adel:Evet güzelim,sen bir şey kaybetmezsin. İstesen şimdiye sevgilin olmuştu,çıkma teklifi almıştın ama sırf onu sevdiğin için herkesi görmezden geldin. Bundan sonra onun söyleyecekleri değiştirecek her şeyi.
Kafasını sallayarak gülümsedi ve beni kendine çekerek sarıldı. Ben de sıkıca kollarımı ona sardım. Hiç kimse kendisini üzmeye değmezdi. Kimse için. O kişiyi ne kadar seviyor olursan ol kendisini bu kadar yıpratmasına gerek yoktu.
Pansy kendine gelince yüzünü yıkadı ve birlikte tuvaletten çıktık. Koridora çıktığımızda bizimkiler merdivenden iniyor,her biri Blaise'e bağırıyordu. Pansy kolumdan dürterek,
Pansy:Bizi görmesinler,şuan onunla konuşmak istemiyorum.
Kafamı salladım ve onlara arkamızı dönerek koridoru yürümeye devam ettik. Pansy üzgün bir şekilde bana bakarak,
Pansy:Senin de kalbini çok yordum kuzum ya,özür dilerim...
Kaşlarımı çattım,
Adel:Olur me öyle şey, hiç yorulmadım bir kere, sen üzülme yeter...
Yalan söylemek istemesem de zorundaydım çünkü bir de benim için üzülmesini istemiyordum. Odamıza çıkarak üzerimizi değiştirdik. Yataklarımızda karşılıklı oturarak sohbet etmeye başladık. Pansy'nin uykusu geldiği için uyudu. Ben de biraz dalmasını bekledikten sonra ayaklandım. Telefonumu alarak dikkatlice odadan çıktım. Yan odamızdaki Blaise ve Draco'nun odasından sesler geliyordu. Fazla oyalanmadan astronomi kulesine çıktım. Her zamanki gibi ayaklarımı sarkıtarak oturdum. Telefonuma gelen bildirimle gülümsedim.

𝐘𝐚𝐫𝐚𝐥ı 𝐊𝐚𝐥𝐩𝐥𝐞𝐫~Draco Malfoy ile Hayal EtWhere stories live. Discover now