AKSİLİK

45

Kendimi çok rahatsız hissediyordum. Elbisem ayrı dertti masada olan kadınların bana bakışları ayrı dertti.

Allah aşkına benim bu yemekte ne işim vardı?!

-"Senin sevgilin var mı Ceylin?"

-"Kısmetse oğlum olacak."

Gurur'un annesi benden önce davranıp masada ki yakışıklının sorusunu yanıtladığı esnada şaşırmadan edemedim. 

Gurur annesine gözlerini devirip şarabından bir yudum aldı ve ben boğazımı temizleyip gülümseyen bir yüzle çocuğun sorusunu yanıtladım.

-"Hayır, yok."

-"Peki ne okumak istiyorsun?"

-"Henüz karar vermedim...Sen?"

-"Pilot olacağım."

-"Güzel seçim, boyun falan da iyi."

Gurur elinde ki bardağını tutmaya devam edip gözlerini bana çevirdiğinde yutkundum. Ailenin yanında öyle bakma bari be çocuk!

-"Evet, her şeyim uyuyor."

Tebessüm edip suyumdan içtim ve yemeğime geri döndüm, üzerimde olan bakışlara aldırış etmeyecektim çünkü nasılsa evine giderken laf söyleyecekti. Boşuna kendimi yormama gerek yoktu.

Biraz daha masada bulunup lavaboya gideceğimi söyledim ve yavaşça ayaklandım. Topuklularımın çıkardığı ses çok hoşuma gitmişti.

Tuvaletin olduğu koridora geçtiğimde kolum bir anda tutulmuştu. 

-"Ne oldu?"

-"Neydi o konuşmaların?"

Gurur önümde çatık kaşlarla durduğunda gözlerimi devirip kolumu çektim ve gözlerinin içine bakıp dudaklarımı araladım.

-"İnsan gibi konuştum, senin bilmemen normal...Genelde mağaradan çıkmış gibi davrandığın için senide anlamak gerek."

-"Çok konuşma keserim o sesini."

-"Kessene Gurur."

Bir adım atıp dibine girdiğimde omuzlarımdan ittirip beni duvarla arasına aldığında gözlerine bakmaya devam ediyordum. Bakışları dudaklarıma inip tekrar gözlerime kaydığında verdiği nefesleri hissedebiliyordum.

-"Adımı o kan kırmızısına boyadığın dudaklarınla bir kez daha söylersen gece boyunca söylemek zorunda kalırsın ve ben sana öyle bir söyletirim ki durmamam için yalvarırsın."

Kollarını geri çekip arkasına bile bakmadan yanımdan ayrıldığında hızlı hızlı nefesler almaya başladığımı fark ettim. 

Ne demişti o öyle!

Kendimi zorlukla tuvalete attığımda ellerimi lavaboya yaslayıp sakin kalmaya çalıştım.

Gözlerimi aynada ki yansımama çevirdiğimde gördüğüm görüntü hiç hoşuma gitmemişti. Kızaran yanaklarıma elimle rüzgar yapıp normal haline döndürmeye çalıştığım esnada gerçekten çişimin geldiğini anladım ve biraz daha sakin kalıp işimi hallettim.

Ellerim hızla yıkayıp kuruladıktan sonra tekrar aynaya baktım. Biraz gitmişti ve şu an allık gibi duruyordu, derin bir nefes verdiğim sırada söylediği şeyler tekrar aklıma gelmişti.

-"Hayır hayır, istiyor olamam."

Boğazımı temizleyip lavabodan çıktım ve masaya geri döndüm. Sandalyeme geçerken konuştuğum çocuğun içkisini içip beni izlediğini fark ettim. En iyisi sessiz kalmaktı.

****************

Davet sonrası Gurur'un evine dönmüştüm, bu kıyafetlerle eve gidecek halim yoktu.

Kızarmama sebep olan o cümleyi söylediğinden beri onunla konuşmamıştım, yol boyunca da sessiz kalıp camdan dışarıyı izlemiştim.

Hızlı bir şekilde üzerimde ki elbiseden ve makyajdan kurtulup eski halime döndüğümde rahatladığımı hissettim.

Verdiği kıyafetlere baktığımda onun olduğunu anlamam çok uzun sürmemişti, eşofmanı ve tişörtü giyinip saçımı dağınık bir topuz yaptım sonra da odadan çıktım.

Koltukta rahat bir biçimde oturup içki içtiğini gördüğümde de bir şey dememiştim. Takım elbisesini bari değiştirseydi.

Gömleğinin birkaç düğmesini ve ceketinin önünü açmıştı.

Doldurduğu bardağı dudaklarına götürdüğü sırada göz göze gelmiştik, alkolünü gözlerimin içine bakıp içtiğinde bakışlarımı kaçırıp mutfağa yöneldim.

Bir bardak su içip tekli koltuğa oturdum ve yastığı kucağıma alıp onu izledim. 

-"Niye içiyorsun?"

Gerçekten merak etmiştim, hem yemekte içmişti hem de şu an içiyordu. Bir nedeni olmalıydı.

-"Seni öpmemek için."

-"Ne?"

Gözlerini yerden ayırıp bana çevirdiğinde bardağı masaya sertçe bırakması bir oldu. Bu haline şaşırsam da çok üstünde durmadım ve kızarmış gözlerine bakmaya devam ettim.

-"Git yat, sabah evine bırakacağım seni."

-"Gurur az önce dediğini açıkla."

-"Neyi?"

-"Sarhoş musun sen?"

-"Hayır."

-"O zaman dediğin şeyi açıkla, sonra yatayım."

-"Seni öpmemek için dedim ya."

-"Tamam da neden?...Yani içki içmeyince kendini tutamıyor musun anlamıyorum."

Doldurduğu bardağı fondip yapıp geri masaya bıraktı ve ayaklanıp merdivenlere yöneldi. Peşinden gidip önüne geçtim ve kaşlarımı çatıp dudaklarımı araladım.

-"Cevap versene."

-"Uykum var Ceylin, çekil önümden."

-"Önce söyle sonra uyursun."

-"Ne cevabı istiyorsun kızım!"

-"Sorduğum soruya vermediğin cevabı duymak istiyorum."

-"Bilerek bana yakınlaşıyorsun, sırf ilgimi çektiğini söyledim diye...Öpmemi isteyip duruyorsun, tahrik etmeye çalışıyorsun, yakınımda bulunuyorsun..."

-"Ben-"

-"Emin ol abin arkadaşım olmasaydı bunların daha fazlasını yapmıştım."

-"O ne demek."

Gözleriyle vücudumu süzmeye başladığında yutkunup hızla önünden çekildim ve geçmesi için yol verdim.

-"Sen çoğu şeyi lafta bırakmayı seven birisin, bir daha yapmayacağın şeylerden bahsetme."

Başka bir şey söylemeden abimle kaldığım odaya geçtim ve kapıyı kapatıp yatağa girdim. Şimdi gel de uyu Ceylin.