30

125 9 13
                                    

-"Allah rızası için....Allah rızası için su ver."

Gurur halime gülerek küçük masanın üzerinden bana su şişesini verdiğinde hızla kafama diktim. Resmen suyu yutmayı unutmuştum.

-"İlk seferin olduğu için başarılıydı. Bundan sonra her sabah yirmi tur atacağız bu bizim ısınmamız olacak, daha sonra okul çıkışlarında belirli günlerde yumruk çalışacağız."

Başımı sallamaya bile halim yoktu. Gerçekten dediği gibi yüz yirmi tur atmıştım, bir ara bayılacak gibi olduğum için dinlenmek istemiştim ama pes ediyorsan git  demişti ve bende mecburen devam etmiştim.

-"Aç mısın?"

Yemek lafını duymamla hızla kafamı salladım ve ayağa kalktım. Kendimi yorgunluktan yola attığım için kalkamam sanıyordum ama o kadar çok acıkmıştım ki ne bulursam yiyebilirdim.

-"Eve gidiyoruz, hazırlanalım."

-"Neye?...Yoksa yine mi koşacağız? Bak vallahi halim kalmad-"

Hızlı hızlı konuştuğum için nefessiz kalmıştım ve daha cümlemi bitiremeden Gurur konuşmuştu.

-"Dışarıda yiyeceğiz yemeğimizi."

O yüzüme elinde tuttuğu havluyu fırlattığında hızla yakaladım ve terimi silip peşinden ilerledim. Bu çocuk bu vücudu nasıl yapmıştı Allah aşkına!

*********************

Gurur'dan

Resmen ağaç olmuştum.

Ceylin yaklaşık dört saattir odadaydı ve gidip seslendiğimde bana henüz kombin yapamadım  demişti.

Arka bahçede onu bekliyordum inşallah bugün gelecekti.

Kaç dakika bekledim bilmiyorum ama sonunda  duyduğum adım sesleriyle kafamı kaldırıp karşıya baktım.

Bu kıza ne olmuştu böyle?

Siyah dapdar giydiği askılı elbisesi fiziğini tam anlamıyla ortaya çıkarmıştı, giydiği siyah topukluları tam elbisesine uymuştu birde taktığı gümüş küpesi ve kolyesiyle tam anlamıyla güzel duruyordu.

Harbi güzel olmuştu ördek.

Onu incelemeyi bırakıp boğazımı temizledim ve dudaklarımı araladım. Tabii ki güzel olduğunu dile getirmeyecektim.

-"Fena olmamışsın."

Dayanamayıp söylediğime içten içe küfür ettikten sonra arabaya yöneldim ve onun teşekkür eden sakin tondaki sesini işittim.

Arabayı çalıştırıp garajın açılmasını beklerken konuşan kişi o olmuştu.

-"Sen şık ol, lüks bir yere gideceğiz deyince en beğendiğim elbisemi seçeyim dedim...Olmamış mı?"

Cümlesinin sonlarında yüzü asıldığında gözlerimi devirdim. Keşke pantolon giymesini söyleseydim diye içimden geçirmeden edemedim.

-"Elbise olmamış."

-"Neden ki?"

-"Çok dar."

Olmayan göbeğine elini koyduğunda yanlış anladığını fark ettim. Göbeği olduğunu söylememiştim salak kız tamamen anlamak istediği gibi anlamıştı.

Saçlarını sımsıkı toplayıp at kuyruğu yapması gerçekten elbisesini ve yüzünü ortaya çıkarmıştı. Yol boyunca ne o konuşmuştu ne de ben.

Sessizce geçen araba yolculuğumuz restoranın önüne gelmemizle son buldu. Dayanamayıp güzel olduğunu söyleyecektim çünkü şu an fazla tatlı duruyordu, kucağında ki parmaklarıyla oynayıp kafasını yol boyunca hiç kaldırmamıştı.

Bende bir abisi olarak tatlı olduğunu söylemeliydim.

Arabayı kaldırımın kenarına bir dakikalık yanaştırdıktan sonra derin bir nefes alıp verdim. Başımı yana çevirip gözlerine bakmak istediğim sırada kafasını oynatmadığını gördüm. Trip atıyor olamazdı değil mi?

Parmaklarımı çenesine yerleştirip yüzüme bakmasını sağladığımda bunu beklemediğini her halinden belli etmişti.

-"Fazla güzel olmuşsun, ayrıca fiziğini düşünmeyi bırak gayet iyisin."

Söylediklerim onu rahatlatmış olacak ki anında otuz iki diş sırıtmaya başladı. Onun bu haline bende gülüp arabayı tekrar çalıştırdım ve valenin arabayı alacağı alana geçtim.

Arabayı vale aldıktan sonra yanımda dikilen Ceylin'in sırtına elimi yerleştirip içeriye doğru yönlendirdim ama bir terslik vardı.

Bu kızın sırtı neden çıplaktı?

Hızla kolundan tutup durduğumda şaşkınlıkla yüzüme baktı ama ben onun yüzü yerine kalçasına kadar uzanan komple açık sırtına baktım.

Bu nasıl elbise amına koyayım!

-"Ceylin bu ne?"

-"Dekolte."

-"Dekolte dediğin küçük şeylerdir. Sırtın komple açık bu mu dekolte?"

-"Ben seviyorum, girelim mi artık üşümeye başladım."

O önden önden giderken çıplak sırtına bakmayı kestim. Kötü olduğundan değil seksi olduğundan kızmıştım ama bilmesine hiç gerek yoktu.

Mekana girer girmez elimi onun çıplak sırtına yerleştirdim ve klasik kapıda dikilen garsonun konuşmasını dinledim.

-"Hoş geldiniz Gurur Bey...Masanızı bulmanıza garson arkadaşım yardımcı olacak. Şimdiden afiyet olsun."

-"Teşekkürler ve masaya bir şal yolla."

O başını sallayıp dediğimi net bir şekilde anladığında bizi masamıza kadar götürecek garsonun peşine takıldık. Parmaklarımı bir kez olsun Ceylin'in sırtından çekmemiştim. Bu kadar açık giyinmek zorunda mıydı bu kız?

Masamıza geçtiğimiz sırada sandalyemi çekip oturdum ve o da karşıma geçti. Garson menüleri masamıza bıraktığında gözlerim etrafı taradı. Bakan var mı diye kontrol ettiğimde sol köşe tarafta duran kalabalık masa dikkatimi çekti. Onlar Ceylin'in sırtına mı bakıyordu yoksa bana mı öyle gelmişti?

-"Ne yiyeceğiz?"

Menüye bakma gereği duymadan garsona işaret verdim ve yanımıza gelen genç garsona bakıp konuştum.

-"Fettucini Alfredo alalım ama ondan önce Tortellini İn Brodo gelsin. Yanına da her zamanki şaraptan getirirsin."

-"Tamamdır efendim."

Garson yanımızdan ayrıldığında gözlerim Ceylin'i buldu. Ördek diye boşuna demiyordum, gerçekten şaşkın ördek gibi bakıyordu.

-"Türk yemeği yesek olmuyor muydu?"

-"İtalyan mutfağına bayılırım, buranın yemekleri çok lezzetli dene pişman olmayacaksın."

Söylediklerim aklına yatmış olacak ki sessizce arkasına yaslandı ve etrafı izledi. 

O etrafı, bende onu izledim.




AKSİLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin