5

226 15 7
                                    

Mediaa= Barış Kayacan

-------------------

On ikinci sınıflar bizimle aynı katta değildi ama Barış ödevi için bizim kata çıkardı.Kaşlarımı çatıp merdivenlere ilerledim ve defterini elimde sıkıca tuttum.Omzuma çarpıp geçenleri yok sayıp on ikinci sınıfların katında durduğumda hayvan kadar uzun boylu ve sporcu çocukları gördüm.Bunların hormonlarında vardı bir sorun.

Koridorun başında dikilmeye son verip sınıflara ilerleyeceğim sırada duvarda asılı olan koca pano dikkatimi çekmişti.Neydi bu böyle?

Üzerinde iğneyle tutturulmuş resmim ve ok çizilerek yazılmış kocaman yazılar tam karşımda duruyordu.Yazılan sözleri tek tek okuduktan sonra elimle hemen ağzımı kapattım ve yaşadığım en boktan his olduğunu anladım.

Utançtan ve korkudan etrafıma toplanmış insanlara bakamıyordum.Numaram ve birden fazla yazılı olan kötü hakaretler ağlama isteğini getiriyordu.Bir daha ölsem bu okula gelemezdim ki.

-"Kızımız gelmiş sonunda."

Arkamdan duyduğum Barış'ın sesiyle başımı önüme eğip ellerimi yumruk halinde tuttum.Gözlerimi sımsıkı yumduğum sırada akan gözyaşlarım beni ele verdi.Ben insanlara ne yapmıştım?

-"Bakmayacak mısın bana?"

Etrafımda daire olup bekleyenler gülmeye başlayınca Barış'ında sırıtmasını duydum.Bu kadarını hak etmemiştim.Bu kadarını da yapmasaydın be Barış.

-"Gençler cinsellik ihtiyacınız olursa bu sürtüğü arayabilirsiniz."

Koskoca koridoru kahkahalar bastığında farklı ve keyif içeren bir ses duydum.Diğerleri susup sesin sahibine baktığında kafamı kaldırmaya halimin olmadığını anladım.

-"Hâlâ olgunlaşmamış,şerefsiz,arkadaşlarına kazık atıp kaçan korkak birine ihtiyacınız olursa Barış Kayacan'ı arayabilirsiniz."

Barış'ı susturan bu çocuğun kim olduğunu bilmiyordum ama gerçekten artık bu kadar insanın içinde durursam bayılacaktım.

Dayanamayıp başımı hafif bir şekilde kaldırdığımda Barış'tan birazcık uzun ve kendinden emin bir şekilde ellerini cebine sokmuş birini gördüm.Onun yanında da aynı boylarda olan bir çocuk vardı.

-"Yurt dışında yaşamaya devam edeceğini sanıyordum."

Barış'ın dakikalar sonra ilk söylediği bu olmuştu.Neden onu susturmayıp konuyu değiştirmişti?

Barış'ın arkasındaydım ama çenesini sıkıp konuşmuştu sinirlenmişti,görebiliyordum.Bunu anlamayan salak olmalıydı.Karşısında duran çocuk ise gözlerini devirip rahatlığına devam etti ve konuşmaya başladı.Onun yanındaki ise arkadaşına kendinden çok güveniyor gibiydi.Onu destekler gibi bakışlarını Barış'a kilitlediğinde dikkatimi Barış'a verdim.

-"Hâlâ bıraktığım gibisin."

Etrafımızdakiler sessizce ikisi arasında oluşan gerginliği izlemeye devam ettiklerinde nöbetçi öğretmenin aşağıdan gelen sesini duyduk.Yavaş yavaş on ikiler sınıflarına geçmeye başladıklarında ben ve birkaç kişi kalmıştı.

-"Fazla yükselmişsin Barış.Şu şaka sandığın şeyi temizle ve insanlarla uğraşmayı kes."

Arkadaşı ve çocuk Barış'ın karşısından birkaç dakika içinde ayrıldığında üzülsem mi sevinsem mi bilememiştim.Hak etmişti ama seviyordum kimsenin bir şey demesini istemiyordum ki.

************

Son ders zili çaldığında sesli bir nefes bıraktım ve hızlı hızlı çantamı toparlayıp ayaklandım.Daha fazla bana sırıtarak bakan insanları göremeyecektim,gücüm kalmamıştı.

Okulumu değiştirmeliydim.

Koridordan geçip merdivenlere yöneldiğimde yan tarafımda duran kızların konuşmasını dinledim.Kimden bahsediyorlardı ki?

-"Sonunda döndü."

-"Ben hiç gelmeyecek sanmıştım."

-"Değişmiş.Daha fazla yakışıklı olmuş çocuk,kızlarla arası hiç yok ama kızlar hep onu istiyor.Aklım almıyor bu çocuk ne yiyip içiyor da bu kadar ultra seksi olabiliyor."

Kızlar gülüşerek merdivenlerden indiğinde kimden bahsettiklerini kısa bir süre düşündüm ama sonra umursamayıp hızlı adımlarla okuldan çıktım.

Eve gider gitmez abimle konuşmalıydım kesinlikle.

Yaklaşık on beş dakika içinde eve geldiğimde annemin mutfakta olduğunu gördüm.Gergin bir şekilde yürüyordu.

-"Bir şey mi oldu?"

Sesimi duyar duymaz bana doğru dönüp koşar adımlarla yanıma geldi ve beklemediğim bir şekilde yüzüme sertçe tokat attı.

Yüzüm yan tarafa düştüğünde ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.Yine ne yapmıştım?

-"Lanet olsun senin gibi çocuğa! Allah belanı versin!"

Yutkunup kendimi geri çektim ve bana nefretle bakan anneme boş gözlerle baktım.Bana böyle şeyler dememeliydi,kaldıramıyordum.Babam istediğini söylesin umurumda olmazdı ama annem öyle değildi.Annemin yeri bende yeri farklıydı.Aptaldım.

-"Senin gibi bir orospuyu doğuracağıma keşke taş doğursaydım.Senin yüzünden kocam ortalarda yok.Her boku oğluma anlatıp iyi bir şey yaptığını mı sandın!"

Anlamamış bir ifadeyle yüzüne bakmaya başladığımda saçlarımdan tutup koridorda peşinden sürükledi.Canım yanıyordu.

-"Bırak! Canımı yakıyorsun anne lütfen!"

-"Kes sesini!"

Beni bir oyuncakmışım gibi kendi odama attığında halının üzerine düşmüştüm.Kafamı kaldırıp tepemde öfkeyle bekleyen anneme baktım.Gözyaşlarım akmaya başlamıştı.

-"Oğlum senin yüzünden babasından nefret ediyor,ikisi de ortalarda yok.Senin yediğin boklar yüzünden çocuğumun başına bir şey gelirse seni gebertirim! Allah bin türlü belanı versin senin!"

Yüzüme tükürüp odamdan çıktığında kapımı kilitlediğini duydum.Kriz geçirecektim,sertçe yere vurup çığlık atmaya başladığımda gözyaşlarım daha çok akmaya başlamıştı.Dayanamıyordum.

Boğuluyordum,ellerimle boğazımı yırtarcasına kaşıdıktan sonra canımın fiziksel acısı umurumda değildi.Ruhum yorulmuştu artık.

-"Ben kötü biri değilim! Yemin ederim kötü biri değilim anne!"

Zorlukla ayağa kalkıp kapıyı yumruklamaya başladım.Ben insanlara ne yapmıştım,bunları hak edecek kadar büyük bir günah mı işlemiştim?

-"Bende senin çocuğunum! Beni de sevsen ölür müydün! Hep beni kötü bildiniz,ben sandığınız kadar kötü biri değilim."

Sonlara doğru sesim azalmıştı yere çöküp sırtımı kapıya yasladım ve ayaklarımı uzatıp hıçkırarak ağlamaya başladım.Ben bu insanlara ne yapmıştım? Neden herkes benden nefret ediyordu Lütfen artık birisi cevaplasın!

Allah belanı versin!

Bu sürtüğü arayabilirsiniz!

Maymun kızımız!

Lanet olsun senin gibi çocuğa!

Başım dönüyordu,midem bulanıyordu.Salondan sesler duyuyordum annem biriyle telefonda konuşuyordu.

Zorlukla kendimi yatağımın üzerine bırakıp ellerimi iki yanıma koydum ve gözlerimi kapatıp hayal kurdum.

Küçük bir ev,aynı abi farklı ben,farklı anne baba.Mutluyuz.

Gözlerim kapalı kurduğum hayalime gülümsediğim sırada yanağımdan süzülüp kulağıma giden gözyaşımı silme gereği bile duymadım.

Ben pes etmeye başlıyordum.



AKSİLİKWhere stories live. Discover now