1. Bölüm: Mutluluktan, Dehşete!

4.4K 152 84
                                    

Selam! 

Yeni bir aile hikayesine adım atmış bulunmaktayım! 

Sadece sizlerin okuyup beğenip beğenmediğinizi öğrenmek istiyorum. 

Yorumlarınızı ve fikirlerinizi öğrenmek istiyorum. 

Hikayeye giriş bölümü gibi bir şey bu bölüm. 

Umarım hoşunuza gider! 

İyi Okumalar! 

"Ama gülümseme, iç çekişten daha kederliydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Ama gülümseme, iç çekişten daha kederliydi.."

Notre Dame'ın Kamburu  -  Victor Hugo



Neon ışıkların etrafta parladığı mekânın ortasındaki genç adam elindeki Bomonti'siyle dans ederken, karşısındaki uçuk narçiçeği fırfırlı elbise giyinmiş genç kıza gülümseyip etrafında dönerken, üstündeki gömleğinin uçları her hareketinde havaya kalktığında bembeyaz beli ve karın kasları gözüküyordu. Genç adam su yeşili gözlerini genç kızın kahverengilerine temas ederken,

"Doğum günün kutlu olsun!"

Genç adamın tatlı sesi bağırırken bile azıcık bile bozulmamıştı. Genç kız, genç adamın boyuna kollarını dolarken,

"İyi ki doydum!" dedikten sonra kırmızı rujla renklendirilmiş dolgun dudakların, genç adamın ince ama hafif mora dönek dudaklarına birleştirdiğinde, genç adamın kollarını genç kızın beline dolayıp, öpüşmeyi daha derinleştirirken genç kızda kollarını daha çok sıkıp, genç adamın boyunu kendine doğru eğmişti.

Mekânda dans edenlerin ortasında öpüşen iki genç, nefesiz kalana öpüştükten sonra alınlarını birleştirip gözlerinin içlerine bakmaya başlamışlardı.

"Seni seviyorum." Genç kızın dedikleriyle, Genç adamda kocaman sırıtıp.

"Ah, oysa ben sana aşığım güzelim." Dedikten sonra genç kızın beyaz uzun ince parmaklara sahip ellerini sıkıca tutup.

"Hediye zamanı güzelim!" Dedikten sonra genç kızı sürükleyerek mekândan çıkarırken, genç kızda topuklu ayakkabılarıyla yalpalamamaya dikkat ederken yürümeye çalışıyordu.

"Bugün zaten hediye gibiydi, Serhat!"

Genç kız için bugün zaten en güzel gündü. Sevgilisi onu sabah evden almış, ilk önce bir mağazaya götürüp güzel bir şekilde elbise seçmesine izin vermişti. Daha sonra güzel bir öğle yemeği yemişlerdi. Akşama kadar ise, Gülhane parkında oturup, kitap okumuşlardı. Akşam ise onu ilk defa bir mekâna getirmişti. Mekânın nezih bir yer olduğunu anlamıştı. Hayatında hiç içki içmemişti ki, burada da içmemeye çalışmıştı ama sevgilisinin alkole aşk yaşadığını bildiğinden pek ses çıkarmamıştı. Sevgilisi ne kadar içerse içse o kibarlığından asla ödün vermezdi. Sevgilisi zaten araba kullanmayı bilmezdi. Bir erkek için en garip durum olsa da genç kız sevgilisinin hobilerinde arabalar yerine bisikletler olduğunu bilmek eğlendiriyordu. Sevgilisi çocuk gibi bütün bisikletleri almaya çalışan bir deliydi. Amerika'ya gidebileceğini bilse oraya da bisiklet sürerek gideceğine emindi.

Kan Davası ( Gerçek Ailem )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin