1. KISIM - 6. BÖLÜM

472 43 105
                                    

Gençlik Suyu, Gizli Sır, Nefrun, Çay Bahçesi ve Evlilik Teklifi


Uyarı: 1. Kısım 2. Bölümü, 2. Kısım olarak drğiştireceğim. Yani bundan sonraki bölümü okumanıza gerek yok.

Keyifli okumalar dilerim ✨

"Herkes olaylara işine geldiği gibi, kendi bakış açısı ile bakıyor ama birilerinin de sizinle konuşması gerekiyordu."

Karşımda oturan Fiona, bir bana bir de yanımda düzgünce oturmak yerine eliyle dizimi okşayan prense baktı. Yüksek masaya koyduğum kollarımı her iki yana serbest bırakıp da prensin elini geri çektiğimde neyse ki bu kez elini dizime koymadı. Onun yerine dikkatini karşıya verdi ve Fiona'nın konuşmasını bekledi.

Fiona ise odağını prense verip de cümlelerinin karşı taraftaki değerini ölçerken araya girdim. Muhtemelen tahmin ettiğim şeylerden daha fazlasını soracak ve konuşacaktı.

"Tabii Fiona, konuşabiliriz."

Gözleri bana döndüğünde ifadesi biraz olsun yumuşadı. Zihninden nelerin geçtiğini ölçmek istesem de bunu yapmadım. Zira Fiona bunu anlarsa ona güvenmediğimi düşünebilirdi.

Aslında anlattıklarımı Hermes'e söylemesi ile esasen benim güvenimi kendisi kırmıştı, bu da ayrı bir konuydu.

"Sen bir bağımsızsın," dedi Fiona, prense dönüp. "Luna'ya da gençlik suyundan içereceksin öyle değil mi?"

İşte şimdi prens tüm odağını Fiona'nın laflarına vermişti.

Yanımda rahatça oturmaya devam etti, fakat düşüncelerine kapıldığı için de bir kaşını yukarıya kaldırdı ve her şeye rağmen - Fiona'ya öncelik vermeyi amaçlıyordu - suskunluğundan da ayrılmadı.

"Melin'in ölümü Luna ile alakalı değil mi?"

Sorduğu sorular aslında prensin konuşmasına yönelikti ama prens de sanki inadınaymış gibi susuyor, ağzını mühürlemişler gibi açmaya bile yeltenmiyordu.

"Fiona..." dedim en sonunda. "Bu çıkarımları nereden yaptın?"

"Bunlar çıkarım değil, gerçek. Ve o da beni ölçüyor şu an. Zihnime girmedi daha."

Zihin kontrolü çok zor bir kontroldü. Çünkü beynimiz başlı başına ayrı bir sistemdi. Onun iplerini elimizde tutmak ve istediğimiz gibi çekiştirmek o kadar da kolay değildi. İşte Fiona bu konuda yetenekliydi. Zihnini pek çok kişiden daha çok iyi koruyup mühürleyebiliyordu. En azından tamamen kontrol edemese de onunla kolaylıkla irtibat halinde olabiliyordu.

"Gerek yok çünkü," dedi prens tok sesiyle. "Konuşmak için geldik buraya, o yüzden de ilkin seni dinleyerek başladık işe."

"Tabii," dedi Fiona. "Tüm bu bilgileri nereden ve nasıl öğrendiğim bir yana, bu bilgileri neden size anlattığım da ayrı bir merak konusu, öyle değil mi?"

Prensin dudaklarının kenarları hafifçe yukarıya kalktı ama bunun sebebi alaycı olduğundan değildi, daha çok Fiona'ya karşı oluşan memnuniyetindendi.

"Huysuz Usta'dan daha vefalı çıktın," dedi prens. "Yardım etmek istiyorsun."

"Evet."

GÖNÜL IŞIĞI (YAZILIYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin