Bölüm 21.Küçük Dokunuşlar

25 13 7
                                    

"Küçük dokunuşlar bazen hayat kurtarır."

"Evde devamlı makarna yiyip yine dışarda makarna yemek, bizim gibi cins insanların yapacağı şey" dediğinde Sufi "tanıdık şey her zaman daha güvenilirdir" deyip yumruk yaptığında Ares de yumruğunun Mihail'in yumruğunun yönüne çevirdi. Yumruklarını tokuşturup 'işte bu! Deyip gülüştüler.

"Doğru söylüyorsun. Tanıdık şeyler sevimsiz ve üzücü bile olsa ondan vazgeçmek zor geliyor" Ares'in bu sözleri karşısında beyin dalgaları Sufi'yi olumsuz bir anıya taşımıştı.

Ares Sufi'ye baktığında Mihail'in beynindeki görüntü onun da beynine taşınmıştı. Sufi ile aralarında anlayamadığı duygusal ve empatik bir etkileşim vardı. İkisinde de durum aynıydı. Birinin düşündüğünü diğeri de düşünmeye başlardı. Bu bazen birbirlerinin vücutlarındaki ağrıyı hissetmelerine bile yol açabiliyordu.

Ares'in evde olduğu bir gün Sufi okulda iken karnına şiddetli bir ağrı saplanmıştı. Ağrı o kadar şiddetliydi ki eve dönmek zorunda kalmıştı. Eve geldiğinde Ares'i yatağında ağrıdan kıvranırken görmüştü. Ares'in apandisit ağrısı tutmuş Sufi onu hastaneye yetiştirmeseydi patlamasına ramak kakmıştı.

İkisini de daldıkları düşünce girdabından bağıran bir çocuğun sesi çıkarmıştı. Çocuk kendisine yaklaşan palyaçoyu görünce çığlık çığlığa bağırıp annesinin arkasına saklanıyordu. Palyaçoda aklınca çocuğu sevindirmek için yanına yaklaştıkça çocuk "git! Yaklaşma bana senden nefret ediyorum" deyip bağırma volümünü artırıyordu.

Çocuğun annesi de ne yapacağını şaşırmış bir vaziyette "oğlum bak palyaço seni seviyor, korkacak bir şey yok" deyip çocuğu arkasından çıkarmaya çalışıyordu. Annesi çıkarmak isteyince annesine de vurmaya başlamıştı.

Sufi önce müdahale etmeyi düşünmedi ama annenin yardım edilmesini ister gibi bakışı karşısında dayanamayıp anne ve çocuğun olduğu yere doğru yöneldi. Çocuklarda henüz soyut gelişme olmadığı için belirsizliğe karşı beyin onu koruma altına aldığını biliyordu.

İnsanoğlu tanımlayamadığı ve anlamlandıramadığı bir nesneyle karşı karşıya kaldığında bilinçaltı bilinmeyen nesnenin içinde gizli olabilecek tehlikeleri olduğunu düşünür. Ayrıca farklı şeylerin hareketleri ve görünümleri de bazı çocuklarda endişe yaratabilir.

Çocuğun yanına çömelip 'bu garip kılıklı insan seni korkutmuşa benziyor" deyip çocukla göz teması kurmaya çalıştı. Çocuk Sufi'yi görünce annesinin arkasına daha fazla girmeye başladı. 'Korku doğal bir duygu bende senin yaşlarındayken palyaçolardan korkardım."

Çocuk annesinin korkacak bir şey yok demesine karşın Sufi'nin Onun koktuğunu görmesi ve duygularını anlaması hoşuna gitmişti. "O pis! Yüzü çok çirkin" deyip kafasını annesinin arkasından uzatmıştı. Sufi çocuğun onunla bağlantı kurmasına sevinmişti." Evet bence de çok pis, Her tarafını boyamış" deyip yüzünü buruşturup çocuğa bakmıştı.

Çocukları eğlendirmek için komik olmak istemiş," çocuğu ürkütmeden ona doğru bir adım daha atmıştı. "Hiç de komik değil. Korkunç palyaçon" deyip yüzünü komik bir şekilde buruşturan Sufi'ye daha dikkatli bakmaya başlamıştı.

'Sen daha komiksin" deyip yavaş yavaş annesinin arkasından çıkmıştı. Mihail "Demek bana komik diyorsun. Ben seni daha komik yapayımda gör" deyip çocuğun annesine yönelmişti. "İzniniz olursa çocuğun yüzünü boyayabilir miyim?'' Annesi ne olduğunu anlamamış bir vaziyetteydi ama kafasını evet der gibi sallamıştı.

"Çocuğa dönüp bir boya bulmamız gerekiyor" dediğinde çocuk benim çantamda var ki!" çantasını karıştırıp parmak boyalarını çıkardı. "O körün istediği bir göz Allah verdi iki göz" Ares'i de oyunlarına ortak edip 'dostum bostan korkuluğu gibi durma" deyip Ares'e boyaları tutması için verdi.

YÜZ KAPILI SARAY (TAMAMLANMAK ÜZERE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin