İstenmeyen Misafir

39 5 62
                                    

Katsuki Bakugou

Tomurcuk piçinin doğum günü olacak 4 Nisan'dan bir hafta geçmişti, bizim ilk sevişmemizden ise bir hafta bir gün. Ben, ablama dosyaları düzenlemesinde yardım ediyordum. Deku ise Tomurcuk'a yardım ediyordu.

"Katsuki, stajyerlerin dosyaları A3'e. Profesyonellerin dosyaları B1'e, yakalanmış kötülerin dosyaları da D6'ya."

Başımı salladım ve kucağımdaki dosyaları tek tek yerleştirmeye başladım. Emi'yle beraber bu rafları bir satranç tahtası gibi kodlamıştık. Bu yüzden rahattım.

Kapı çalınca ikimiz de aynı anda kapıya odaklandık. İçeriye benim gibi yeni stajyerlerden olan Ichigo girdi. Kahraman silahları tasarlıyordu, ablamın meşhur çift bıçaklı ikiz katanalarını da o tasarlamıştı.

"Emi-sama, bir misafirimiz var..."

Ablam anında ayağa kalkıp bana baktı ve gülümsedi. "Ofis sana emanet, Katsuki. Tek bir dosyayı bile farklı yerde görürsem senden bilirim."

K. Emi Bakugou

Ofisten çıkıp Ichigo'yu önüme aldım ve hızlıca yürümeye başladım. Gelen kişiyi merak ediyordum, ajansa sık sık misafir gelmezdi. Özellikle de Endeavour'ın infazından sonra.¹

Aşağı indiğimde anında durdum. Herkesi görmeyi bekliyordum ama esmer tenli, siyah saçlı, beyaz perçemli ve sarı gözlü o orospuyu değil.

Yasha buradaydı. Gözlerimin önünde.

Yumruklarımı sıktım ve derin nefes almaya çalıştım. Ona dalamazdım, hayır. Burada, herkesin önünde olmazdı.

Eğer ona burada dalarsam Tomura bile beni tutamazdı.

Yasha, bakışlarını etrafta gezdirdiğinde beni fark etti ve sırıttı. Aklındaki o boktan planları anlayabiliyordum. Asıl soru, o neden buradaydı? Yanlış bilmiyorsam Gavel'de, o boktan eğitimine devam etmesi gerekiyordu.

𝑆𝑎𝑛𝑎 𝑧𝑎𝑚𝑎𝑛𝚤𝑛𝑑𝑎 𝑖𝑏𝑙𝑖𝑠𝑙𝑒𝑟𝑖𝑛 𝑘𝑜̈𝑙𝑒𝑠𝑖 𝑜𝑙𝑑𝑢𝑛 𝑑𝑖𝑦𝑒 𝑙𝑎𝑓 𝑒𝑡𝑡𝑖; 𝑎𝑚𝑎 𝑠̧𝑖𝑚𝑑𝑖 𝑘𝑒𝑛𝑑𝑖𝑠𝑖, 𝑘𝑒𝑛𝑑𝑖 𝑔𝑢̈𝑐̧𝑙𝑒𝑟𝑖𝑛𝑖𝑛 𝑡𝑎𝑚 𝑝𝑜𝑡𝑎𝑛𝑠𝑖𝑦𝑒𝑙𝑖𝑛𝑒 𝑢𝑙𝑎𝑠̧𝑎𝑚𝚤𝑦𝑜𝑟.

İçimden Tiarus'a, siktir git, deyip kollarımı kavuşturdum ve Yasha'ya baktım. Muhasebeciler ve diğer stajyerler şimdiden benden uzaklaşmaya başlamıştı bile.

Gözlerimin öfkeyle kızıllaşmaya başladığını hissedebiliyordum.

Yasha bana yaklaşmaya başladı. Kıçını diğer erkekleri etkilemek ister gibi oynatıyordu ve bu, ondan daha da iğrenmeme sebep oluyordu.

"İblislerin kölesi gerçekten bir kahraman mı oldu? Ne kadar da acınası..." Yasha yaklaşıp kulağıma fısıldadığında yumruğu yapıştırmamak için kendimi tuttum.

"Sen vâris olmayı bile hak etmezken gidip kendini insanlara kullandırıyorsun. Gerçekten aşağılıksın. Gölge Tilkisi neden seni vârisi seçti ki? Boktan birisin sen. Tomura'yı bile hak etmiyorsun."

O son cümle tepemin tasını artırmıştı.

Yasha'nın yüzüne yumruğu yapıştırdığım an birkaç kişi beni durdurmaya çalıştı, ama ben Yasha'yı yere atıp kucağına oturdum ve yüzüne atabildiğim kadar yumruk atmaya başladım. Göz yaşları yanaklarımdan akıyordu. O boktan kahverengi dudakları, pembe kandan gözükmüyordu bile.

En sonunda tanıdık bir beden, omuzlarımı kavrayıp beni ayağa kaldırdığında geri çekildiğimi hissettim. Tomura bana arkadan sarılıyordu. Beni sakinleştirmeye çalışıyordu, ama asla sakinleşmeyecektim.

"Bana boktan diyorsun ama o zaman UA'ye iblisleri sokan sendin, piç karı! Eğer bir daha gözlerim seni görürse o övündüğün amından içine mermi sokarım!"

Tomura beni oradan uzaklaştırıp bana sıkıca sarıldığında kendimi daha fazla tutamadım. Sadece göz yaşlarımın akmasına izin verdim.

Benim suçum neydi? Ben mi istedim dört yaşındayken köle diye kaçırılmayı? Ben mi istedim bir alfa olarak doğmayı?

Ben mi istedim Gölge Vârisi olmayı?

Hayır, hiçbirini ben istemedim. Sadece normal olmak istedim. Bir saniyeliğine bile olsa bana da normal bir "insan" gibi davransınlar, bir kereliğine bana soylu olarak davranmasınlar istedim.

Hayatta her istediğimiz olmuyordu işte. Ben bunu sadece dört yaşında öğrenmiştim. Sadece dört.

Tomura'nın dudaklarını alnımda hissettiğimde gözlerimi açtım ve geri çekildim. Yarım bıraktığım işi ben değil, kardeşlerim tamamlayacaktı.

Ve o orospu, asla altıncı kardeşim olmayacaktı.

Bazı stajyerler onu dışarı çıkarırken Katsuki de ortaya çıktı ve konuşmaktansa bana sıkıca sarıldı. Konuşmadım, sadece bana sarılmasına izin verdim. Onların desteğine ihtiyacım vardı.

Unutma, Emi. Sen artık adı sadece bir numaradan ibaret olan bir kız değilsin, sen Katsumi Emi Bakugou'sun ve bir ailen var.

Hafifçe gülümsedim ve gözlerimi kapattım. İlk defa o boktan tilki ruhuna hak vermiştim. Ben artık 81 değildim; iblislerin bir kölesi değildim; ben, Katsumi Emi'ydim ve bir ailem vardı. Bir sevgilim, beş kardeşim, ebeveynlerim ve dostlarım vardı.

--------------------

599 Kelime

¹: Endeavour'ın iblislere iş birliği yaptığı Katsuki ve Izuku, UA'den mezun olduğunda ortaya çıktı. Hatta bizzat Emi onun kellesini kesti. Pişman mı? Kesinlikle değil :'>

Nasılsınız bakimmm

Hepimizin içinin yağları eridi diye düşünüyorum

Yasha ırıspısı biraz, hatta baya dayak yedi

Bölümü beğenmişsinizdir inşallah

Belo sizi öpüyor ve kaçıyor 💜👋🏻

Ya O Da İstiyorsa? (BakuDeku)Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum