13. Bölüm

309 89 12
                                    

Bu bölüm sonunda mood medyadaki Gece gibi olucak arkadaşlar sjhdkshdkdhjdj



Hakkıyla sevebilmek diye bir şey var ya işte. Yani insan birini severken diğerine kör olamıyorsa hiç sevmemeli bence. Çünkü; sevmek gözüne her kestirdiğini değil, gözünün kesmediği yerde bile vazgeçmeden bütün benliğinle tek bir kalbe ait olabilmektir.

Birisinin kapıyı tıklatma sesiyle gözlerimi açtığımda, hala aynı pozisyonda olduğumuzu gördüm. Ege'yi uyandırmamaya çalışarak yavaşça kollarının arasından çıkıp kapıya doğru ilerledim. Gözlerimi ovuşturarak kapıyı açınca karşımda duran Melek "Acımdan geberdim, Allah aşkına gel şu mantıyı yapta yiyelim" diyerek eliyle merdivenleri işaret ediyordu. Yüzündeki aç kedi gibi bakan ifadeye gülerek "Tamam bekle geliyorum" dedim ve kapıyı yüzüne kapatarak saate baktım. Saatin 16:27 olduğunu görünce 2 buçuk saat uyumuş olmama şaşırarak banyoya ilerledim. Kişisel ihtiyaçlarımı bitirince yine Ege'yi uyandırmamaya çalışarak odadan çıktım. Kaç gündür zaten peşimde pervane oluyordu, bugün de alelacele işlerini bitirip yanıma gelmişti. En azından yorgunluğu geçer belki diyerek mantıyı hazır edene kadar uyandırmadım.

Yarım saat sonra sofra tamamen hazır olduğunda Melek hiç beklemeden yemeklere yumulmuştu, bende gülerek odaya çıkıp Ege'nin yanına geçtim. Yavaşça dürtüp üzerine eğilerek "Ege...uyan hadi yemek yiyelim" dedim.

Uyanmayınca bir kez daha denemek için koluna uzandım ama dokunduğum an kolumdan tutup beni kendine çekerek sarıldı. Ben onu uyandırmaya çalışırken o beni kendisine doğru bastırarak uyumaya devam ediyordu.

"Ege uyanır mısın lütfen?" Kafamı göğsünden kaldırarak yüzüne bakmaya çalıştım. Huzurla uyumaya devam ederken ben yerimde kıpırdanarak uyandırmaya çalışıyordum. Benim kıpırdanmalarımdan rahatsız olmuş gibi yüzünü buruşturarak "Gece...güzelim lütfen biraz daha böyle kalalım. Kokuna yeterince hasret kaldım zaten" dedi ve daha sıkı sarılarak yüzünü saçlarıma gömdü.

Saçlarımın kokusunu içine çekerken bir eliyle sırtımı baş parmağıyla okşuyor, diğer eliyle de saçlarımla oynuyordu. Kafamın üstüne öpücükler bırakarak kokumu içine çekerken, kalbinin üzerine ne zaman koyduğumu blmediğim elimi çekerek bende ona sarıldım.

Az once elimin durduğu yere dudaklarım denk gelirken, saç diplerime kondurduğu öpücüklere karşılık vererek tam kalbinin üstünden öptüm. Dudaklarımı göğsünden çektiğimde, hissettiğim boşluk ve dudaklarımın kuruluğu beni tekrar ona doğru itti. Kokusunu derince içime çekerek dudaklarımı tekrar göğsüne bastırdım.

Ben dudaklarımı çekmeyince Ege titrek bir nefes vererek kollarını bana daha da sardı. Onun kokusuyla nefeslenirken üzerine giydiği kazak fazlalık gibi gelmeye başlamıştı artık.

Tenini hissetmek, göğsüne gerçek anlamda dokunmak ve aynı zamanda da, onun da dudaklarımı hissetmesini istiyordum. Sırtına sardığım elim yavaşça kazağın uç kısımlarına doğru inerken, yaptığım şeyin farkında bile değildim.

Elim kazağını kavrayınca, Ege yapmak istediğim şeyi anlayarak birden üzerime çıktı. Ben ani haraketi yüzünden şaşkınca suratına bakarken, Ege dudaklarını aralayarak "Ne yapmaya çalışıyorsun güzelim?" diye sordu. Gözlerim konuşan dudaklarına kayarken, bakışlarımı hiç çekmeden "Sadece tenini gerçek anlamda hisssetmek istedim" diye cevap vererek devam ettim. "Kalbini kazağın üzerinden değilde teninin üstünden öpmek istedim"

Zihnimdeki Mahzen (Ara Verildi)Where stories live. Discover now