10. Bölüm

373 125 84
                                    

27:12:2022

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


27:12:2022

Oturduğum arabanın içinde karşımdaki uzun zaman önce yanıp kül olmuş eve bakıyordum. Doğup büyüdüğüm eve.
Bu evin ilk çocuğu ve hep el üstünde tutulan bir bebek olarak dünyaya gelsem de bir süre sonra aile içi şiddet yüzünden psikolojik olarak zarar görmüştüm.

Benden 4 yıl sonra doğan kardeşim Kuzey ve ondan sonra doğan canım kız kardeşim Melek. Bu evin içinde eşine takıntılı bir baba ve eşine sadık olmayan bir anneyle büyümemize rağmen, onların günahlarının kiri kardeşlerime bulaşmamıştı. Tüm kir ilk çocuklarına, yani bana bulaşmıştı.

Kardeşlerimin hiç bir zaman benim gibi olmasını istemedim. Bu yüzden de daha 14 yaşinda bir çocukken kardeşlerimin de gördüğü psikolojik şiddetlere dayanamayarak bu evi onlar uyurken ateşe vermiş ve sadece kardeşlerimi alarak kaçmıştım. Nereye mi kaçmıştım? Tabii ki sokaklara. Bazı çocuklar için sokaklar cehennemdir, bazılari için ise bir kurtuluş. Sokaklar bizim kurtuluşumuzdu...

Tabii bu kurtuluş uzun sürmedi, bir kaç gün sonra polisler bizi buldu. İtfaiye yanan evi söndürmek için geldiğinde çok geçti. Annemle babam yangını söndürmek için uyanamamıştı, çünkü annemin babamdan kurtulmak için ara sıra kullandığı uyku ilaçlarını yemeklerine katmıştım. Daha sonra ocağı üzerindeki yemekle birlikte yakmış ve fırınıda açarak 3 oda bir salondan oluşan evimizin salonuna geçmiştim. Babamın içtiği sigaraların bir kaçını yakarak yere atmıştım. Odadaki parkeyi direkt yakmaya başlayan sigarayı görünce de dışarda bekleyen kardeşlerime koşup uzaklaşmıştım.

Polis bizi bulduktan sonra nerede olduğumuzu ve neden evde olmadığımızı sorgulamıştı. Evin yanmaya başladığını görünce çok korkup annemleri uyandırmaya gittiğimi ama uyanmayınca da kardeşlerimi kurtarmak için onları ordan çıkarıp uzaklaştığımı söylemiştim. Bir süre sonra polis bana inanmış ve bizi yetiştirme yurduna yerleştirmişlerdi. Yetiştirme yurdunda yaşamakta zordu ama Kuzey ve ben kendi kendimizi geliştirerek büyütmeyi başarmıştık. Kuzey bazı konularda benden daha iyiydi, fiziksel güç mesela. Ben zekamı konuştururdum o ise yumruklarını. Ama yine de o benden daha güçlüydü çünkü ben kirliydim. Babamın hastalıklı zihni bana da bulaşmıştı. Ne kadar güçlü olursan ol, eğer hastalıklı bir zihnin varsa bu seni elbet bir gün uçuruma götürürdü.

18i geçince ben yurttan çıktım, bir yandan çalışıp bir yandan da üniversite için hazırlanmaya başladım. Şuan olduğum konuma gelmek çok zor oldu benim için ve eğer kardeşlerim olmasaydı belki de hâlâ Tuna denen o adamın çöplüğünde yaşıyor olurdum. Tuna sayesinde üniversiteye hazırlanırken bir yandan kalacak bir yerim, bir yandan da çalışa bileceğim bir işim vardı. Fakat orası benim kirli düşüncelerimin hayat bulduğu yerdi.

Ecrin. Onunla Üniversitenin ilk günü tanışmıştık. Onu ilk gördüğüm gün kampüsün bahçesinde kızlarla gezerken siyah taşları olan tokasını düşürmüştü, fakat bunun farkında bile değildi, belki de önemsizdi onun için o toka. Ama ben onu alarak haftalarca saklamıştım, saçlarının kokusu vardı o tokada. Nasıl onu orda, yerde bıraka bilirdim ki? Tanışma bahanesiyle tokayı ona geri verdim ama önemsemedi, yüzüme bile bakmadı. Aylarca peşinden koştum, bir kere olsun benimle konuşması için, o güzel sesi bir kez de bana seslensin diye. Peşinden koşmam işe yaramıştı, çünkü Ecrin en sonunda benimle konuşmaya ve ilgi duymaya başlamıştı. 3 yıl süren ilişkimiz onun ihanetiyle son bulmuştu.

Zihnimdeki Mahzen (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin