Ya da ben kafamda çok büyük kuruyordum.

Çok fazla kandırıldın ve insanlara güvenin kalmadı diye rahatlattım biraz kendimi. Çocuk soğuk değil seni daha yeni yeni tanıyor ne bekliyorsun ki?

İlişki zaman isterdi sonuçta.

Dengemi koruyamayıp tekrar çakıldığımda yanıma gelip elini uzattı tutmam için. "İyi misin ?" Sıkıntıyla yanaklarımı şişirdim ve eline sarılarak beni kaldırmasına izin verdim. "Canın yandı mı ?"

"Hayır, iyiyim."

"Biraz dinlenelim mi, yoruldun." Yorgun değildim aslında ama üşümüştüm biraz.

"Olur, üşümeye başlamıştım." Gülümsedi. Alana geri döndüğümüzde otele girmeden önce kayak takımlarını yerine bıraktık. Elimdeki kar eldiveninin bandını dişlerimin arasına sıkıştırıp cırt cırtlı yerinden açarken heyecanla "Sıcak çikolata da içer miyiz ?" diye sordum. "Hem sıcacık hem tatlı!" Çocuk gibi sesim yükseldi bir anda ve Eren "Sakin" dedi. "İnsanlar bakıyor."

"Ne olacak ki ?" Etrafına bakındı. Sahiden de yanımızdaki bir arkadaş grubunun dikkatini çekmiştik. Utanarak "Pardon" dedim.

Elimden tutarak "Hadi içeri" diye yönlendirdi beni.

"Rahatsız mı oldun ?"

Eren başını geriye çevirip yüzüme baktı o sıra. "Hayır, sorun yok."

"Normalde de böyle misin ?" dayanamamıştım daha fazla.

"Anlamadım?" diyerek sorguladığında şömine karşısındaki koltuklara geçmiştik. Kısa süre içinde yanımıza sipariş almaya gelen garsona "Bir sıcak çikolata ve filtre kahve" dedi Eren. Daha sonra tekrar konuya döndü. "Nasılım ?"

"Yani yanlış anlama ama beni-" Söylemek ve konuyu değiştirmek arasında gidip geliyordum. Eren bu kararsızlığımı anlamlandıramıyor olacak ki kaşlarını çattı.

Önümüze bırakılan kahvesinden bir yudum aldı. "Rahatça söyleyebilirsin güzelim, çekinmene gerek yok."

"Evet," Samimiyetle gülümsedim. Ondan çekinmeme gerek yoktu ki. Bana karşı hisleri olmasa niye buraya gelecekti. "Soğuk birisi misin ? Genel olarak yani, yapı bakımından..." Saçmaladığımı fark ederek kendimi susturmak için sıcak çikolatamdan içtim.

"Soğuk mu ?" Şaşırmıştı. "Bu da nereden çıktı ?"

Ben kafamda kurmayı severdim evet ama bu kadarı da hayal ürünüm olamazdı ki. "Baştaki gibi değilsin" dedim bu yüzden daha net olmayı seçerek. "Bilmiyorum belki tamamen yanlış anlıyorum ama aklıma takıldığı için konuşmak istedim. Eskisi gibi uzun uzun mesajlaşmıyoruz. Çok fazla buluşmuyoruz da. Davranışların da farklı sanki yani soğuk. Öncesinde sıcak değilmiştir belki ama istekliydin en azından. Şimdi o isteğin yok olduğunu hissediyorum. Yanılıyorsam söyle lütfen, sonuçta birbirimizi tanımıyoruz henüz."

"Sena sen çok güzelsin," dedi ilk olarak. "Seninle olmayı dans provanızda seni gördüğüm andan beri diliyorum. Seni istemediğimi düşünmeni asla istemem."

"Ama-" dediğimde kaşları havalandı. "Bir aması var değil mi ?"

Başıyla onayladı. "Ama sen dışarıdan göründüğün gibi değilsin." dedi en sonunda. "Farklısın, heyecanlı bir insansın. Fazla heyecanlı, anlıyor musun ?"

"Pek anlamadım aslında" Suratım asıldı ve isteksizce elimdeki kupayı bıraktım masaya. "Bunun neresi kötü ki ?"

Ellerime uzanıp tuttu hemen. "Hayır güzelim kötü değil. Sadece farklı. Yanlış anlama sakın ama bazen çocuk gibisin." Çocuk gibi mi ? Bu lafı etrafımdaki herkesten defalarca duymuştum. Ancak ilk kez bu kadar kalbimi kırdı. Yaptığı şeyi fark ederek toparlamaya çalıştı. "Bak sakın kendini kötü hissetme. Kötü anlamda demiyorum. Alışık değilim ben bu yüzden garipsedim. Yani senin gibi birisini hiç tanımamıştım daha önce."

Panduf | TextingWhere stories live. Discover now