6. ACI

55 7 28
                                    

Yıldızaa basmayı unutmaayın 💗💗
─── ⋆⋅☆⋅⋆ ──
5 aydır El Bab'daydık. Kış ayı gelmişti, buralarda ise kar epey yağıyordu. Soğuğa rağmen vatanımız için her türlü çileyi çekiyorduk, yeterki milletimiz rahat uyusun.

Kırmızı liste'de olan Abbas Naci adında bir teröristin peşindeydik. 5 aydır bulunduğu her ini patlatmıştık ancak her seferinde sanki geleceğimizden haberdarmış gibi kılpayı kurtulmayı başarmıştı. Yaklaşık 50 terörist üyesi yok edilmişti ancak bizim hedefimiz Abbas'dı. Elinde şuanki ve 1 yıl içinde yapacakları bütün planların olduğu bir usb vardı. Abbasla beraber oda elimizde olmalıydı.

Aralık ayı gelmişti, yeni yıla girecektik. Her yeni yılım timimle beraber geçiyordu. Boşuna dememişler, yeni yıla kiminle girersen onunla devam edersin diye. Varsın hep yanımda olsunlar, ben bunada razıyım.

"Komutanım, yeni konum gönderildi. Ne zaman intikal edeceğiz." Dedi Fırat komutanına. Fırat ve 7 diğer asker JÖH üyesiydi. Samet üsteğmen anladığını gösteren bir kafa sallama ile Barlasa döndü. "Bu iş çok uzadı Barlas üsteğmen. Bu sefer en beklenmedik anda vurmalıyız. Kaçacak zamanı bile olmamalı." Barlas bir yandan konuma bakıp bir yandan da Samet üsteğmen ile konuştu "Hepimizin isteği bu yönde, şimdi herkes çantalarını alsın. Bu iti almadan dönmek yok!"

"Emredersiniz komutanım!" Gür bir sesle emire uyup çantalarımızı alarak ayağa kalktık.
"Konum yürüme mesafesi olarak 1 saat uzaklığımızda. Koşarsak 40 dakikaya indirebiliriz, unutmayın, ne kadar çabuk o kadar iyi." Dedi Barlas.

Önden komutanlar yürümeye başladığında bizde arkalarından belirli mesafelerle ilerlemeye başladık. "Yeni yıla bir kaç saat kalmış, bu iti alıp yeni yıla mutlu bir şekilde gireceğiz inşallah." Samet üsteğmen ile Barlasın konuşmasını duydum. Birbirlerini önceden tanıyorlardı sanırım.

Samet üsteğmen sarışın bir adamdı, epeyde uzun bir boyu vardı kendisinin. Tanıdığım en uzun insan Barlasdı ancak Samet üsteğmen Barlastan bile birazda olsa uzundu. Herkesin kafasını kaldırarak bakması gerekiyordu yüzüne bakabilmek için.

"Geçen senede böyle operasyonda girmiştik yeni yıla. Çatışmanın ortasındaydık, her yerimiz kan ter içinseydi." Dedi Barlas. "Hırslanıp dahada kıstırmıştık adamları köşeye, şu trabzonlu olan varya." Arkaya kafasını çevirip Dursuna baktı Samet üsteğmen, gördüğünde ise tekrar Barlasa döndü. "O işte, deli yürek. Laz siniri tuttu bi anda. Sinirle adamların üstüne bomba atmaya başladı, biz ne olduğunu anlayamadan heriflerin leşi çıkmıştı. Görevden döndüğümüzde 10 gün onun lafını yapıp başımızın etini yemişti." Samet üsteğmen'in kahkahası duyuldu.

"Dursun!" Samet üsteğmen Dursuna seslendi.
"Kim ula bana seslenen." Dursun avel avel kimin seslendiğine bakıyordu. "Üsteğmen Samet." Dedi Samet. "Ha buyurasun komutanım." Samet'in derin kahkahası duyuldu tekrardan.

"O laz damarın ne olursa atar?"

"Ha siz niye soraysunuz bunu?"

"Komutana karşı mı geleysun Dursun?"

"Ha bi iş çok uzaduysa aklım çikayi komutanım."

"Sence de bu iş çok uzamadı mı Dursun?"

"Bende aynısını düşüneyrum komutanım."

"O zaman şu hünerlerini bi göster bakalım da."

Komutanından iltifat almış gibi yüzünde bir gülüş oluştu. Salak gülüşü. Hava atar gibi bakışlar atıyordu etrafa, tam bi aveldi bu çocuk. Bunu hiç unutmaz sürekli bununla övünürdü artık.

Yağmur deli gibi yağmaya başlamıştı. Önümüzü bile göremiyorduk, kafamızı her kaldırdığımızda rüzgarın ağır esintisinden dolayı tekrardan kafamızı yere eğiyorduk. Bastığımız her yerde batıyor, zorluklarla yürüyorduk. Durumu böyle hesaplamadığımız için konuma yarım saat geç varmıştık.

ÖLÜ AĞAÇ DALLARIWhere stories live. Discover now