1

859 47 1
                                    

"Hmm sence bu mu daha iyi yoksa bu mu?"

"Jimin istediğini seç ve gidelim. Çok yoruldum." Jungkook ve Jimin, alışveriş merkezine Jimin'in Yoongi ile olan date'i için gelmişlerdi. Aslında Yoongi'de yanında başka bir çocuk getirecekti ve Jimin aklınca onları ayarlayacaktı. Tabii Jungkook isterse...

"Ya Jungkook hiç yardımcı olmuyorsun. Zaten üst kattalar. Bir şeyler alıp çıkıcaz hadi lütfen" Jimin, Jungkook'un bu hallerini sevmiyordu. Çoğu zaman böyle olmazdı ama istemediği bir şey olduğunda dünyanın en gıcık arkadaşına sahip oluyordu. Ve o anda bunlardan birisiydi.

"Of.. İyi tamam şu siyah olan güzelmiş. Hadi öde de gidelim. Daha bir de senin "sözde" olan 4'lü date'ine gideceğiz." Jungkook elleriyle imalı bir şekilde bunu söylerken Jimin ise hala kararsız kalmıştı.

"Jungkook, ben ikisini de alıyorum" Jungkook isyan eder bir şekilde;
"Bire Jimin madem ikisini de alacaktın ne diye yarım saattir burdayız biz? Hadi al, giyin ve gidelim."
"Çok mızıkçısın biliyorsun değil mi? "

"Genlerimde var bebeğim" dedi Jungkook alaycı bir şekilde. "Jimin ben dışarıda bekliyorum"
Jimin cilveli bir şekilde "Tamam" dedi.

Jungkook mağazanın önünde ki koltuklardan birine oturdu. Fakat karşı tarafında maskeli bir adam vardı. İlk önce ona doğru baktığını düşündü ama hemen bu fikrinden vazgeçti. 2 dakika geçtikten sonra hala ona baktığını farketti. Jungkook bundan haliyle rahatsız olmuştu. Adamın olduğu tarafa yönelirken Jimin geldi.

"Jungkook, hadi çıkalım mı yukarıya? Zaten geç kaldık." Jungkook imalı bir şekilde "Kim yüzünden acaba?"

"Ya Jungkook neden suratın böyle asık ve bu kadar gıcıksın?"

"Birileriyle tanışmak istemiyorum. Haz etmiyorum bu tür şeylerden. Sırf senin için burdayım zaten. Yoksa o Yoongi malının yanına bile yaklaşmam"

"Kabul et yine de iyi biri. Seversin aslında tanısan."
"Tanıdım ve sevmiyorum, sevmeyeceğim. Hele birde seni üzsün. O zaman... "

"Ağzını hayra açar mısın? Mutlu edecek, ben inanıyorum. İyi düşünelim... "

"İyi olsun" Jungkook ve Jimin yürüyen merdivenlere doğru yöneldiler. Jungkook, Jimin ile konuşmaktan az önce olan olayı tamamen unutmuştu. Belki de ona baktığını sanmıştı.

"Jungkook... Ordalar." Jungkook Yoongi'yi gördüğünde yanında getirdiği kişiye bakmıştı. Getirdiği kişi bir kadındı..

'Jimin, yanında kadın mı var yoksa ben mi yanlış görüyorum. Kadınlarla takılıyor anlaşılan."

"Ben.. Arkadaşım deyince erkek sandım. Öyle olur yani."

"Of... Bak sırf senin için geliyorum haberin olsun." Jungkook zaten gelmek istemiyordu ama bu durum onun canını sıkmıştı. Kendine bir sevgili bulamayacağı için değil aksine bu durumdan mutluydu. Ama Jimin'in yüzünde ki hayal kırıklığı onu üzmüştü.

"Selam" Jimin gerçekten çok heyecanlıydı. Selam demesinden bile anlaşılıyordu bu heyecanı.

"Selam, Jimin. Sana bahsettiğim arkadaşım So hee." Jungkook, isminden bile haz etmemişti..

"Bu da benim sana bahsettiğim arkadaşım Jungkook."
"Jungkook'u tanıyorum. Geçmişimiz pek iyi olmasa da senin sayende iyi olacaktır Jimin."

Jimin alttan Jungkook'a dürterek ve sessiz bir biçimde "Jungkook, So hee ile tanış" diyordu.
"Hayır Jimin, yapmayacağım."

Günün ilerleyen saatlerinde Jimin Yoongi'nin sohbeti koyulaştı. Birbirlerine kendilerinden bahsedip övgüler yağdırıyorlardı. Jungkook ise bazen so hee ile konuşuyordu. Aslında hoşuna da gitmeye başlıyordu bu durum çünkü So hee'nin lezbiyen olduğunu öğrenmişti. Zaten Jungkook ile öyle bir amaç için gelmemişti buraya. O da aynı Jungkook gibi arkadaşına destek olmak için gelmişti.

Jungkook aslında eğlenmeye başlıyordu. Ta ki silah sesi gelene kadar.

"Jungkook, neler oluyor?!" Jimin bu tür durumlarda hep Jungkook'a güvenirdi. Şuan çok korkuyordu.

"Jimin, korkma tamam mı? Ben yanındayım güvendesin. Tam karşımızda acil çıkış kapısı var. Oraya gidersek çıkabiliriz. Korkma ama tamam mı?"

"Jimin, yanındayız." Jungkook bu durumda Yoongi'ye saatlerce saydırabilirdi ama şuan hayat memat meselesi olduğu için daha sonrasına saklıyordu.

"Jimin, sen Yoongi ile birlikte git tamam mı? Ben arkandan geleceğim." Jungkook ağlayan bir bebek sesi duymuştu. Bu onun en hassas noktasıydı. Küçüklükten kalma bazı travmaları sağolsun.

"Jungkook sen nereye gideceksin? Beni bırakma, lütfen."

"Seni bırakmayacağım. Sadece ufak bir işim var hemen geri döneceğim." Jungkook, Yoongi'ye "Bana bak Yoongi, bu çocuğa iyi bak tamam mı? Eğer bir şey olsun ona... "

"Jungkook geçmişte yaptıpım şeylerden gurur duymuyorum. Jimin'e bir şey yapmam, yapamam da zaten. Güven bana."

Jungkook aşağı kata indi. Evet yaptığı aptallıktı ama bir bebeğin daha hayatının yok olmasını izleyemezdi. Annesi ile babasının orda olduğunu görünce içi rahatladı. Fakat artık çıkamazdı. Alışveriş merkezi yanıyordu ve o bebek ile ailesi de oradaydı. Onları çıkartması gerektiğini düşündü. Veya bir kez olsun kendini düşünmeliydi. Ama işte sırf o bebek için onlsrı çıkarttı. Artık nefes alamıyordu. O havayı fazla solumuştu. Gözleri kapanırken kendine doğru koşan bir adam gördü ve oracıkta bayıldı.

⋆ ˚。⋆୨୧˚ ˚୨୧⋆。˚ ⋆

secret mafia darling | taekook ✔️Where stories live. Discover now