2

559 34 2
                                    

"Lan... Belim... Belim niye bu kadar ağrıyor?" Jungkook uyanmıştı. Ama kendi yatağında, hatta kendi evinde bile değildi. Nerede olduğunu bilmiyordu. Tek hatırladığı şey dün gece olanlardı.

"Jimin... Jimin'i aramam lazım." Elini cebine attığında telefonu yoktu. Hatta hiçbir şeyi yoktu. Ne parası, ne de cüzdanı. Hiçbir şeyi.

Yataktan kalkmıştı. Saat akşam 18.13'dü. Dateleri saat 17.00'daydı zaten. Fazla bir vakit geçmemişti. Ya da çok fazla uyumuştu. Telefonu yanında olsaydı anlardı ne olduğunu. Şuan nerde olduğunu bile bilmiyordu. Aşağıya inmesi gerektiğini düşünmüştü.

Her nerdeyse gerçekten zengin birinin evindeydi. Fakat neden olduğunu bilmiyordu. Aşağıya ilk indiğinde onu bir mutfak karşıladı. Ve o mutfakta yemek yapan biri.

"Uyandın mı bakalım?" kim olduğunu bilmediği bu ses Jungkookla alay eder gibi konuşuyordu.

"Kimsiniz? Ben nerdeyim? Arkadaşıma ne oldu? Cevap versene!"

"Bağırma bana. Sakin olursan anlatacağım her şeyi."

"İlk önce bana dön kim olduğunu bile bilmiyorum. Hem nerden bileceğim beni kaçırıp kaçırmadığını?"

"Öyle bir hedefim olsaydı emin ol önceden yapardım zaten Jeon."

"Bekle. Sen benim soyadımı nerden biliyorsun?" Daha sonra Jungkook'un kafasına dank etti. "Ah, doğru ya, cüzdanımın içinde kimliğim vardı"

"Sapık gibi görünmek istemem çünkü beni muhtemelen öyle algılayacaksın ama seni önceden tanıyorum zaten." Jungkook bunu duyunca şaşırdı.

"T...tanıyor musun? Peki, nerden? Ve...ve şuan bunların hiçbir önemi yok. Bana dön artık kim olduğunu bilmem gerekiyor."

"Hay hay!" Adam arkasını döndüğünde başlında maske olduğunu gördü. "Dalga mı geçiyorsun? Çıkar şu maskeni!" Jungkook bütün sinirini ondan çıkarmak istercesine ona saldırdı. Ve maskesini çıkardı.

"Sen... Lisede ki Kim Taehyungsun."

"Evet canım ta kendisiyim. Seni önceden tanıyorum demiştim."

"Dur sen. Sen ne, neden beni kaçırdın? Aptal falan mısın? Beni gördün ve 'aa bu bizim lisede ki zavallı çocuk değil mi?' mi dedin? Neden kaçırdın beni?!"

"Bak seni kaçırmadım, hayatını kurtardım ve sen teşekkür etmek yerine hesap mı soruyorsun?"

"Arkadaşı-" Taehyung Jungkook'un sözünü keserek "Arkadaşın güvende." Jungkook her ne kadar Taehyung'a güvenmese de bunu duymak onu bir nebze de olsa rahatlatmıştı.

"Şimdi, söyle bana Kim Taehyung beni neden kaçırdın?" Taehyung bıkkın bir biçimde "Jungkook sana kaç kez diyeceğim. Ben seni kaçırmadım. Yardıma ihtiyacın vardı ve bende yardım ettim. Neden bu kadar yükseldiğini anlayamıyorum"

"Madem beni kaçırmadın bırakta arkadaşımın yanına gideyim."

"O iş biraz zor işte.. "

"Neden?"

"Seni benim yanımda gördüler, artık güvende değilsin. O yüzden bir kaç aylığına burda kalman gerek yoksa seni öldürürler."

Jungkook dalga geçerek "Sağol ya hayatımı kurtardığın için baya büyük bir kurtarış olmuş. Şimdi şakanı bitirip beni arksdaşımın yanına bırakır mısın?"

"Hayır kelimesinden ne anladın? Yapamam diyorum."

"Taehyung sen ne iş yapıyorsun?"

"Mafyayım ben hayatım, mafya. Benim yanımdan geç seni oracıkta doğrarlar. O kadar büyüğüm."

"Mafya mısın? O bildiğimiz mafyalardan."

"Yok ben minyonlarda ki Gru gibi pembe prensesli bir mafyayım. Oğlum manyak mısın başka mafya mı var?"

Jungkook hala şoku atlatamamıştı. Şuan lise arksdaşının (daha doğrusu mafya) evindeydi ve ölümle burun burunaydı.

"Şimdi, Kim Taehyung ben burda mı kalacağım? Mal mısın oğlum sen?! Arkadaşlarıma haber vermem lazım, aileme-"

"Senin ailen yok Jungkook" Jungkook bunu duyunca kırıldı. Evet onun bir ailesi yoktu. Ama bunu yüzüne vurmasına da gerek yoktu.

"Çok sağol gerçekten" Jungkook koşar adımlarla çıkışı aramaya koyuldu. Her bulduğu kapıya vurup 'orada kimse var mı? Yardım edin bana!' dıyerek bağırıyordu. Fakat her yürüyüşünde o lanet mutfaktan geçiyor, Taehyung'un bu sakinliğine deli oluyordu. En sonunda yapmaktan vazgeçti ve mutfak ile birleşik olan oturma odasında ki koltuğa geçti.

Taehyung alaycı bir şekilde "Ee ettiler mi yardım bari?"
Jungkook gergin bir biçimde "Çok mu komik amına koduğum."

"Dua et tanışıyoruz, başka biri olsaydı şuan kafası uçmuştu biliyor musun? "

Taehyung elinde bir pankek tabağıyla Jungkook'un yanına geldi "Pankek ister misin?" diye sorduğunda Jungkook her defasında "götüne sok o pankekleri" diyerek tersliyordu.

"Şansına küs, bütün pankekler bitti."

"Ayı gibi yedin değil mi?"

"Evet şekerim benim de enerji depolamam gerekiyor. Hadi sen de git yat uyu. Yorulmuşsundur bugün"

Jungkook "Gerizekalı mal" diye söylenerek yukarıya çıktı. Taehyung ise "Hala aynı Jungkook ve hala yakından bile olsa güzel Jungkook" diye diye bulaşıkları yıkadı. Hayatı artık nasıl olacaktı bilmiyordu ama Jungkook olunca her şeyin çok güzel olacağını biliyordu.

secret mafia darling | taekook ✔️Where stories live. Discover now