16. BÖLÜM: DİLEK TUT 🌠

14 5 0
                                    

Hepinize merhaba ^^

Bu bölümü okuyacaklar için minik bir duyuru:
Müziği açmayı unutmayın :))

Hepinize keyifli okumalar diliyorum.

♡♡♡

♡♡♡

ओह! यह छवि हमारे सामग्री दिशानिर्देशों का पालन नहीं करती है। प्रकाशन जारी रखने के लिए, कृपया इसे हटा दें या कोई भिन्न छवि अपलोड करें।

16. Bölüm: DİLEK TUT⭐️

_____________🪷_____________

Karanlıkmış. Gökyüzü kapkaranlıkmış. Kış olmasına rağmen, insanlar bulutlardan göremese de gökyüzü yıldızlarla doluymuş. Hepsi de tüm ihtişamlarıyla parlıyormuş. Birisi hariç...

Daha yeniymiş oralarda. Ne arkadaşı varmış, ne ailesi... Yalnız başınaymış. Parlayamıyormuş. Oysa küçük yıldızın tek bir dileği varmış. Kendisini görmeleri... İnsanların evlerinin pencerelerinden, sokaklardan, bahçelerden, banklardan, yani nerede olursa olsun her yerden parmaklarının ucuyla onu göstererek "Ne kadar da güzel parlıyor!" demeleriymiş tek dileği. Ama bunu bir türlü gerçekleştiremiyormuş. Çünkü parlamak şöyle dursun, o diğerleri kadar büyük bile değilmiş...

Buna çok üzünlen küçük yıldız buralardan gitmeye karar vermiş. Dünyadan uzaklaşmaya, başka gezegenlerin çevresinde, başka galaksilerde yaşamaya karar vermiş. Doğup büyüdüğü bu yerlerden uzaklaşmak kendisini her ne kadar çok yıpratsa da üzse de kararlıymış.

O gece kimseye bir şey söylememiş. Son kez bakmış dünyaya.

Bir tarafı masmavi ve parlak bir şekilde dururken aynı şekilde diğer tarafı kapkaranlıkmış. Bir kısım insanlar gün işleriyle meşgul olurken, belki de sınavlarına girerlerken, ailelerinin yanına giderlerken, marketteyken, sinema izlerken, ağlarken, gülerken, konuşurken, bağırırken, doğarken veya ölürken bir taraf ise sepsessizmiş. Sanki onlar karanlığa mahkum olmuş şanssız kişilermiş gibi...

Ama küçük yıldız şunu anlamış, her ne kadar karanlıkta olsalar da onlar da yaşıyorlar. Onlar da varlar. Onlar da gülüyorlar, ağlıyorlar, doğuyorlar ve ölüyorlar...

Son bir kez da dönüp güneşe bakmış. O kadar güzel parlıyormuş ki, bir an için güneşin kendisi gibi karanlıkta kalmanın nasıl bir duygu olduğunu asla bilmediğini ve bilemeyeceğini düşünmüş. Yıllardır tüm ihtişamıyla parlayan güneş, kendisi gibi karanlıkta kalanların derdini nasıl anlayabilirmiş?

Kendisini üzüntüyle seyreden küçük yıldızı gören güneş dayanamamış.

"Ufaklık! Nereye böyle?" diye sormuş gidecekli olan küçük yıldıza.

"Gidiyorum ben." demiş küçük yıldız. Şu durumda güneşle konuşmak yapmak istediği bir şey değilmiş.

"Nereye gidiyorsun?" demiş parlak gövdesini daha da çok parlaklaştırarak.

LABİRENT~जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें