Kapıya gelen koruma kıza çıkma zamanının geldiğini bildirdi. Kız adamın yüzüne bakmadan çıkışa ilerlerken Arsen sözünü daha bitirmediğine karar verdi. Son bir söz ile kızı iyice ağına alacaktı.

"Unutma küçük Sevil, bir bakmışsın bir nefes kadar yakınındayım." Ve kız koşarak adamın ofisinden ayrıldı. Gözlerinden yaşlar istemsiz akarken en yakınına bunu nasıl yapacağını düşünüyordu. Bir söz birden fazla anlam içerirdi ve bu son söylediği düşünmek istemediği anlamlar içeriyordu.

Nasıl belli etmezdi. Ada onun her şeyiydi. Anlardı ki. İçindeki bir diğer tarafsa her şeyin planını yapmıştı. Kız zaten iki hocası ile de hatırı sayılır bir yakınlığı olduğunu tahmin ediyordu. Ordan ilerlerdi. Bu ortaya çıkarsa ada ona fena derecede kızacaktı.

Adanın kızmasına kalmadan bu sarışın adam öldürürdü belki onu. Çıktığı binaya omzunun üstünden baktı. Adları batsın diye düşündü.

KUYUMCULAR HOLDİNG

Bu sırada sarışın adam camdan kızın çıkışını izliyordu. Nasıl da titriyordu yavrucak. Ona bir şart bile sunamamıştı. Oysa bunu yapma karşılığında ondan bir şey isteseydi arsen seve seve verirdi. Elindeki viskiden bir yudum aldı. Arkasından güvendiği adamlardan biri konuşunca dahi gözlerini giden kızdan ayırmadı.

"Sonunda onu da öldürecek miyiz patron?" Arsen başını salladı. Bu işe bulaşanların hiç biri sağ çıkamayacaktı. Bir iş yapıyorsan arkasını temizlemen lazımdı.

"Hepsini öldüreceğiz. Ama adayı bunları öldürdükten sonraya saklayacağım. İçimden bir ses onu seveceğimi söylüyor." Bir yudumda viskiyi kafasına dikti. Kıraçın dershanesine gittiği anda oyun başlayacaktı.

"Eğlenceli olacak."

Günümüz

Bir Perşembe gününden daha merhabalar sayın seyirciler bendiniz ada bugünkü haberler sunmak için karşınızda bulunmakta.

"Bel altı konuşmayalım diyorum da-" yanımda oturan halime baktım. O mu bel altı konuşmayacaktı. Bugün melek gelmediği için yanıma oturmuştu bende sesimizi çıkarmamıştım.

"Sen ve bel altı halime gözünü sevim." Haziran, genelde halime ile bel altı konular konuşmayı severdi. Ne yapıcan canım erkenlik ve merak işte. Mesela geçen gün penisin hangi pozisyonda kırıldığını öğrenmiştik. Pek iç açıcıydı doğrusu.

"Ne biri Sevil mi dedi. Evet aşkım bel altı. Gönder." Sevil ellerin masaya koyup eğilmiş sanki halime devlet sırrı söyleyecekmiş gibi gözlerini dikmişti.

"Bu Türk erkeklerinin ortalaması çok kısa be." Grup, ne ortalaması olduğunu şak diye anlamıştı. Sevil 'bu muydu yani' bakışlarını atıp masadan ellerini çekti.

"Bilmediğimiz bişey söyle halime." Sevilin hevesi kaçmıştı.

"Kanka ama bak 16 cm. Bilemedim." Dedi halime hepimize bakarak. Özellikle bir tık kısık ses ile konuşuyorduk. Sonuçta sınıfta ismimiz çıkmasın canım.

"Beni bir 29 paklar anca." Dediğim şeye kendim de güldüm.

"Bence de ada. Buluruz sana bir 29 cm." Hazirana kaşlarımı kaldırarak baktım. Bul lan. Bul bak ben arkandayım.

"Oyun mu oynasak." Sevilin konuyu değiştirme çabalarına bakılırsa eski sevgilisininki 13 falandı. Hayır hayır arkadaşımı sevmem onun sevgilisini de sevmem anlamına gelmiyordu. Hiç bir sevgilisini de sevmedim zaten.

"Bakıyorum konu hoşuna gitmedi."

"Gitmedi değil de bu bel altı soruları doğruluk cesaret oynayarak mı birbirimize yönlendirsek."  Aslına mantıklıydı. Sevil hazirana baktı. Haziran başını salladı.

AH BE HOCAM!?+18Where stories live. Discover now