18: Film arası

En başından başla
                                    

Boynumda olan elini yukarı çıkarıp saçlarımı karıştırmıştı hala yüzü yakınken. Gülümsüyordu. "Taehyung. Seni seviyorum." dedim karşımdaki görüntü ile kendimi tutamazken.

Taehyung elini tekrar elime kenetlerken karşılık vermişti "Bende seni seviyorum bücür." kurduğu cümleye karşılık gülümserken son kelimesinde gülümsemem solmuştu. Hafifçe koluna vurup gülümsemiştim.

Sonunda markete ulaştığımızda içki bölümüne gitmiştik hemen. Birden fazla çeşit vardı. Taehyung evdekilere sormak için elini cebine attığında birkaç saniye boyunca durmuştu. "Telefonum yanımda değil. Seninki yanında mı?" dediğinde bende kendi ceplerimi kontrol etmiştim. "Hayır. Sen almışsındır diye almadım." demiştim ne yapacağımı bilemeyerek Taehyung'a bakarken.

Taehyung omuzlarını kaldırıp konuşmuştu "Eh, elimizden başka birşey gelmiyor. Hepsinden alalım."

"Ne! O kadar içkiyi ne yapacağız?"

"Kimin ne istediğini bilemeyiz."

"Benim param yok biliyosun dimi?"

"Sevgilin fakir mi sanıyorsun?"

Her içkiden birer tane alıp kasaya gitmiştik. Kasada duran çocuğun bize 'bu ne amk napiyonuz' dercesine attığı bakışları umursamadan tüm içkileri kasaya yerleştirmiştik. Sıra ödemeye geldiğinde Taehyung cüzdanını biraz karıştırmış, daha sonrasında ise siyah kartı ile ödemesini tamamlamıştı. Tüm bunlar olurken Taehyung'a şaşkınlıkla bakıyordum. O, zengindi.

Şişe dolu poşetleri alıp yola koyulmuştuk. Taehyung'la sohbet ederek tüm sokağı yürümüştük hemen sonrasında da eve varmıştık. Cebimden anahtarı çıkarıp kapıyı açtığımda gördüğüm manzarayla dona kalmıştım.

Taehyung ne olduğunu anladığında elindeki poşeti bir kenara koyup hızlıca salona doğru ilerlemiş ve diğerlerinin elinde tuttuğu telefonu almıştı aniden. Kendime geldiğimde bende poşeti yere bırakıp hızlıca Taehyung'un yanına gitmiştim. Jimin ve Hoseok ağlıyorlardı. Diğerleri ise mutsuz bir şekilde ağlayan çocuklara moral veriyorlardı. Taehyung'un elindeki telefona baktığımda bir kere daha şok olmuştum.

Elindeki benim telefonumdu ve.. Galerimdeki videolar oynuyordu bir yandan. Kaçırıldığımda çektiğim o videolar. Taehyung'un elinden telefonu hızlıca alıp kapatmıştım. Nasıl açmışlardı bilmiyordum ama sessiz kalamazdım.

"Size bu izni kim verdi? Gizlice yapmak yerine bana danışabilirdiniz."

Daha sonra Jin, Namjoon ve Yoongi üçlüsüne dönerek "Peki siz nasıl buna izin veriyorsunuz?" demiştim.

Jimin, onu yatıştıran Yoongi'nin kollarının arasından çıkmış ve boynuma sarılmıştı. Aynı şekilde Hoseok'da yerinden kalkıp bana sarılmıştı.

Gülümseyerek ikisine de sarılmıştım sakince. Daha sonrasında ikisini de kendimden ayırıp konuşmuştum.

"Ben iyiyim. Ağlamayın. Geçmişe değil şuana odaklanın. Hepimiz mutluyuz. Değil mi?"

Hoseok ve Jimin kafalarını yukarı aşağı sallarken bir yandan da gözyaşlarını siliyorlardı. Son bir kez daha onlara sarılıp iyi olduklarından emin olduktan sonra ayrılmıştık.

Diğerlerinin gülümseyerek kurduğu cümleleri duyduklarında onlarda gülümsemişlerdi.

Yanımda Taehyung'un olmadığını fark ettiğimde arkamı dönmüştüm. Tae elindeki iki poşetle beraber gülümseyerek yanıma geliyordu. Salonun ortasına doğru geldiğinde poşetleri kaldırarak topluluğa konuşmuştu.

"Evet eee. Biz, sizin ne seveceğinizi bilmediğimizden, marketteki tüm içkileri aldık..."

Herkes kocaman gözlerle Taehyung'a bakarken biz ikimiz büyük gülümsemelerimizle onlara bakıyorduk. Jin konuştu ardından "Taehyung ben sana paranı böyle şeylere harca diye mi veriyorum?" demişti. Taehyung şaşkın ifadesiyle konuşup "Hyung-" demişti ancak Jin tekrardan sözünü kesmişti "Tabii ki de böyle şeyler için veriyorum başka ne olacak." diyip gülmeye başlayınca hepimiz gülmüştük.

Behind The Mask | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin