2🌠

59 5 0
                                    

"iyi misin?" diye sorduğunda ondan uzaklaştım. Nasıl hala yüzüme bakabiliyordu? Senden nefret ediyorum yang jeongin!

"sen nasıl hala yüzüme bakabiliyorsun?"

"Binna ben üzgünüm."

Şuan kendimi çok kötü hissediyordum. "üzgün olman hiçbir şeyi düzeltmez, yang!" bana şaşkınca bakarken ben kendimi kontrol etmeye çalışıyordum.

Jeongin, Topu bize yaklaşan felix ve grubuna attığında herkesin bize baktığına emindim. Bu beni geriyordu, hem de fazlasıyla.

Felix topu yakalayıp yere attığında yanımıza geldi, önümüzde durdu. Yani benim önümde. Şuan ölsem ne güzel olurdu.

Jeongin beni korumak istercesine beni geri almaya çalışmıştı. Ne olursa olsun ondan nefret ediyordum. Bunun altından da bir şey çıkacaktı. O, bende güven problemi yaşamamı sağlamıştı. Kaygılarımın artmasına sebep olmuştu.

Felix alayla bize gülerken konuştu. Ben niye rahat olamıyordum? Niye sürekli kaygılarım ile yaşıyordum? Neden kendimden nefret ediyordum artık?

"yeni koruyucu ha. Bunları nasıl yapıyorsun, yıldız kız?"

"b-ben bir şey yapmıyorum." lanet olsun ki sesim titrek ve eminsiz çıkmıştı.

Güldü "ilk yaralarının etrafına yıldız çizen yang jeongin değil miydi? Hatta, senin bu halde olmanın sebebi o değil miydi?"

Jeongin'e baktım sinirle. O da yuktundu. "ne saçmalıyorsun sen!"

Minho alayla konuştu arkadaşı gibi "yalan mı? Bu kız senin yüzünden bu halde değil mi?"

Bunları duymak istemiyordum hele de herkes bize bakarken. Kendimi güvende hissetmiyordum. Aslında hiçbir yerde güvende hissetmiyordum.

Gitmeye kalktığımda hyunjin önüme geçip kolumdan tuttu. Sıska bedenimi kimse fark etmiyordu jeongin'in arkasında.

Kolumu çekmeye çalıştım "bırak kolumu!" güldü "hadi ya, nereye gidiyorsun?" diye cevap verdi.

Kolumu sertçe çektiğimde oradan uzaklaşmak istedim. Ama bana çelme takıp yere düşmeme sebep oldu. Kendimi ağlamamak için zor tutuyordum. Bazıları gülüyor, bazıları da kılını kıpırdatmıyordu.

Yaktığım elimin üzerine düşmüştüm. Kalktım ve arkama bakmadan oradan uzaklaştım. Üzerimde bakışlar vardı ve bu kendimden iyice nefret etmeme sebep oluyordu.

İnsanların bakışları son derece rahatsız ediciydi. Elime baktım, kızarmıştı. Zaten yanıktı. Çok fazla yakmamıştım ama üstünde çok durunca acıtıyordu. Ve orada yıldız vardı. Neden bilmiyorum ama yıldız çizmek bana iyi geliyordu.

Birazdan teneffüs çalacaktı. Öğle arası olacaktı ve bu benim için daha zordu. Okulun çatısına çıktım bu yüzden. Bağırmak istiyordum ama kimse beni duysun istemiyordum.

O nasıl olacak Kim Binna?

Bir yere oturdum. O an zil çaldı. Kimse gelmesin lütfen yanıma. Lütfen.. Sadece düzgün yaşayıp vakti geldiğinde ölmek istiyordum.

Sen öyle san Binna..

Yanımda hissettiğim haraketlilik ile bacağıma sardığım kolları açıp açmamak arasında kaldım. Tehlikede miydim yine?

Kollarımı bacağımı sarmayı bırakıp bakışlarımı yana çevirdim. "Rahatsız ettiysem özür dilerim." yanıma geldiğinde "yanına oturabilir miyim?" diye sordu.

Bu çocuk kimse ile yani arkadaş grubu hariç kimse ile konuşmuyordu. Niye yanıma gelmişti? Kafa salladım. Yanıma oturduğunda birkaç adım yana kaydım. Fazla yakınlık hiçbir zaman iyi değildi.

my hero/bangchanWhere stories live. Discover now