19.BÖLÜM: "ROMANTİK KOMEDİ EVRENİNE HAPSOLMAK"

6K 828 1.7K
                                    

Herkese merhaba!

Oy vermeyi ve satır aralarına yorumlarınızı bırakmayı unutmayın lütfen. Keyifli okumalar! :3

*

Uyandığımda beyazlar içindeydim.

Ama hayır, ölmemiştim. Işıklar, duvarlar, perdeler, üzerinde yatak ve üstümü örten pikenin rengi beyazdı. Kaldığım bu hastane odasının içindeki tek farklı renk, baştan aşağı siyahlara bürünmüş Han'a aitti.

Yanıbaşımda oturmuş, kim bilir kaç saattir kendime gelmemi bekleyen ve nihayet uykuya yenik düşen Han'a... Elimi tutuyordu, uykuya daldığı andan itibaren kafası yatağa gömülmüş olsa da elimi tutmaya devam ediyordu.

Diğer elimden damar yolu açmışlardı, başucumda serum askısı vardı. Boğazımın acıdığını fark ettim, kuruluk henüz geçmemişti. Yine de dudaklarımı ıslatarak ismini söyledim. "Han."

Aniden başını kaldırdı, sanki hiç uykuya yenik düşmemiş gibi gözleri bir anda açılmıştı. "Elisa?"

Gülümsemeye çalıştım, iyiyim dercesine.

"İyi misin?" diye sordu elimi daha sıkı tutarak. "Ağrın var mı? Doktoru çağırayım ben."

Ayağa kalkmak üzereydi ki bırakacağını anladığım elimle tuttum onu. "Sakin," dedim güçlükle. Bir kez daha dudaklarımı ıslattım. "Su?"

Telaşla başını salladı. Yanımdaki komodinin üzerindeki su şişesini aldı, bunu yaparken elimi bırakmak zorunda kalmıştı. Ve bu hiç iyi hissettirmedi. Cam şişenin kapağını açtı ve yattığım yerde doğrulmama yardım ederek üç yudum su içmeme izin verdi.

"Biraz daha," diye ısrar ettim.

Ciddiyetle başını iki yana salladı. "Doktor izin vermediği sürece olmaz."

"Su yahu bu, öldürmez!"

"Çikolata da öldürmezdi," dediğinde suratı gölgelendi. "Ama bak, buradayız şimdi."

"Yer fıstığına alerjim var."

"Öğrendim," dedi başını eğerek. "Acı bir şekilde."

"Korktun mu benim için?"

Eğdiği başını kaldırmadan gözlerini benimle buluşturdu. "Ölüyorsun sandım Elisa. Ben de ölürdüm."

"O kadar çok mu," diyerek onu utandırmaya kalkacaktım ki aniden aklıma bir anı düştü. Öksürmeye başladıktan sonra söyledikleri... Ne demişti, yıllar sonra sana kavuşmuşken mi? "Dur bir dakika." Yattığım yerde doğrulmaya çalıştım.

"Ne, bir şey mi oldu?" Sağıma soluma bakınmaya başladı, acı çektiğim için duraksadığımı sanmış ve yeniden endişeye kapılmıştı.

"Ben o haldeyken sen bana bir şey söyledin. Yıllar sonra sana kavuşmuşken gibi bir şey?"

Mırıltılı bir ses çıkardı sadece.

"Ne demek istedin?"

"Hiç."

"Beni geçiştirme. Duydum seni. Yıllar sonra dedin, eminim. Ne dedin, ne demek istedin?"

"Demedim öyle bir şey, demiyorum zaten. Çok önemli bir şey değildi sadece."

"Ne demek önemli değil ya!" diye kızmaya başladım. Oysaki ben ne düşünmüştüm, ne düşlemiştim...

AŞIK OLMA KORKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin