"Babanız olmayı hiç hak etmedim öyle değil mi?" Çaresizlik ve gözyaşları içerisinde sorduğu soru beni üzmedi. Aksine sinirlendirdi.

"Sen babamız olmayı değil baba olmayı bile hak etmiyorsun. Kabul et. Bizi hiç sevmedin değil mi?"

Ablam babama göre acımasızca olan sorularını sormaya devam ederken gözlerinde özlem değil kin vardı.

Ablamın ilk defa birisine karşı kinlendiğini görüyordum.

En acı duygu nedir? diye sorsalar babasızlık derdim.

Daha acı bir duygu var mı diye sorsalar babanız varken babasız gibi hissetmek derdim.

Göğsüm yangın yerine dönüştü.

Ağlamaya başladığımda sessizliği ile verdiği cevabı beni mahvetti.

"Aldık biz cevabımızı." Dedi ablam.

Ablam ağlayan bana baktığında gözlerinden çok kısa bir merhamet geçti. Ancak babama dönmesi ile merhamet anında kayboldu yerini nefret aldı.

"Şimdi defol git hayatımızdan. "

Babamın yanından geçerken ağlayarak yeri izlediğini gördüm.

Sızlamadı. Sokaktaki köpeğin haline bile sızlayan kalbim... canımdan, kanımdan olan babamın haline zerre acımadı.

Az ileride bu tarafa doğru gelen eniştem, Yunus ve Ali vardı.

Onlara bakmadan yanlarından geçip gittim.

Ağladığımı kimse görmesin istiyordum.

Ali arkmadan seslendi. Ancak dönüp bakmadım.

Babam gelmişti benim.

Ölüyordu.

Hastaydı.

Canı cehenneme dedi içimdeki ses.

Sizi hiç sevmemiş. Birde onun için üzülüyor musun?! Diye kızdı bana.

Haklıydı.

Gözyaşlarımı silip merdivenleri teker teker çıkmaya başladım.

Esra geldiğimi balkondan görmüş olmalıydı ki, kapıyı açmış bir vaziyette beni bekliyordu.

Onu gördüğümde ağlamam şiddetlendi.

Benim yanına gelmemi beklemeden o bana doğru hızlı adımlarla geldi.

Sarıldığımız sırada gözüme çarpan şey onun da gözlerinin dolu olduğuydu.

"Es... Esra" kesik kesik çıkan sesim ile "Burdayım" dedi sadece.

Sıkı sıkı sarıldığında arkamdan adım sesleri geldi. Ağlamaya devam ederken konuşmaya çalıştım. "Sevmemiş. Bizi hiç sevmemiş."

Bana sarılan kolları kasıldı. "Özür dilerim." Dediğinde neden özür dilediğini anlamaya çalışıyordum. O mu çalmıştı çocukluğumu,o mu yaralamıştı beni? Hayır.

Babamdı.

Bunları bana yapan; kimsesiz gibi hissettiren, bir gece yarısı sokak ortasında hıçkıra hıçkıra ağlamama sebep olan babamdı.

"Dileme. Sen bir şey yapmadın." Saniyeler sonra tekrar konuştum. "Kendimi çok kötü hissediyorum. Bana bu denli kötü hissettiren bir adamı hâlâ nasıl özlüyorum anlayamıyorum. Babalık bile yapmayan bir insana neden hâlâ duygu yüklüyüm bilmiyorum. "

Anlaşılmak istiyordum.

Kırıldığım da gönlümü alan birisi istiyordum hayatımda.

Bunları yapacak olan kişi elin adamı değil babam olsun istiyordum.

-ACEMİ MÜSLÜMAN- Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz