~14~ Gece yaratığı

75 9 16
                                    


Aradan biraz zaman geçmişti ve şu an gece yarısıydı. Şafak vaktine 3 saat kalmıştı. Kurtlar artık yolumuzu kesemeyecekti. Hepimiz uyanıktık yani aslında birkaç kişi dışında hepimiz. Saeji unnie ve Hoseok uykuya dalmıştı. Jaehwa unnie de çok korku dolu zamanlar geçirdiği için Seojun'un kucağında uyuyakalmıştı. Hatta Minji de Jimin'in omzuna başını koymuştu. Gözleri kapalıydı ama uyuyor muydu bilemem. Yoongi etrafta dolanıyor ve camlardan dışarıyı kontrol ediyordu. Mieshun unnie ve Eunji de uyuyordu. Geriye kalanımız uyanıktı.

Mingwon ve Taehyung bir şeyler konuşuyorken, Yoongi gözlemi bitirip yanıma geldi. Başımı ona çevirdim.

"Ne bulmayı umuyordun?" diye sordum.

"Az önce burada yaşayan bir tilkiyi yok ettik. Devamı da olabilir. Hepimiz uyurken tehlike altında kalmak istemezdim," dedi ve başıyla bir duvarı işaret etti.

"Geliyor musun? Biraz şekerleme yapacağım. Şafak vaktinde daha çok yolumuz olacak."

"Haklısın," dedim ve Yoongi'nin peşine düştüm. Uyuyabilir miydim bilmiyordum ama belki denerdim.

Yoongi'nin işaret ettiği duvara dayanarak yere oturduk. Başını duvara dayadı ve ellerini bağladı. Sol bacağını büküp, sağ bacağını uzattı ve gözlerini yumdu. Bir süre onu izledim. Uykum yoktu ve onun da uyuduğunu pek sanmıyordum. Beni hissediyordu belki, ama yine de ona bakmaya devam edecektim. Ona haddinden fazla değer veriyordum.

İnişli çıkışlı bir ilişkimiz olmuş olsa da, onu seviyordum. Sanırım artık o garip davranışlarına da alışmıştım. Sehun unnie'nin kanını içmek için dudağını tercih etmesi gibi. O gün Jungkook'un bana söylediği şeyler belli etmesem de beni iyi hissettirmişti. 'Çünkü o bana sahip olduğunu biliyor' demişti Jaehwa unnie'den için. Ama gel gör ki, şu anda ikisi de birbirine sahip değildi. O gün Jimin ve Jinkyong unnie de birdi. Ama artık değildi. Her şey değişmişti ve hala da değişiyordu.

Aklıma gelen o gün yüzünden bakışlarını Yoongi'den çekip Jimin'e baktım. Uykuya dalmıştı, Eunji de Jimin'in diğer omzuna yatıyordu. Jimin'in eli Eunji'nin belindeydi. Evet, onun hayatı çok değişmişti. Tebessüm ederek o ikiliye bakarken Minji'nin hareketlendiğini fark ettim.

Minji başını Jimin'in omzundan kaldırdı ve etrafına bakındı. Az önce sadece 6 kişi uyurken, şimdi 3 kişi hariç herkes uyuyordu. Biri Minji, biri Jungkook, biri de ben. Muhtemelen benim uyuduğumu sanıyorlardı. Koltuğa oturmuş camdan dışarı bakan Jungkook'u gördüğünde, ayağa kalktı ve ona doğru ilerledi. Bense hiç uyumayacakmış gibi fıldır fıldır etrafa bakıyor, o ikiliyi izliyordum.

Minji Jungkook'un arkasına geçip elini Jungkook'un omzuna koydu. Jungkook arkasına döndü ve minik bir tebessüm sundu. Minji elini çekti ve koltuğun hemen yanına bağdaş kurarak oturdu. Jungkook yere oturan Minji'ye baktı ve, "Oturacak başka yer mi yok? Neden yere oturdun?"  diye sordu. Minji kısa bir süre sessiz kaldı ve başını kaldırıp Jungkook'a bakarak konuştu.

"Sana aşağıdan bakmak daha hoş."

Jungkook alayla güldü ve başını bir anlığına sağa çevirip yeniden sola, Minji'ye çevirdi.

"Bunu ne olarak söylediniz Bayan Park?"

Minji güldü ve, "En tepede sen olmalısın diyorum. Tıpkı bir lider gibi," dedi. Jungkook tebessüm etti ve eliyle koltuğun yanını patpatladı.

"Öyleyse ikimiz birlikte aynı yerden bakalım," dedi. Minji ayağa kalkıp, "Kralı selamlayın minik köylüler!" dedi ve kıkırdayarak Jungkook'un oturduğu koltuğun koluna oturdu. Oturup önüne baktı ve iç geçirdi.

Vampire Mansion⁴ : TilkiWhere stories live. Discover now