GEÇMİŞE DÖNENLER [3] ↓

90 16 25
                                    

Remus'un omzunda ağlamamdan bir saat geçti ve biz hala Gryffindor ortak salonundaydık. Benim diken üstünde olmama rağmen Remus çok rahattı.

"Çok mu acıttı Lia?" Diye sordu. Ya ölümün verdiği acıyı soruyordu, ya da James'e kavuşamamı. Sanırım her ikisini de soruyordu.

"Acıtmadı," dedim, bu yalanım sesime yansıdı ama Remus dönüp bana bakmadı. Başımı omzundan çekti ve dizlerini birleştirdi. Başımı onun dizlerine koydum. Gözlerimden hâlâ yaşlar akıyordu.

"Yalan söylüyorsun," dedi ve duraksadı. "Acıdığını biliyorum Lia, acıdı ve hâlâ da acıyor..." Saçlarımda onun sıcak parmaklarını hissettim, parmaklarını saçlarımda gezdirerek bana təsəlli olmağa çalışıyordu.

Ağzımdan küçük bir hıçkırık kaçtı, son zamanlarda nasıl da sulugöz olmuştum. Fakat şaşırdığım şey, bir hıçkırık sesinin de duyulmasıydı.

Remus, ağlıyordu.

Onun dizlerinden kalktım ve kollarımı onun boynuna doladım, başımı onun boyun girintisine yasladım ve onu sıkıca kendime çektim.

Bir kolu belimi sardığında, bir eli başımın arkasındaydı.

"Geçti Remus, bak, hayattayım, bak sana sarılmışım."

"Ama gelecek... Acı olacak Lia," dedi hıçkırıkları arasından.

"Değiştireceğiz o zaman. Bana hâlâ mektup gelmedi, ve gelmesine bir hafta kadar var. Buna kadar halletmeliyiz." Dedim.

Soyadımdan kurtulursam, aileden atılırsam nasıl olurdu? Ya da ülkeden çıkarsam? Muggle'ların arasında yaşarsam?

Ondan ayrıldım ve Remusa baktım. Ağlamıyordu fakat doluydu gözleri.

"Şimdi toparlan Remus, beni kendi ortak salonumun yanına bırak ve gidip uyu. Ve eğer uyumak istemiyorsan, ne yapacağımız barede düşün. Çünkü ben de öyle yapacağım."

*

Bahçede bir kalabalık görmemle adımlarımı oraya yönelttim. Neler oluyordu? İnsanların arasından zorla oraya ulaştığımda, iki kişinin düello yaptığını anladım. Etraftan kopan heyecanlı nidalar kulaklarımı tırmalarken, öne çıktım. Bunlar Sirius ile Severustu.

Severus bir büyü gönderdi ve Sirius acıyla inleyerek yere savruldu. O hırsına yenik düşmüş bir şekilde ayağa kalktı ve asasını salladı, bu seslerden ötürü duyamadığım bir büyü mırıldandı ve Severus garip bir şekilde ağaca bağlı oldu.

Ve sonda, Severusun gönderdiği bir büyü Sirius'u düşürerek yaraladı. Bunun üzerine Sirius yeniden kalkmaya çalışınca araya girdim, gerekli büyüyü söyleyerek önce Severusu ağaçtan indirdim, sonra Sirius'un yanına koştum.

Etraftaki heyecanlı insanlar sinirimi bozarken onlara döndüm.

"Burada izlenecek birşey yok, lütfen dağılın ve yardım için birilerini çağırın."

Etraf boşalırken yerde yarı uyanık yatmış Sirius'un başını dizimin üzerine koydum. Yanağında oluşan yaraya dokundum ve elim kana bulaştı.

"Aptal," diye mırıldandım. Daha sonra bir büyü mırıldanarak yarayı kapattım. "Acın dinmemiş olabilir, sonuçta ben Madam Pomfrey değilim."

Gözlerini araladı. "Pevensie?" Dediğinde onu uyardım. "Aurelia."

"Neden bir Gryffindor'a yardım ettin? Snape'e neden etmedin?"

GEÇMİŞE DÖNENLER, Remus Lupin Where stories live. Discover now