13.BÖLÜM: KENDİME YALAN SÖYLEDİM

Start from the beginning
                                    

"Allah aşkına," diyerek Cem'in sözünü kesti Deniz. "Şu aranızdaki samimiyeti biraz açar mısın?"

"Ona yanlışlıkla vurdum ve üzerine kahve döküldü, o da bana bilerek vurdu ve gözümü morarttı," dedikten sonra güldü. "Tabii ki de bunlarla kalmıyor. Bu olaydan sonra iki kez daha koridorda çarpıştık ve inanamayacaksınız ama resmen aynı okuldayız!"

"Cem gibi bir arkadaşımızın olmasına!" diyerek süt bardağını kadeh kaldırır gibi kaldırdı Irmak ve Batu, Deniz hatta ben bile kendi süt bardaklarımızı kaldırıp, onunkiyle tokuşturduk.

"Eyvallah, sağ olun dostlarım!" diyerek sütünden bir yudum daha aldı Cem. Belli ki Irmak'ın dalga geçerek söylediği ve bizim de ona uyarak kadeh tokuşturmamızın sebebini anlayamamıştı. Saftı, gerçekten çok saftı.

"Devam et," deyince Batu, başını sallayıp anlatmaya devam etti.

"İşte sonra sırf Rabia beni takip ediyor diye daha çok esprili tweetler atmaya başladım. Sonra bir gün bir baktım Rabia beni engellemiş."

"Oha, neden?" diye sordum.

"İşte ben de ertesi gün yanına gidip beni neden Twitter'dan engelledin, diye sordum. O da şey dedi bana..."

"Ne dedi?" diye sordu Irmak.

"Sen kimsin?" diye, Rabia'nın kendisine sorduğu soruyu söyledi Cem ve hepimiz şoke olmuş bir ifadeyle Cem'e bakmaya başladık. "Ben ona âşıkken o beni tanımıyormuş bile..."

Aynı anda süt dolu bardaklarımızı kaldırdık ve tokuşturduktan sonra kafaya diktik. Sonraki günler beni portakal suyu bile sakinleştirmedi. O kadar gergindim ki 4 Nisan akşamında Kıvanç'ın doğum gününü kutlamak amacıyla Dolap Bar'da toplandığımızda artık saç diplerim bile ağrımaya başlamıştı. Partiyi organize eden kişi Damla'ydı ve her ne kadar Kıvanç'ın doğum günü partisi olsa da Damla'nın organize ettiği bir partide olmak da ayrıca sinirlerime dokunuyordu. Bar tıklım tıklım doluydu. Sanki Bordo Caddesi sakinlerinin hepsi bu bardaydı ve adım atacak yer şöyle dursun, havada nefes alacak oksijen bile yoktu.

Kıvanç ise gittiği her yere sanki kaçacakmışım gibi beni de götürüyor ve daha önce hiç görmediğim yüzlerin iyi dileklerine karşılık olarak teşekkür ediyorken elimi bir an olsun bırakmıyordu.

Baktığım her yeni yüz, Kıvanç ve benim ne kadar da farklı bir çevreye sahip olduğumuzu bana kanıtlıyordu. Benim doğum günü partim evimin bahçesinde yapılmıştı ve davetliler okuldaki arkadaşlarım ve öğretmenlerimdi. Kıvanç'ın doğum günü partisi Bordo Caddesi'nin en büyük barında yapılıyordu ve davetlilerin birçoğunu Kıvanç bile tanımıyordu. Hiç tekin olmayan ve beni epey korkutan bir ortamı olan bu parti ne kadar sürecekti bilmiyordum fakat Kıvanç'ın elimi –üstelik ben istemeden– tutup bir an olsun bırakmıyor oluşu, beni güvende hissettirebiliyordu.

Damla ne yapıp edip, Batu'nun da partiye gelmesini sağlamıştı. Kızdaki azim ve hırsa hayrandım. Partide kendisini tanıdığım sadece birkaç kişi vardı. Onlar da Irmak, Batu, Damla ve Ozan'dı.

Irmak ve Ozan, partinin başlangıcından beri çekildikleri köşede aşklarını yaşıyorlarken, Batu hep birlikte oturmamız için ayarlanan masada oturuyordu. Damla parti organizasyonunu yaptığı için sürekli etrafta dolaşıyor, bir aksiliğin çıkmaması için uğraşıyordu. Selman'la henüz konuşamamıştım ama gördüğüm kadarıyla o da işini yapıyor, etraftakilere servis yapıyordu.

"Kıvanç!" diye bağıran kız, kollarını bir anda Kıvanç'ın boynuna dolayınca, Kıvanç bir adım sendeledi ve eş zamanlı olarak ellerimiz ayrıldı.

SOLUCAN 1 ve 2. KitapWhere stories live. Discover now