"Bişey dicem. Burada güzele benziyor." Melek yanımdan konuşunca "Herhalde bebeğim annemin arkadaşının yeri." Haziran hava atar bir şekilde sütunlara doğru yürümeye başladı. "Burasının fiyat-" sevil konuyu açacağı sırada haziran sözünü kesti.

"Bendensiniz."

"Hayır." "Olmaz." "Kabul etmem." Sevil ben ve meleğin peş peşe söyledikleri karşısında haziran durup arkasını döndü. "Kızlar itiraz kabul etmiyorum." Bir adım atıp haziranın kolunu tuttum.

"Canım bak bu çok fazla lütfen." Yanıma melek ve sevil de geldi. Sevil dediğimi onaylarken melek "Başka bir zaman senden olur." Dedi.

Haziran ciddi bakışlarını üzerimizde gezdirdi. Ben bu bakışı biliyorum. Birazdan hepimizi paylamaya başlıyacak. Ben bunu kabul edemem ki.

"Kızlar susun ve yürüyün. Bu gece dağıtalım." Ben olmaz bakışlarımı atarken haziran bakışları ile beni konuşmadan susturdu.

Dördümüz de kolkola girdik. "Bunun karşılığı olacak." Dedi sevil. Melekte onu onayladı.

Sütunların arasından geçip resepsiyona çıktık. Kocaman resepsiyon tümüyle karşıki duvarı kaplıyordu. "Buyrun haziran hanım yerinizi gösterelim." Resepsiyondaki kızlardan biri ayağa kalkıp bize yolu göstermeye başladı.

Siktir. Asansör mü var? Ah haziran vah haziran. Hepimiz resepsiyonun yanındaki asansöre binip yukarı çıkmaya başladık. Kızlara arada gerici bakışlar atıyordum. Melek aynadan makyajını düzeltiyor sevil ise telefona bakıyordu. Haziransa resepsiyon görevlisiyle sohpet ediyordu.

"Ayarladığımız gibi haziran hanım kimsenin sizi rahatsız edemeyeceği bir konumda yeriniz. Dilediğince eğlenin." 1 kat çıktık 1 kat daha çıkınca asansör durdu ve kapıları açıldı. Herkes içersine bakmaya başladı. Burası da neydi? Saray yavrusu odası mı?

Hepimiz odaya girince iki uzun L koltuk tam ortaladında içki dolu bir sehpa, koca bir tv, ve bilardo masası bir de şurada dolap vardı. İçinde içki olduğuna o kadar eminim ki. Bir anda gözler hazirana döndü. Birkaç kapı sa vardı odada. Onlar çok dikkatimi çekmedi.

Haziran omuz silkti. "Seni adamların elinden kurtarmak ve yanlış yola düşmemen için iyi bir tercih gibi ada." Hadi ama ya. Bende iki adam görüp cilveleşicem diye mutlu oluyordum. "Sağol." Dedim.
Koyu kırmızı L koltuğa gidip oturdum. Kız o kadar para vericekti buraya. Eğlenelim bari erkek olmasa bile.

"Hadi ama sizce herşey bu kadar mıdır?" Haziran gelip karşıki L koltuğa oturdu. Odada bir kapı vardı. Kapı birden açıldı ve içeri polis üniformalı adamlar girdi. Lan noliiii.

Hemen ayaklanıp ellerimi kaldırdım. "Vallaha uyuşturucu almadık polis." Melek de ellerini kaldırmıştı. Bu polislerin burada ne işi vardı. O sırada haziran rahat rahat masada olan kirazlardan birini göğüsünün üzerine koymuştu. Bu kız neden böyle.

"Kaldır elleri polis. Bu eğlence bizsiz yapılamaz." Ellerinde çantalar ile 4 yakışıklı polis odaya giriş yaptı. O çantada ne vardı. "Haziran ne yapıyorsun?" Haziran gülmeye başladı. Polislerde sırıtıyordu. Bizsiz yapılmaz mı?

"SİKTİR." Hazirana doğru "sen jigolo mu tuttun?" Başını olumlu anlamda salladı. Hay aklıma. Yaptığım harekete gülüp yerime oturdum. Sevil de sağıma oturmuştu. "Bu kız normal değil." Dedi. Ona bir bakış attım. "Normal olmasını isteyen kim?"

Haziranın tuttuğu adamlar gelip 4 çantayı da yere bırakıp soyunmaya başladılar. Önce mavi polis gömleklerini sonra da pantolonlarını çıkarıp sadece boxerları ile kaldılar. Ben şok. Şaşkınca izleyip hangisi benimle ilgilenecek diye bakmaya başladım.

AH BE HOCAM!?+18Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon