35 · pt.2

878 82 245
                                    

Maiya, Satoru ile ilişkilerinin tamamen bittiğini düşünmeye başladığında o günün üzerinden tam bir hafta geçmişti.

O günden sonra Satoru, onu bir daha görmeyeceğini söylediği konusunda gerçekten dediğini yapmış ve bu bir hafta boyunca ortalıkta görünmemişti.

Satoru'yu görmediği, sesini duymadığı ve ondan en ufak bir haber bile alamadığı tamı tamına yedi koca gün.

Ne gün içinde ardı sıra attığı yüzlerce mesaj vardı ne de kendisi. Onun yokluğu hayatında aniden yeri dolmayacak büyük bir boşluk oluşturuvermişti.

Akşamları evinin ışığı yanmıyordu, onun eve girip çıktığını bile görmüyordu. Bunun sebebi bir hafta boyunca evine bile uğramamış olmasıydı ki bu onu endişelendirmeden edemiyordu artık. Başka bir eve taşınmış olması en yüksek olasılıktı ama bunu öğrenebilmek için ona açıkça ulaşmaya çalışacak yüzü yoktu.

Yine de endişeliydi ve Satoru'nun öğrenme ihtimali olsa dahi bunu umursamadan Ijichi'ye veya Nanami'ye yazmayı düşünmeye başlamıştı. Şirkette tesadüfi bir şekilde iş gezisine gittiğini öğrenene kadar bunun hakkında ciddi bir şekilde düşünüyordu ancak iş gezisinde olduğunu öğrenince bundan vazgeçmişti. Bunu öğrenmek endişelerini biraz olsun dindirip onu rahatlatmış olsa da hâlâ huzurlu hissedemiyordu.

Aklında durmak bilmeksizin dolanan zehirli düşünceleri yüzünden sonsuz bir pişmanlık ve suçluluk duygusu içinde yüzüp dururken her günü adeta bir işkence gibi geçiyordu.

Yeni bir hata yaptığının, söylememesi gereken şeyler söylediğinin, konuşmadan önce onu dinlemesi ve hatta o giderken onu durdurması gerektiğinin farkındaydı. Kısa bir süre öncesinde sorunlarının sağlıklı iletişim kuramamaları olduğunun bilincine varmış olsa da hislerinin ve düşüncelerinin yoğunluğu altında ezilip bunun hareketlerine yansımasına engel olamamıştı. Yine.

Düşüncelerini kontrol etmek neredeyse imkansızdı zaten, bu konuda çoğu insan da kolay kolay başarılı olamazdı. Ancak kendini sağlıksız düşüncelerine kaptırmamak da bu denli zor olmamalıydı.

"Eh, sonuçta o da bir insan."

Olan her şeyi anlattığında Kaori'nin kendisine söylediği şey buydu.

"Gösterdiği tüm çabanın seninle olmayı ne kadar istediğinin bir yansıması olduğunu düşünüyorum, Maiya. Ama boşa kürek çekmek bir süre sonunda her insanı yorar."

Kaori'nin sözleri her zamanki gibi mantıklıydı, biraz da acı verici. Ama gerçek buydu ve bazı şeyleri Satoru'nun açısından düşünmesini sağlamıştı.

Bana güvenmiyorsan ve çabalarımı şiddetle geri çeviriyorsan çabalamaya devam etmemin anlamı ne?

Satoru böyle düşünmüş olmalıydı.

"Yine de, senden vazgeçtiğini düşünmüyorum. Sadece biraz dinlenmeye ihtiyaç duyuyor, seni bu kadar severken bir anda sevmekten vazgeçemez. Şu an bile sen bir adım atarsan onun sana iki adım atacağından şüphem yok. O adımı at, tabii onunla işleri yoluna koymayı gerçekten istiyorsan. Unutma, bu hayatta düzelmeyecek hiçbir şey yok."

Arkadaşının söyledikleri zihninde fazlasıyla yer edindi ve bir hafta boyunca her gün kendisini belli etti. Ne yapması gerektiği konusunda kararsızdı ve kendisini suçlamayı bir an olsun kesmedi.

toxic, so addictive | gojo satoruWhere stories live. Discover now