17

1K 98 135
                                    

"Bay Gojo?"

Rahat sandalyesinde arkasına yaslanarak oturmuş, odasındaki boydan boya olan camdan ayaklarının altında kalan Tokyo şehrinin manzarasını izlerken telefonun diğer ucundaki gün boyu duymaktan sıkılmayacağı ses kulaklarını doldurduğunda büyükçe bir sırıtış oluştu Satoru'nun dudaklarında. Yaşadıkları onca şeye rağmen onunla hâlâ resmi bir şekilde konuşuyor olması tam olarak hoşuna gitmese de, ona bu şekilde seslendiği her seferde içini kaplayıveren tuhaf heyecan yine kıpır kıpır etmişti içini.

"Maiya." dedi sadece, sırf adını söylemek bile fazlaca hoşuna gidiyordu ve onun adını söylerkenki ses tonu her zamanki gibi duyanların iç çekmesine sebep olabilecek kadar hoş ve etkileyici, biraz da hülyalıydı. Garip bir şekilde, Satoru'nun ses tonundan gülümsediğini anlayabilmişti telefonun diğer ucundan Maiya.

"Efendim?" diye bir karşılık verdi birkaç saniyelik sessizliğin ardından.

Satoru'nun ismini söyleyen sesi öyle etkileyici gelmişti ki kulağına kısa bir anlığına soluğu kesilmişti Maiya'nın. Ondan etkileniyor olması zaten su götürmez bir gerçekti ancak ona aşk adı altında duygular beslediğini kabul ettiğinden ve Satoru'ya olan bakış açısı romantik bir seviyeye ulaştığından beri onun en ufak bir hareketinden veya sözünden bile etkilenir hâle gelmişti ki bu, yirmi beş yaşında bir kadın olmasına rağmen liseli bir ergen gibi hissetmesine sebep oluyordu.

"Yaklaşık üç hafta öncesinde bana bir randevu sözü vermiştin, hatırlıyor musun?"

Satoru'nun söylediklerinden sonra, son üç hafta boyunca beraber geçirdikleri her bir an doluştu zihnine sanki çıktığı varmış gibi ve bu sessizce iç çekmesine sebep oldu.

Gün doğumunu izledikleri günün üstünden bir hafta geçmişti ve bu sürede Maiya'nın ayak bileği iyileşmiş ve çalışmaya nihayet geri dönmüştü.

İzinli olduğu yaklaşık üç hafta düşündüğünün aksine sıkıcı veya bomboş değil, neredeyse her bir anı beklenmedik bir şekilde Satoru ile doluydu ve Maiya kısa sürede buna o kadar alışmıştı ki neredeyse ayak bileği iyileştiği için üzülecekti.

Satoru'nun sevgisine tam anlamıyla güvenemeyen, onun kendisiyle ciddi bir ilişkiye girmeyeceğini, onunla sadece eğlenmeye çalıştığını ve kendisini o kadar da önemsemediğini düşünen Maiya için onun bu ilgisi şaşırtıcı ve beklenmedikti, bu yüzden de istemeden alışkanlık hâline gelmişti.

Satoru'nun bu ilgisi sayesinde, sandığından daha fazla önemsendiğini görmüş ve bu da Maiya'ya bazı şeylerin farkındalığını vermişti.

Maiya, ailesinden uzakta çalışmaya başladığı zamandan beri kendi ayaklarının üstünde duruyor ve her zaman her işini kendi başına hallediyordu. Bu kötü bir şey değildi ve hâlinden de oldukça memnundu ancak bazı zamanlar tek başına olmak onun için yorucu olabiliyor, fark etmese ve kabullenmese de desteğe ve ilgiye ihtiyaç duyabiliyordu. Bunu Satoru sayesinde kabullenmişti ve artık farkındaydı ki yalnız olmak zorunda da değildi.

"Elbette hatırlıyorum Bay Gojo."

Satoru, Maiya'nın cevabından sonra rahatladığını hissetti. Aralarındaki ilişki ilk baştaki o soğukluğunu yitirmiş olsa bile hâlâ onu rahatsız hissettiriyor olabilme konusunda bazı endişeleri vardı. Bu yüzden onun kendisiyle randevuya çıkmak konusunuda fikrini değiştirmiş olabileceğini ve hatta Maiya'nın verdiği sözü çoktan unutmuş olabileceğini bile düşünmüştü.

"Sözünü bugün benimle öğle yemeği yiyerek yerine getirsen güzel olmaz mıydı?"

Maiya'nın dudaklarının arasından bir gülüş kaçtı ve Satoru'nun yüzündeki sırıtış ağzı yırtılırcasına büyüdü.

toxic, so addictive | gojo satoruWhere stories live. Discover now