19

878 87 40
                                    

"Günaydın."

Yüzünde kocaman bir sırıtışla kapıyı açtığında ve gözleri karşısında aynı kocaman sırıtışa sahip Satoru'ninkilerle buluştuğunda ağzından bu kelime çıktı Maiya'nın.

Havluyla sarılı saçlarından duş aldığı ve üzerindeki bej rengi triko elbisesinden işe gitmek için hazırlandığı belli oluyordu.

Satoru'nun yüzündeki sırıtış büyüyebilirmiş gibi daha da büyüdü. İçeri doğru adımlarken tuttuğu, içinde taze ve sıcak kruvasan olan karton paketi yere bırakarak Maiya'nın yüzünü büyük ellerinin arasına aldı ve ona doğru eğildi.

"Günaydın sevgilim."

Dudaklarını birleştirdiğinde Maiya açık kapıyı arkalarından kapattı ve kollarını takım elbisesinin ceketinin içinden beline dolayıp kendini ona yaslayarak karşılık verdi öpücüğüne.

İlişkilerinin birinci ayıydı ve Satoru onu sayamayacağı kez öpmek istediği konusunda söylediğini gerçekten yapıyor, Maiya'yı mümkün olan her yerde ve anda öpüyordu. Her bir öpücüğe ona olan tüm aşkını ve hayranlığını katarak her bir öpücüklerini böyle özel kılıyor, her bir öpücük ilk öpücükleriymiş gibi hissettiriyordu.

Dudaklarının birbirinin üzerinde hareket ettiği uzun sayılabilecek bir süre sonunda yavaşça ayrıldıklarında birbirlerinden fazla uzaklaşmadılar. Heyecan ve mutlulukla parlayan gözleri birbirini bulurken birbirlerinin sıcak nefeslerini kendi dudakları üzerinde hissedebiliyorlardı.

Satoru elleri arasında tuttuğu sevgilisinin yüzünü nazikçe okşadı, sonra da eğilip üst üste birkaç öpücük kondurdu dudaklarına. Ellerinden birini hafifçe ensesine doğru kaydırırken diğerini ise ince beline kaydırdı. Dudaklarından çenesine inen dudakları, birkaç tatlı öpücükle süsledi çenesini ve çenesinden boynuna bir yol çizdi öpücükleriyle.

"Kokunun bağımlısıyım," diye mırıldandı boynuna bıraktığı öpücüklerin arasından. "Nasıl böyle güzel kokabilirsin ki?"

Saçlarındaki havluyu çıkarıp ıslak saçlarının omzuna dökülmesini sağladığında şampuanının kokusu da etrafa yayıldı. Kafasını boynundan kaldırıp burnunu saçlarına bastırdı, derince bir nefes alarak kokusunu içine çekti ve omzuna ve beline sardığı kollarını sıkılaştırırken bir öpücük bıraktı saçlarının arasına.

İlişkileri başlayalı henüz bir ay olmuş olsa bile bu onlar için klasikleşmişti. Satoru sabah uyanıyor, üstünü giyiniyor ve Maiya'nın kapısının önünde bitiyordu. Sabahın erken saatlerinde, kapının önünde birbirlerinin kolları arasında dakikalarca vakit geçiriyor, birbirlerine sabah öpücüklerini veriyorlardı. Beraber kahvaltı edip sohbet ederek keyifli vakit geçiriyorlar ve beraber biraz daha fazla yan yana kalabilmek için Maiya'yı işe Satoru bırakıyordu. Satoru ondan ayrı kalamıyordu, yemek molasında dahi azıcık bile üşenmeden Maiya'nın yanına gidiyor ve hatta ondan birkaç öpücük çalıyordu. İşten çıktıktan sonra da uyuyacakları vakte kadar onun evinde vakit geçiriyorlardı.

Huzurla iç çeken Maiya, ona daha sıkı sarılırken yüzünü de boynuna doğru gömdü ve ona güvende hissettiren hoş kokusunu içine çekerken boynunun gömleğinin açıkta bıraktığı kısma bir öpücük kondurdu.

Onunla böyle olabilmek inanılmazdı. Ona yakın olmayı ve her gün birbirlerini öpüp birbirlerinin kolları arasında vakit geçirmeyi zaman zaman hâlâ garipsese de Satoru aynı Satoru'ydu. Sadece ona karşı yaklaşımı daha da sevgi dolu bir hâle gelmişti. Onun böyle sevgi dolu yönünü açıkça görmek onu başta şaşkına çevirse de onun tarafından gerçekten sevildiğini iliklerine kadar hissediyordu.

toxic, so addictive | gojo satoruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin